Translation of "Etek" in English

Etek yeşildir.

The skirt is green.

Etek uzun.

The skirt is long.

Kırmızı etek yeni.

The red skirt is new.

Kısa etek pembe.

The small skirt is pink.

Uzun etek giyiyor.

She wears long skirts.

Bir etek ütüledi.

She ironed a skirt.

Etek boyları iniyor.

Hemlines are going down.

Bu etek uzun.

This skirt is long.

O etek uzun.

That skirt is long.

Normalde etek giymem.

I don't normally wear skirts.

Mini etek ve mikro etek arasındaki fark nedir?

What's the difference between a miniskirt and a microskirt?

Mini etek yakında gelecek.

Miniskirts will soon come back.

Neden kısa etek seviyorsun?

Why do you like short skirts?

Kilt bir etek değildir.

The kilt is not a skirt.

Kısa etek modadan kalktı.

The short skirt is out of fashion.

Bu kumaşı etek yapacağım.

I'm going to make this material into a skirt.

Bu güzel bir etek.

That's a nice skirt.

Gençken sadece etek giyerdim.

When I was young, I used to only wear skirts.

Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.

I'm looking for a warm, woolen skirt.

O, kırmızı bir etek giyiyordu.

She was wearing a red skirt.

Annesi ona bir etek dikti.

Her mother sewed a skirt for her.

Eski elbisesinden bir etek yaptı.

She turned her old dress into a skirt.

Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.

Girls are wearing short skirts these days.

Kısa beyaz bir etek arıyorum!

I am looking for a white mini skirt!

Mary çoğunlukla uzun etek giyer.

Mary often wears long skirts.

Mary kırmızı bir etek giyiyordu.

Mary was wearing a red skirt.

Bu etek biraz fazla sıkı.

This skirt is a little too tight.

Bu etek bana uyar mı?

Does this skirt suit me?

Mary çiçekli bir etek giydi.

Mary wore a flowery skirt.

Mary etek giyen tek kızdı.

Mary was the only girl wearing a skirt.

Marie etek giyen tek kızdı.

Marie was the only girl wearing a skirt.

Mary kısa bir etek giyiyor.

Mary is wearing a short skirt.

- O etek çok kısa, değil mi?
- Bu etek çok kısa, değil mi?

That skirt's too short, isn't it?

O, soluk bir pamuk etek giymişti.

She was dressed in a faded cotton skirt.

O kızlar beyaz etek mi giyiyor?

Do those girls wear white skirts?

Halam bana yeni bir etek yaptı.

My aunt made me a new skirt.

Annem mini etek giymeme izin vermedi.

My mother didn't let me wear a miniskirt.

Annem bana sevimli bir etek yaptı.

My mother made me a cute skirt.

Beyaz bluz ve kırmızı etek giyiyordu.

She was clothed in a white blouse and red skirt.

Mary bugün kısa bir etek giyiyor.

Mary is wearing a short skirt today.

Annem bana yeni bir etek aldı.

My mom bought me a new skirt.

Kırmızı bluz ve beyaz etek giyiyordu.

She was clothed in a red blouse and white skirt.

Kimse cenazede kırmızı mini etek giymez.

One does not wear a red mini skirt to a funeral.

Teyzem bana yeni bir etek yaptı

My aunt made a new skirt for me.

O etek çok kısa değil mi?

Isn't that skirt too short?

Marie bir etek giyen tek kızdı.

- Mary was the only girl wearing a skirt.
- Marie was the only girl wearing a skirt.
- Marie was the only girl to wear a skirt.

O 1955 dolaylarında kaniş etek giyiyordu.

She was wearing a poodle skirt circa 1955.

Tom gayda çalarken bir etek giyer.

Tom wears a kilt when he plays the bagpipes.

Ne giyeceğim: pantolon mu? yoksa etek mi?

- What shall I put on: trousers or a skirt?
- What shall I put on: pants or a skirt?

Burada iki etek var. İlki uzun, diğeri kısa.

Here are two skirts. The first is long, the other is short.

Etek uygun değildi, bu yüzden değiştirmek zorunda kaldım.

The skirt didn't fit so I had to alter it.

Camilerde kadınlar için örtü, etek ve hırka bulunur.

At mosques, scarves, skirts and cardigans are offered for women to wear.

Balerinler tayt, tütü etek ve bale ayakkabısı giyiyorlardı.

The ballerinas wore tights, tutus and ballet slippers.

Genel eğlence için bugün bir mini etek giyiyorum.

For general amusement, I'm wearing a mini-skirt today.

Janet bir etek ve bir bluz satın aldı.

Janet bought a skirt and a blouse.

Mary bir etek ve bir bluz satın aldı.

Mary bought a skirt and a blouse.

Bu bir etek değil. Bu bir İskoç eteği.

- It's not a skirt. It's a kilt.
- It isn't a skirt. It's a kilt.

O, kırmızı bir bluz ve siyah bir etek giymişti.

She was clothed in a red blouse and a black skirt.

O, siyah bir bluz ve kırmızı bir etek giymişti.

She was clothed in a black blouse and red skirt.

O, kısa bir etek ve yüksek topuklu ayakkabı giyiyordu.

She was wearing a short skirt and high heels.

O kırmızı bir gömlek ve siyah bir etek giydi.

She wore a red shirt and a black skirt.

Bir cenaze için kırmızı mini etek giymek uygun değildir.

It's not appropriate to wear a red miniskirt to a funeral.

Mary, kaliteli bir etek ve yün bir şapka giyiyordu.

Mary was wearing a vintage skirt and a wool hat.

Tom'un büyükannesinin bir mini etek giyemeyecek kadar yaşlı olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom's grandmother is too old to wear a miniskirt.
- I think that Tom's grandmother is too old to wear a miniskirt.

Sanırım Tom'un büyükannesi bir mini etek giyemeyecek kadar çok yaşlı.

- I think Tom's grandmother is too old to be wearing a bikini.
- I think that Tom's grandmother is too old to be wearing a bikini.