Translation of "Dinliyordu" in English

Tom dinliyordu.

Tom was listening.

- O müzik dinliyordu.
- O, müzik dinliyordu.

She was listening to music.

Odasında müzik dinliyordu.

He was listening to the music in his room.

Herkes dikkatle dinliyordu.

Everybody was listening intently.

Emily müzik dinliyordu.

Emily was listening to music.

O müzik dinliyordu.

He was listening to music.

Tom müzik dinliyordu.

Tom was listening to music.

Tom dikkatle dinliyordu.

- Tom listened with interest.
- Tom was listening intently.
- Tom listened intently.

Mary, iPodunu dinliyordu.

Mary was listening to her iPod.

Tom iPodunu dinliyordu.

Tom was listening to his iPod.

Tom haberi dinliyordu.

Tom was listening to the news.

Sami, Leyla'yı dinliyordu.

Sami was listening to Layla.

Sami Kuran dinliyordu.

Sami was listening to the Quran.

Sami bunu dinliyordu.

Sami was listening to this.

O, müzik dinliyordu.

She was listening to music.

Herkes çok dikkatli dinliyordu.

Everyone was listening very carefully.

Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu.

He was listening to me with his eyes shining.

O, odasında müzik dinliyordu.

He was listening to music in his room.

Herkes dikkatle Tom'u dinliyordu.

Everybody was listening intently to Tom.

Tom black metal dinliyordu.

Tom was listening to black metal.

Polis, Tom'un aramalarını dinliyordu.

The police were listening to Tom's calls.

Tom gerçekten dikkatle dinliyordu.

Tom was paying really close attention.

Tom dışarıda çalışırken iPodunu dinliyordu.

Tom was listening to his iPod as he worked out.

Herkes dikkatle Tom'un konuşmasını dinliyordu.

Everybody was listening intently to Tom's speech.

Tom yarı kapalı gözleriyle dinliyordu.

Tom was listening with his eyes half closed.

Sık sık kötü tavsiyeleri dinliyordu.

He often accepted bad advice.

- Dikkatle dinliyordu.
- Dikkatli biçimde dinledi.

He listened carefully.

O bir deniz kabuğunda denizi dinliyordu.

She was listening to the sea in a sea shell.

Sami İslami bir radyo kanalı dinliyordu.

Sami was listening to a Muslim radio station.

Tom pencerenin önünde duruyordu, Mary ve John'ın konuşmasını dinliyordu.

Tom was standing outside the window, listening to Mary and John talking.

Tom Mary'ye bakmıyordu ama onun söylediği her şeyi dinliyordu.

Tom wasn't looking at Mary, but he was listening to everything she was saying.

Tom bilgisayarında çalışıyormuş gibi davranıyordu, ama aslında gizlice konuşmayı dinliyordu.

Tom pretended to be working on his computer, but in fact he was eavesdropping on the conversation.