Translation of "Gözleriyle" in English

0.006 sec.

Examples of using "Gözleriyle" in a sentence and their english translations:

Beni gözleriyle yuttu.

He devoured me with his eyes.

Onlar doğal gözleriyle gördüler ama biz kalbimizin gözleriyle görüyoruz.

They saw with their natural eyes but we see with the eyes of our heart.

Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu.

He was listening to me with his eyes shining.

Parlayan gözleriyle odaya girdi.

He came into the room with his eyes shining.

Tom, Mary'yi gözleriyle soydu.

Tom undressed Mary with his eyes.

O bana gözleriyle teşekkür etti.

He thanked me with his eyes.

Tom inanmadığını gözleriyle ifade etti.

Tom rolled his eyes.

Tom gözleriyle Mary'yi işaret etti.

Tom signaled Mary with his eyes.

Tom yarı kapalı gözleriyle dinliyordu.

Tom was listening with his eyes half closed.

O, sulanmış gözleriyle ona baktı.

He looked at her with bleary eyes.

O beni delici gözleriyle büyülüyor.

He enchants me with his piercing eyes.

Kız kardeşim onu kendi gözleriyle gördü.

My sister saw it with her own eyes.

Tom'un sizi gözleriyle soyduğunu nasıl biliyorsun?

How do you know that Tom is undressing you with his eyes?

Mary Tom'un gözleriyle onu soyduğunu hissetti.

Mary felt like Tom was undressing her with his eyes.

Sadece kendi gözleriyle görmek için sabırsızlanıyordu.

He could only wait to see it with his own eyes.

Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.

This pit viper can see... without his eyes.

Gözleri büyük bir sevinçle diğer insanların gözleriyle buluşuyordu.

and she loved using them to gaze intently into other people's eyes.

O bana kazayı kendi gözleriyle görmüş gibi anlattı.

He recounted the accident to me as if he had seen it with his own eyes.

Bir kadın seninle konuşurken, gözleriyle ne dediğini dinle.

When a woman is talking to you, listen to what she says with her eyes.

Kedi büyük, yuvarlak, mavi gözleriyle yoğun olarak ona baktı.

The cat looked intensively at him with her big, round, blue eyes.

Mary sarı saçları ve mavi gözleriyle güzel bir kızdır.

Mary is a beautiful girl with blonde hair and blue eyes.