Translation of "Birinden" in English

0.016 sec.

Examples of using "Birinden" in a sentence and their english translations:

Ben birinden bahsettim.

I mentioned one.

Birinden hoşlandığımı düşünüyorum.

I think I like someone.

Birinden hoşlanıyor musun?

Do you fancy anyone?

Onu birinden aldım.

I got it from someone.

Onun evlendiğini birinden duydum.

I heard from someone that she got married.

Tanımadığım birinden tavsiye almıyorum.

I'm not taking advice from someone I don't know.

Birinden yardıma ihtiyacım var.

I need help from someone.

- Bizler başka herhangi birinden farklı değiliz.
- Biz başka birinden farklı değiliz.

We're no different from anyone else.

Her dört işten birinden sorumlu.

four new jobs created in the country.

Birinden bir şemsiye ödünç alırım.

- I'll borrow an umbrella from somebody.
- I'll borrow an umbrella from someone.

Tom başka birinden daha uzun.

Tom is taller than anybody else.

Tom'a herhangi birinden daha yakınım

I'm closer to Tom than anyone.

Tom başka birinden daha akıllı.

Tom is smarter than anyone else.

Herhangi birinden yardım almayı beceremedim.

I haven't managed to get help from anyone.

Biz başka birinden daha hızlıyız.

We're faster than anyone else.

İki görüş, birinden daha iyidir.

Two opinions are better than one.

Jack başka herhangi birinden daha akıllıdır.

Jack is a lot wiser than anybody else.

Jack başka herhangi birinden daha zekidir.

Jessie is smarter than anyone else.

Japonya'daki arkadaşlarımın birinden bir mektup aldım.

- I got a letter from a friend of mine in Japan.
- I received a letter from one of my friends in Japan.

Onu herhangi birinden daha iyi tanırım.

I know him better than anybody.

Tom kasabadaki başka birinden daha zengin.

- Tom is richer than anybody else in town.
- Tom is richer than anyone else in town.

Tom'a başka herhangi birinden daha yakınım.

I'm closer to Tom than anyone else.

Tom başka birinden daha şüpheli değil.

Tom is no more suspicious than anybody else.

Tom başka birinden daha meşgul değildir.

Tom isn't any busier than anybody else.

Tom arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun.

Tom is taller than any of his friends.

Tom arkadaşlarının birinden bir iyilik istedi.

Tom asked one of his friends for a favor.

Sana başka birinden duymayacağın şeyler söyleyebilirim.

I can tell you things you won't hear from anyone else.

Tom pencerelerden birinden dışarı bakarak durdu.

Tom stood looking out one of the windows.

Tom buradaki başka birinden daha güçlüdür.

Tom is stronger than anybody else here.

Bu resimlerin herhangi birinden hoşlanıyor musun?

Do you like any of these pictures?

Onu herhangi birinden daha iyi tanıyorum.

I know him better than anyone else does.

Annem herhangi birinden daha erken kalkar.

My mother gets up earlier than anyone else.

Bay Brown diye birinden telefon var.

It's a phone call from a Mr Brown.

Ben başka birinden daha iyi değilim.

I'm no better than anyone else.

Doktordan tedavi, akıllı birinden bilgi alın.

Receive a cure from a doctor, knowledge from a wise man.

Arkadaşlarımın birinden bir çadır ödünç aldım.

I borrowed a tent from one of my friends.

Herhangi birinden ödünç para almaktan hoşlanmıyorum.

- I don't like to borrow money from anyone.
- I don't like to borrow money from anybody.

Tabii çocukluk saflığımla birinden birini seçeceğimi zannettim.

In my naivety, I thought I got to choose.

Bu tecrübelerin her birinden çok şey öğrendim.

In each of these experiences, I learned a lot.

Ve ben polis sendikalarıyla olan sorunların birinden

and I want to just add that one of the problems with police unions,

O, kuzeydeki en iyi ailelerin birinden gelmiştir.

He sprang from one of the best families in the north.

Mars'ta yüzeyin yerçekimi, dünya'dakinin üçte birinden fazladır.

The surface gravity on Mars is more than a third of Earth's.

Sana herhangi birinden daha çok saygı duyuyorum.

I respect you more than anyone.

Tom Mary'ye başka birinden daha fazla güveniyordu.

Tom trusted Mary more than anyone else.

Tom testin birinden geçti fakat diğerinden kaldı.

Tom passed one test, but failed the other.

Tom herhangi birinden korkuyor gibi görünüyor mu?

Does Tom seem like he's afraid of anyone?

O, şehrin en saygın ailelerinin birinden geliyor.

She comes from one of the town's most respected families.

Sana başka birinden daha fazla değer veriyorum.

I care about you more than anyone else.

Tom diğer askerlerin herhangi birinden daha cesurdu.

