Translation of "Ifade" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Ifade" in a sentence and their spanish translations:

ifade edemememi hatırladım.

en un mundo que sentía demasiado grande para mí.

Duygularımı ifade edemem.

No puedo describir mis sentimientos.

Görüşünü ifade etmelisin.

- Deberías expresar tu opinión.
- Deberían expresar su opinión.

Anlam ifade etmiyor.

No tiene sentido.

- Kelimeler bunu ifade edemez.
- Sözcükler bunu ifade edemez.

Las palabras no lo pueden expresar.

İfade özgürlüğümüz, örgütlenme özgürlüğümüz,

Nuestra libertad de expresión, de asociación,

O ne ifade ediyor?

¿A qué se refiere?

Kelimeler düşünceleri ifade eder.

Las palabras expresan pensamientos.

Zaten binlerce ifade yarattım.

Ya he creado miles de frases.

Masum olduklarını ifade ettiler.

Declararon su inocencia.

İfade tamamen gerçek değil.

La frase no es del todo cierto.

Dan ifade özgürlüğü yanlısıdır.

- Dan está a favor de la libertad de expresión.
- Dan apoya la libertad de expresión.

Patronumun yüzündeki ifade sertti.

La mirada en el rostro de mi jefe era severa.

Fikrini açıkça ifade et.

Expresa tus ideas bien.

- İfade insanlara hakaret etmek anlamına gelir.
- İnsanlara hakaret amaçlı bir ifade.

Esa frase está para insultar a las personas.

Öfkemi ifade etmeme izin verilirdi.

Bueno, tengo permitido enojarme.

Basitçe ifade edeyim, erkekler kadınlara,

[suena música de tango] Lisa y llanamente, los hombres se enamoran de las mujeres

Bana bir şey ifade etmiyor.

No tiene sentido para mí.

O, kendini açıkça ifade etti.

Se expresó con claridad.

Onu başka şekilde ifade edeyim.

Lo preguntaré de otro modo.

Bence bu ifade biraz gereksiz.

Yo creo que esta frase es un poco redundante.

Fikirlerini nasıl ifade edeceğini biliyordu.

Él sabía cómo comunicar sus ideas.

Memnuniyetsizliğimi ifade etmek için yazıyorum.

Le escribo para expresarle mi insatisfacción.

Duygularımı ifade etmede iyi değilim.

No se me da bien expresar mis sentimientos.

Kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyordu.

Él no sabía cómo expresarse.

Kendini İngilizce olarak ifade edebilir.

Él se puede hacer entender en inglés.

Tom inanmadığını gözleriyle ifade etti.

Tom puso los ojos en blanco.

O bir şey ifade etmiyor.

Eso no significa nada.

Bu bir şey ifade etmiyor.

No significa nada.

Kendimi Fransızca olarak ifade edemiyorum.

No me puedo hacer entender en francés.

Ona minnettarlığımı ifade etmek isterim.

Quisiera expresarle mi agradecimiento.

Bu bir anlam ifade etmiyor.

- Esto no tiene sentido.
- Eso no tiene sentido.

Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.

Los pensamientos se expresan con palabras.

İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.

La libertad de expresión fue firmemente restringida.

Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.

Había una nota de desprecio en su voz.

Mary merhamet ifade etmekten aciz.

Mary es incapaz de expresar compasión.

Soruyu başka şekilde ifade edeceğim.

Reformularé la pregunta.

Daha sonra, tanıklar ifade verdi.

Después declararon los testigos.

Yüzünde tatsız bir ifade vardı.

Tenía mal gesto.

Bu çok esprili bir ifade.

Esa frase tiene mucho ingenio.

Bu ifade bir cümle değildir.

Este enunciado no es una frase.

Minnettarlığımı nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.

No sé cómo expresar mi gratitud.

Kendimi Almanca olarak ifade edemiyorum.

- No puedo hacerme entender en alemán.
- No me entienden cuando hablo alemán.

Tom ne olduğunu ifade etti.

Tom describió lo que había pasado.

O üzgün bir ifade takındı.

Ella puso una expresión triste.

Kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum.

No sabía cómo expresarme.

- İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemem.
- İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemiyorum.

No me puedo expresar muy bien en inglés.

- Tom bana bir anlam ifade etmiyor.
- Tom benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

Tom no significa nada para mí.

Çalışırken ekip çalışmasının, düşünceleri ifade etmenin

Pensé en la necesidad de trabajo en equipo sobre la marcha,

O herhangi bir anlam ifade etmiyor.

- Eso no tiene sentido en lo absoluto.
- Eso no tiene ningún sentido.

