Translation of "Avcı" in English

Avcı ayıyı vurdu.

The hunter shot a bear.

Avcı, kuşu vurdu.

The hunter shot the bird.

Avcı tilkiyi öldürdü.

The hunter killed a fox.

Tom bir avcı.

Tom is a hunter.

Avcı, tilkiyi yakaladı.

The hunter caught the fox.

Yerleşik avcı-toplayıcıların olması,

It was a new discovery of 20-25 years ago,

Peki o zavallı avcı?

And what about that poor hunter?

Avcı kuşa ateş etti.

The hunter shot at the bird.

Avcı uçağı bombalarını bıraktı.

The fighter plane released its bombs.

Avcı gökyüzünün görünümünü araştırdı.

The hunter explored the appearance of the sky.

Fil avcı tarafından öldürüldü.

The elephant was killed by the hunter.

Avcı tavşanları köpeğiyle avladı.

The hunter hunted rabbits with his dog.

Avcı kamuflaj giysisi giydi.

The hunter wore camouflage clothing.

Avcı geyiğin derisini yüzüyordu.

The hunter was skinning the deer.

Avcı silaha cephane koydu.

The hunter put ammunition in the gun.

Avcı, tilkiyi vurarak öldürdü.

The hunter shot the fox dead.

Avcı bir tilki vurdu.

The hunter shot a fox.

Doğan avcı bir kuştur.

The hawk is a bird of prey.

Yerleşik avcı-toplayıcıların yerleşim yerleri.

Settlements of settled hunters-gatherers.

Avcı ve avın şartları eşitleniyor.

Predator and prey are evenly matched.

Avcı toplayıcıyız avı toplayıcı nedir?

we are hunter gatherer what is the hunter gatherer?

Ve insanlar avcı toplayıcı ise

and if people are hunter gatherers

Avcı bir geyiğe ateş etti.

The hunter shot at a deer.

Avcı bir ayıya ateş etti.

The hunter shot a bear.

Avcı tavşanları ve geyikleri vuruyor.

The hunter shoots deer and hares.

Avcı ayı izlerini takip etti.

The hunter followed the bear tracks.

Avcı ayının izlerini takip etti.

The hunter followed the bear's tracks.

O yaşlı avcı, şerifi tanıyor.

That old trapper knows the sheriff.

Şu yaşlı avcı Kaliforniya'da yaşadı.

That old trapper lived in California.

Bütün dünyada insanlar hâlâ avcı-toplayıcıyken,

when all over the world, people were still hunter-gatherers,

Bu bölüm, avcı-toplayıcı topluluklardan tarıma,

And this chapter is about the transition from hunter-gatherers societies

Avcı oluyor ve o karıncayiyeni öldürüp

becomes a hunter and kills that anteater

Bir avcı, köpeği ile tavşanları avladı.

A hunter hunted hares with his dog.

Avcı kuşa nişan aldı fakat ıskaladı.

The hunter aimed at the bird, but missed.

Avcı dönmemek üzere ormanın derinliklerine gitti.

The hunter went deep into the forest, never to return.

Ben bir iz süren avcı değilim.

I'm not a stalker.

- Doğanlar avcı kuşlardır.
- Doğanlar yırtıcı kuşlardır.

Falcons are birds of prey.

Tom avcı bıçağı ile Mary'yi bıçakladı.

Tom stabbed Mary with a hunting knife.

Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.

An aggressive hunter with its big eyes firmly on the prize.

Bu beyaz avcı örümcek kendine eş arıyor.

This white lady huntsman spider is looking for a mate.

Avcı her ses ve hareket için tetikteydi.

The hunter was alert to every sound and movement.

Her avcı sülünün nerede olduğunu bilmek ister.

- Richard Of York Gave Battle In Vain.
- Every hunter wants to know where the pheasant is.

İki avcı karşılaştı: her ikisi de ölü.

Two hunters meet: both are dead.

Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.

Tom spent the night in an old hunting shack.

Kurt kırmızı başlıklı kızı yedi. Avcı kurtu vurdu.

The wolf ate Little Red Riding Hood. The hunter shot the wolf.

- Kartal avcı bir kuştur.
- Kartal yırtıcı bir kuştur.

The eagle is a bird of prey.

Köpeği dâhil etmiyoruz: Avcı-toplayıcılar tarafından zaten önceden evcilleştirilmişti.

We exclude the dog; it was domesticated earlier, by the hunters-gatherers already.

Yani insanlar avcı toplayıcıyken bu yapıyı mı inşa etti?

I mean, did people build this structure when they were hunter gatherers?

Avcı beklenmedik bir şekilde karda taze kan damlacıkları buldu.

The hunter unexpectedly found fresh blood droplets in the snow.

Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.

The centipede’s main role as a predator is to keep insect populations in check.

Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.

to lay eggs of her own. With fewer predators around,

Saldırganlığın en görünür formları genellikle av ve avcı arasında görülür.

The most visible forms of aggression are often seen between prey and predator.

The Sacramento Chronicle sık sık o yaşlı avcı hakkında yazar.

The Sacramento Chronicle writes frequently about that old trapper.

Hangi balıkçı ya da avcı onun mutlu deneyimleri hakkında konuşmayı sevmez?

What fisherman or hunter doesn't like to talk about his happy experiences?

Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!

No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free!

- Kartallar, doğanlar ve şahinler alıcı kuşlardır.
- Kartallar, doğanlar ve şahinler yırtıcı kuşlardır.
- Kartallar, doğanlar ve şahinler avcı kuşlardır.

Eagles, falcons and hawks are birds of prey.

Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.

A wily hunter, Christopher Columbus once donned a red riding hood and went into the forest. Without a doubt, he attracted the Big Bad Wolf, grabbed him, and dragged the screaming wolf back to his ship.