Translation of "Gerekmeyecek" in English

Çok beklememiz gerekmeyecek.

We won't have to wait long.

Bunu yapmam gerekmeyecek.

I won't need to do that.

Oraya yalnız gitmem gerekmeyecek.

I won't have to go there alone.

Oraya kendim gitmem gerekmeyecek.

I won't have to go there by myself.

Tom'a bir şey söylemen gerekmeyecek.

You won't need to tell Tom anything.

Bana herhangi bir yardım gerekmeyecek.

I won't need any help.

Muhtemelen artık bunu yapmamız gerekmeyecek.

We probably won't need to do that anymore.

Belki de onu yapmanız gerekmeyecek.

Perhaps you won't need to do that.

Tom'un daha fazla beklemesi gerekmeyecek.

Tom won't have to wait any longer.

Muhtemelen onu bir daha yapmamız gerekmeyecek.

We probably won't need to ever do that again.

Tom'un bu ay Boston'a gitmesi gerekmeyecek.

Tom won't need to go to Boston this month.

- Biz uzun süre beklemek zorunda kalmayacağız.
- Çok beklememiz gerekmeyecek.

We won't have to wait long.

Neden bu şeyi öğrenmek zorundayım? Zaten asla onu kullanmam gerekmeyecek.

Why do I have to learn this stuff? I'm never going to need to use it anyway.

Tom doğum gününden önce Mary ile ayrıldı, bu yüzden ona bir hediye alması gerekmeyecek.

Tom broke up with Mary before her birthday, so he wouldn't have to buy her a present.