Tom was braver than any of the other soldiers.

Jim arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun boylu.

Jim is taller than any of his friends.

Bu belgelerin her birinden iki kopya istiyorum.

I'd like two copies of each of these documents.

Tom başka herhangi birinden çok farklı değil.

Tom isn't very different from anybody else.

Tom Mary adında birinden bir çağrı aldı.

Tom got a call from someone named Mary.

Tom başka herhangi birinden daha çok çalıştı.

Tom worked much harder than anyone else.

Tom bildiğim herhangi birinden daha çok çalışıyor.

Tom studies harder than anyone else I know.

Tom, onun bölümündeki başka birinden daha uzun.

- Tom is taller than anybody else in his department.
- Tom is taller than anyone else in his department.

Tom buradaki başka birinden çok daha uzun.

Tom is much taller than anybody else here.

En son ne zaman birinden yardım istedin?

- When was the last time you asked someone for help?
- When was the last time you asked somebody for help?
- When was the last time that you asked someone for help?
- When was the last time that you asked somebody for help?

Ama lütfen, bunu sayısız iş yürütmüş birinden duyun:

But please, take it from somebody who has run dozens of businesses:

Bizim zamanımızla geçmişteki zaman bir birinden farklılık gösteriyor

Our time and the past differ from each other

O, bu şehirdeki herhangi başka birinden daha zengin.

He is richer than anyone else in this town is.

Bu diğer mağazaların herhangi birinden daha ucuz değildi.

It wasn't cheaper than any of the other stores.

Tom işi başka birinden daha iyi yapabileceğini düşünüyor.

- Tom thinks he can do the job better than anyone else.
- Tom thinks that he can do the job better than anyone else.

Tom Mary'yi buradaki başka birinden daha iyi tanır.

Tom knows Mary better than anyone else here does.

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

More than a third of the world population lives near a coast.

O sınıfındaki başka birinden daha iyi şarkı söyleyebilir.

She can sing better than anybody else in her class.

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?

What's the difference between liking and loving someone?

Tom sınıfındaki diğer çocukların herhangi birinden daha uzun.

Tom is taller than any of the other kids in his class.

Ben sana o mektupların birinden bir pasaj alıntılayacağım.

I will quote you a passage from one of those letters.

Tom tanıdığım başka birinden daha iyi şarkı söyleyebilir.

- Tom can sing better than anybody else I know.
- Tom can sing better than anyone else I know.

Tom Fransızcayı başka herhangi birinden daha iyi konuşur.

Tom speaks French much better than anyone else.

Tom sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha akıllı görünüyor.

Tom seems so much smarter than any of his classmates.

John Fransızcada sınıf arkadaşlarının herhangi birinden çok üstün.

John is head and shoulders above any of his classmates in French.

Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.

This apartment is bigger than any other one in the building.

Tom, benim hakkımda başka birinden daha fazla biliyor.

Tom knows more about me than anyone else.

Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.

Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha hızlı koşar.

Tom runs faster than anyone else I know.

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha çok içer.

Tom drinks more than anyone else I know.

Tom buradaki başka birinden daha iyi dans edebilir.

Tom can dance better than anyone else here.

Tom onu tanıdığım başka birinden daha iyi yapabilir.

Tom can do that better than anyone else I know.

Dünyadaki tüm suyun yüzde birinden azı tatlı sudur.

Less than one percent of all the water on Earth is fresh.

Peki ya sizin kadar kültürlü olmayan birinden nefret etmek?

What about hating someone who isn't as enlightened as you?

O, İngilizce konuşmakta sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha iyidir.

She is better at speaking English than any of her classmates.

Ben sadece müşterilerimin birinden güzel bir çiçek demeti aldım.

I just got a beautiful bunch of flowers from one of my clients.

O bunu başka birinden duymadan önce Tom'a söylemek zorundayız.

We have to tell Tom before he hears it from someone else.

Tom Fransızca konuşmada sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha iyidir.

Tom is better at speaking French than any of his classmates.

Tom sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha iyi Fransızca konuşur.

Tom speaks French better than any of his classmates.

Tom ihtiyacı olan parayı başka birinden ödünç almış olabilir.

- Tom might have borrowed the money he needed from someone else.
- Tom might've borrowed the money he needed from someone else.

Eğer bunu onlara satmazsak, onlar bunu başka birinden alacaklar.

If we don't sell it to them, they'll buy it from someone else.

Ben onu diğer çocukların herhangi birinden daha çok seviyorum.

I love him more than any of the other boys.

Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

There is no reason for you to feel inferior to anyone.

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha çok kitap okur.

Tom reads more books than anyone else I know.

Sami, gazetedeki sütununu okuyan birinden bir e-posta aldı.

Sami got an e-mail from a person who read his column in the newspaper.