Translation of "Gitmem" in English

- Ben okula gitmem.
- Okula gitmem.

- I do not go to school.
- I don't go to school.

Gitmem gerekiyor.

I should go.

Okula gitmem.

- I do not go to school.
- I don't go to school.

Gitmem gerekmiyordu.

I didn't have to go.

Gitmem gerek.

- I've got to go.
- I gotta go.

Kiliseye gitmem.

I don't go to church.

Gitmem istendi.

I was asked to leave.

- Hastaneye gitmem lazım.
- Hastaneye gitmem gerek.

- I need to get to the hospital.
- I gotta go to the hospital.

- Hastaneye gitmem gerekiyor.
- Hastaneye gitmem lazım.

- I have to go to hospital.
- I need to go to the hospital.

- Bugün mağazaya gitmem gerekmiyor.
- Bugün markete gitmem gerekmiyor.
- Bugün dükkana gitmem gerekmiyor.

I don't need to go to the store today.

Banyoya gitmem gerekiyor.

- I have to go to the toilet.
- I must go to the toilet.
- I have to go to the bathroom.
- I've got to go to the bathroom.
- I need to go to the toilet.

Okula gitmem gerekiyor.

- I have to go to school.
- I must go to school.

Gitmem gerektiğini biliyorsun.

- You know I have to go.
- You know that I have to go.

Geri gitmem gerek.

- I have to go back.
- I need to go back.

Gitmemi istemezsen gitmem.

If you don't want me to go, I won't.

Alışverişe gitmem gerekiyor.

- I have to go shopping.
- I need to go shopping.

Belki gitmem gerekiyor.

Maybe I should go.

Sanırım gitmem gerekiyor.

- I think it's time for me to go.
- I think I need to go.

Tanışma randevularına gitmem.

I don't go on blind dates.

Gerçekten gitmem gerekiyor.

I really have to get going.

Gerçekten gitmem gerekiyordu.

I really needed to go.

Oraya gitmem gerekiyor.

- I need to get in there.
- I need to go there.

Hastaneye gitmem gerek.

I need to get to the hospital.

Kiminle gitmem gerekiyor?

Who am I supposed to go with?

Şimdi gitmem gerek.

- I have to leave now.
- I must be going now.

Şehre gitmem gerekiyor.

- I have to go to the city.
- I need to go into town.

Şehir merkezine gitmem.

I don't go downtown.

Şikago'ya gitmem gerekiyor.

I need to go to Chicago.

Nereye gitmem gerekiyordu?

Where was I supposed to go?

Şimdi gitmem gerekiyor.

I need to go now.

Eve gitmem söylendi.

I was told to go home.

Gitmem gerektiğini sanmıyorum.

- I don't think I need to go.
- I don't think that I need to go.

Yağmur durmadıkça, gitmem.

I will not go unless it stops raining.

Eve gitmem gerekiyordu.

I needed to go home.

Benden gitmem istendi.

I've been asked to leave.

Ben barlara gitmem.

I don't go to bars.

Oraya asla gitmem.

I'd never go there.

Oraya gitmem gerekmiyor.

I don't need to go there.

Uyumaya gitmem lazım.

I should go to sleep.

Şimdi gitmem imkansız.

It's impossible for me to leave now.

Yakında gitmem gerek.

I need to leave soon.

Tek gitmem lazım.

I need to go alone.

Eczaneye gitmem gerek.

I have to go to the drugstore.

Avustralya’ya gitmem gerek.

I should go to Australia.

Avustralya'ya gitmem gerekmiyor.

I don't need to go to Australia.

Hastaneye gitmem gerekti.

I had to go to the hospital.

- Gitmem gerektiğini düşünüyor musun?
- Sence gitmem gerekiyor mu?

Do you think I ought to go?

- Tatilde nereye gitmem gerekir?
- Tatil için nereye gitmem gerekir?

Where should I go on vacation?

- Bu sabah bankaya gitmem gerek.
- Sabahleyin bankaya gitmem lazım.

I need to go to the bank this morning.

Yağmur yağması halinde, gitmem.

- In case it rains, I won't go.
- If it rains, I won't go.

Pazar günü okula gitmem.

I don't go to school on Sunday.

Dün doktora gitmem gerekti.

I had to see a doctor yesterday.

O, gitmem gerektiğini söyledi.

He said that I must go.

Ben okula otobüsle gitmem.

- I don't go to school by bus.
- I don't go to school by the bus.

Yarın yağmur yağarsa gitmem.

I would not go if it rains tomorrow.

Oraya gitmem gerekiyor mu?

Do I need to go there?

Nereye gitmem gerektiğini bilmiyorum.

I don't know where I should go.

Polise gitmem gerekiyor mu?

Should I go to the police?

Şimdi gitmem gerekiyor mu?

- Do I have to go now?
- Am I supposed to leave now?
- Do I need to go now?

Yalnız gitmem aptalca olurdu.

It would be stupid to go on my own.

Acil servise gitmem gerekti.

I had to go to the emergency room.

Geç oluyor. Gitmem gerek.

It's getting late. I should go.

Tavukları beslemeye gitmem gerekir.

I need to go feed the chicken.

Onunla gitmem için yalvardı.

He begged me to go with him.

Tom gitmem gerektiğini söyledi.

- Tom said that I should leave.
- Tom said I had to leave.

Tom giderse ben gitmem.

If Tom goes, I won't.

Tom gitmezse partiye gitmem.

I won't go to the party unless Tom goes.

Pazar günleri okula gitmem.

- I don't go to school on Sundays.
- Sundays I don't go to school.

Gitmem söylenilen yere giderim.

I go where I'm told to go.

Sizinle gitmem gerektiğini biliyordum.

- I knew I should've gone with you.
- I knew I should have gone with you.

Bir yere gitmem gerekiyor.

I must go somewhere.

Şimdi bankaya gitmem gerek.

I have to go to the bank now.

Neredeyse hiç Boston'a gitmem.

- I hardly ever go to Boston.
- I almost never go to Boston.

Neredeyse hiç kiliseye gitmem.

I hardly ever go to church.

Neredeyse hiç müzelere gitmem.

I hardly ever go to museums.

Dişçiye gitmem gerekir mi?

- Need I go to the dentist's?
- Do I need to go to the dentist's?

Ara sıra okula gitmem.

I am absent from school on occasion.

Eğer gitmem gerekiyorsa giderim.

I will go if I must.

Asla bir yere gitmem.

I never go anywhere.

Cumartesi günü okula gitmem.

I don't go to school Saturday.

Cumartesi günleri okula gitmem.

I don't go to school on Saturdays.

Ne demek gitmem gerekiyor?!

What do you mean I have to leave?!

Yorgunum. Yatağa gitmem gerek.

I am tired, I need to go to bed.