Translation of "Giymem" in English

Müstehcen kıyafetler giymem.

I don't wear suggestive clothing.

Kostümümü giymem gerekiyor.

I need to change into my costume.

Normalde etek giymem.

I don't normally wear skirts.

Hiç ceket giymem.

I never wear a jacket.

Ben bunu asla giymem.

I never wear it.

Ben evimde ayakkabı giymem.

I don't wear shoes in my house.

Ben asla pembe giymem.

I never wear pink.

Ben genellikle pijama giymem.

- I usually don't wear pajamas.
- I don't usually wear pajamas.

Ben neredeyse pembe giymem.

I hardly ever wear pink.

Ben genellikle çorap giymem.

I don't usually wear socks.

Ben asla kırmızı giymem.

I never wear red.

Hiç takım elbise giymem.

I never wear a suit.

Ben asla bir eşofman giymem.

I'd never wear a shell suit.

Kazağın üzerine ne giymem gerekir?

What should I put on over my sweater?

- Ayakkabılarımı giymeliyim.
- Ayakkabılarımı giymem lâzım.

I have to put my shoes on.

Ben asla takım elbise giymem.

I never wear suits.

Ben asla beyaz çorap giymem.

I never wear white socks.

Bu rengi sık sık giymem.

I don't often wear this color.

Hangi gömleği giymem gerektiğini düşünüyorsun?

Which shirt do you think I should wear?

- Bugün bir cekey giymem gerektiğini sanmıyorum.
- Bugün bir palto giymem gerektiğini sanmıyorum.

- I don't think I need to wear a coat today.
- I don't think that I need to wear a coat today.

Yarın randevumda ne giymem gerektiğini düşünüyorsun?

- What clothes do you think I should put on to go to my date tomorrow?
- What do you think I should wear for my date tomorrow?
- What do you think I should wear on my date tomorrow?

Ben genellikle bir takım elbise giymem.

I don't usually wear a suit.

Ben sık sık takım elbise giymem.

I don't often wear a suit.

Bu ayakkabılar benim giymem için çok küçük.

These shoes are too small for me to wear.

Yarın randevum için ne giymem gerektiğini düşünüyorsun?

What do you think I should wear for my date tomorrow?

Bu gömlek benim giymem için fazla küçük.

This shirt is too small for me to wear.

Tom bu kurşun geçirmez yeleği giymem için ısrar etti.

Tom insisted I put on this bulletproof vest.

Benim en büyük sorunum ne giymem gerektiğine karar vermektir.

My biggest problem is deciding what I should wear.

Yarın randevuma gitmek için hangi elbiseleri giymem gerektiğini düşünüyorsun?

What clothes do you think I should put on to go to my date tomorrow?

- Daha sıcak bir şeye dönüşmeye gitmem gerek.
- Daha kalın bir şeyler giymem gerekiyor.

I need to go change into something warmer.

- Şimdi zayıf olduğumdan dolayı bu kıyafeti giymek benim için daha kolay.
- Şimdi zayıf olduğum için bu kıyafeti giymem daha kolay.

It's easier for me to wear this dress now that I'm thin.