Translation of "Evlendiğini" in English

Evlendiğini duydum.

I heard you were getting married.

Tom'un evlendiğini duydum.

- I hear Tom is getting married.
- I heard that Tom got married.

Tekrar evlendiğini duydum.

I hear you got married again.

Tekrar evlendiğini duyuyorum.

I hear you're getting married again.

Onunla evlendiğini anlayabiliyorum.

I could see you marrying him.

Tom'un ne zaman evlendiğini bilmiyorum ama onun evlendiğini biliyorum.

I don't know when Tom got married, but I do know he got married.

Onun evlendiğini birinden duydum.

I heard from someone that she got married.

Tom Mary'nin evlendiğini duydu.

Tom heard that Mary got married.

Tom bana evlendiğini söyledi.

- Tom told me he's getting married.
- Tom told me that he's getting married.

Ben sadece evlendiğini duydum.

I hear you just got married.

Tom Mary'nin evlendiğini bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary had gotten married.
- Tom didn't know Mary had gotten married.

Tom, Mary'nin evlendiğini biliyordu.

Tom knew that Mary had gotten married.

Mary Tom'a evlendiğini söyledi.

Mary told Tom that she was getting married.

Tom'un evlendiğini duyduğuma şaşırmadım.

I wasn't surprised to hear that Tom had gotten married.

Tom'un neden evlendiğini biliyorum.

I know why Tom got married.

Tom'un kiminle evlendiğini bile bilmiyoruz.

We don't even know who Tom got married to.

Tom Mary'nin evlendiğini duyduğuna şaşırmadı.

Tom wasn't surprised to hear that Mary had gotten married.

Ne zaman benimle evlendiğini biliyordun.

You knew that when you married me.

Onun ne zaman evlendiğini bilmiyorum.

I don't know when she got married.

Onunla neden evlendiğini bana söyle.

Tell me why you married her.

Tom'un ne zaman evlendiğini bilmiyorum.

I don't know when Tom got married.

Tom ve Mary'nin evlendiğini duydum.

- I hear Tom and Mary are getting married.
- I heard that Tom and Mary are getting married.

O, bir gaddar adamla evlendiğini bilmiyordu.

She didn't know she had married a monster.

Tom'un zengin bir kadınla evlendiğini duydum.

I heard that Tom got married to a rich woman.

Tom'un geçen hafta evlendiğini biliyor muydun?

- Did you know that Tom got married last week?
- Did you know Tom got married last week?

Tom bana kiminle evlendiğini hiç söylemedi.

Tom never told me who he was married to.

Tom Mary'nin ne zaman evlendiğini bilmiyor.

Tom doesn't know when Mary got married.

Tom iş yerindeki herkese evlendiğini söyledi.

Tom told everybody at work that he was getting married.

Tom, Mary'ye John'un yeniden evlendiğini söyledi.

Tom told Mary that John was getting remarried.

Tom'un evlendiğini bilmediğini mi demek istiyorsunuz?

Do you mean you didn't know Tom had gotten married?

Tom, Mary'nin kiminle evlendiğini bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't know who Mary was getting married to.
- Tom said that he didn't know who Mary was getting married to.

Tom daha önce evlendiğini Mary'ye söylemedi.

Tom didn't tell Mary that he'd been married before.

Tom ve Mary'nin evlendiğini duyduğumda şaşırdım.

- I was surprised when I heard Tom and Mary had gotten married.
- I was surprised when I heard that Tom and Mary had gotten married.

Senin zengin bir adamla evlendiğini duyuyorum.

- I hear you married a rich man.
- I hear that you married a rich man.

Onun evlendiğini ve bir çocuğu olduğunu duydum.

I heard that she got married and she had a kid.

Tom'un neredeyse Mary ile evlendiğini biliyor muydun?

- Did you know that Tom almost married Mary?
- Did you know Tom almost married Mary?

Tom bana Mary'nin geçen ay evlendiğini söyledi.

- Tom told me that Mary got married last month.
- Tom told me Mary got married last month.

Tom ve Mary'nin evlendiğini sana kim söyledi?

Who told you Tom and Mary were getting married?

Tom, John'a kendisinin ve Mary'nin evlendiğini söyledi.

Tom told John that he and Mary were getting married.

Tom ve Mary'nin ne zaman evlendiğini bilmiyorum.

I don't know when Tom and Mary got married.

Tom, o ve Mary'nin neredeyse evlendiğini söylüyor.

- Tom says that he and Mary almost got married.
- Tom says he and Mary almost got married.

- Tom muhtemelen kızının evlendiğini görecek kadar uzun yaşamayacak.
- Tom muhtemelen kızının evlendiğini görmek için yeterince uzun yaşamayacak.

Tom probably won't live long enough to see his daughter get married.

Herkes onun, o adamla parası için evlendiğini biliyor.

- Everybody knows she married him for his money.
- Everybody knows that she married him for his money.

O, oğlunun Tom'un kızıyla evlendiğini görmeyi umut ediyordu.

He hoped to see his son married to Tom's daughter.

Herkes Tom'un Mary ile parası için evlendiğini düşünüyor.

Everyone thinks Tom married Mary for her money.

Geçen hafta Tom ve Mary'nin evlendiğini biliyor muydunuz?

- Did you know that Tom and Mary got married last week?
- Did you know Tom and Mary got married last week?

Tom, Mary ve John'un evlendiğini duyduğunda oldukça şaşırmış görünüyordu.

Tom seemed quite surprised when he heard that Mary and John had gotten married.

Tom Mary ve John'un evlendiğini duyduğunda şaşırmış gibi görünmüyordu.

Tom didn't seem surprised when he heard that Mary and John had gotten married.