Translation of "Girdiğim" in English

İzinsiz girdiğim için üzgünüm.

Sorry for the intrusion.

Odaya girdiğim anda konuşmayı kestiler.

The minute I entered the room, they stopped talking.

Eve girdiğim zaman hepsi alkışladı.

When I entered the house, they all applauded.

Bak, Tom, izinsiz girdiğim için üzgünüm.

- Look, Tom, I'm sorry I intruded.
- Look, Tom, I'm sorry that I intruded.

İçeri girdiğim zaman adam onu söylüyordu.

The man was saying it when I came in.

Ben içeri girdiğim zaman odayı terk etti.

He left the room on my entering it.

Bu odaya girdiğim dakikadan beri gözlerimi senden ayıramadım.

I couldn't take my eyes off of you from the minute I entered this room.

Odaya girdiğim an, bir şeyin hatalı olduğunu biliyordum.

The moment I walked into the room, I knew something was wrong.

Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken

And I would witness extraordinarily beautiful electricity in those rooms.

Kafeye girdiğim gibi televizyonda güreş karşılaşması izleyen iki genç erkek gördüm.

As I entered the coffee shop, I found two young men watching a wrestling match on television.

- Odaya girdiğimde, o piyano çaldı.
- Ben odaya girdiğim zaman, o piyano çaldı.

When I entered the room, she was playing the piano.