Otel kelimelerle ifade edilemeyecek kadar gösterişliydi.

El lujo del hotel estaba más allá de toda descripción.

O, fikrini ifade etmede geri kalmış.

Ella se abstiene de expresar su opinión.

Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.

Su sonrisa expresaba su gratitud.

Ben onu daha iyi ifade edemezdim.

No podría haberlo expresado mejor.

Bana o kelimeyle bir ifade söyle.

- Hazme una frase con esa palabra.
- Dime una frase con esa palabra.
- Me puedes decir una frase con esa palabra.

H kimyasal sembolü hidrojeni ifade eder.

El símbolo químico H designa al hidrógeno.

Kelimeler acısını ifade etmede yetersiz kalır.

Las palabras no pueden expresar su profunda tristeza.

Soruyu başka bir şekilde ifade et.

Reformule la pregunta.

Fikrinizi somut bir biçimde ifade edin.

Concrete usted su idea.

Bu bir şey ifade etmiyor mu?

¿Eso no significa nada?

Burada bir şey anlam ifade etmiyor.

Algo no cuadra aquí.

Keşke hislerimi ifade etme cesaretim olsa.

Desearía tener el valor para expresar mis sentimientos.

Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.

A veces le dificulta expresar claramente sus opiniones.

Tom duygularını nasıl ifade edeceğini bilmiyor.

Tom no sabe cómo expresar sus sentimientos.

Benim için çok şey ifade ediyorsun.

- Significas mucho para mí.
- Significáis mucho para mí.

Bu cümle hiçbir anlam ifade etmiyor.

Esta frase no tiene ningún sentido.

Sensiz yaşamak hiçbir anlam ifade etmiyor.

Vivir sin ti no tiene sentido.

Bu ifade TEDx sahnesinde ilk kez kullanılıyor.

Esta es la primera vez que se dice algo así en un escenario de TEDx.

Bu, kendini ifade etmek için gerekçe oluşturur.

Eso crea la razón fundamental para hacerse oír.

Çok şey ifade eden böyle bir zamanda

Es algo magnífico estar vivo

Mümkün olduğu kadar açıkça kendini ifade et.

Exprésate lo más claramente posible.

O onun için bir şey ifade etmiyor.

Ella no significa nada para él.

Ülkelerine olan derin sevgilerini kendilerince ifade ettiler.

Ellos expresaron a su manera propia su profundo amor por el país.

Bazı cümleler anlam ifade etmiyor. Yani, ne?

Algunas frases no tienen sentido. ¿Y qué?

Demek istediğimi kelimelerle ifade etmeyi zor buluyorum.

Me resulta difícil expresar en palabras lo que quiero decir.

Bu size bir şey ifade ediyor mu?

¿Esto significa algo para vos?

Bu ifade benim için doğru gibi görünüyor.

Esta frase me parece correcta.

Bunun bir şey ifade ettiğini düşünüyor musun?

¿Crees que significa algo?

Bu kelime birkaç farklı şeyi ifade eder.

Esta palabra significa varias cosas diferentes.

Tom nasıl hissettiğini ifade etmek için çabaladı.

Tom luchó para expresar cómo se sintió.

O başka bir şekilde ifade edilebilir mi?

¿Se puede expresar de otra manera?

Metin, yazarın düşüncelerini ve duygularını ifade eder.

El texto representa los pensamientos y sentimientos del autor.

Bu benim için bir anlam ifade etmiyor.

Esto no tiene ningún sentido para mí.

Bana o kelime ile bir ifade ver.

Hazme una frase con esa palabra.

Kabaca ifade edersek, ödüller hayatı yaşamaya değer kılan

recompensas, dicho de un modo sencillo, son todas las cosas que queremos

Bu küçük kız, bir şey ifade etmeye çalışmıyordu.

Estaba claro que su intención no era incomodarme.

Bu ticari uygulamalar sizin için ne ifade edebilir?

¿qué significarían estas prácticas comerciales?

ifade ediyorlar ki buna 'Viking zihniyeti' adını veriyorum.

muy característica y consistente, que yo llamo 'la mentalidad vikinga'.

Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler

Como un reflejo de su personalidad,

Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.

Debo de haberme expresado mal.

O bir şiirde doğa için duygularını ifade etti.

Ella expresó en un poema lo que siente por la naturaleza.

O, İngilizce olarak kendini çok iyi ifade etti.

Él se expresaba muy bien en inglés.

Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.

No encuentro las palabras correctas para expresar mis gracias.

Bunun Tom için çok şey ifade ettiğini biliyorum.

Sé que significa mucho para Tom.