Translation of "Edemezsiniz" in English

0.004 sec.

Examples of using "Edemezsiniz" in a sentence and their english translations:

- Vazgeçemezsiniz!
- Pes edemezsiniz!
- Bırakamazsınız!

You must not give up.

Bir günde köprü inşa edemezsiniz.

A bridge can't be built in one day.

Onu hayal edemezsiniz, değil mi?

You can't imagine it, can you?

- Herkesi memnun edemezsin.
- Herkesi memnun edemezsiniz.

- You cannot please everyone.
- You can't please everyone.
- You can't please everybody.

Ne yazık ki bizimle seyahat edemezsiniz.

- It is a pity that you cannot travel with us.
- It's a pity that you can't travel with us.

Pasaport olmadan yurt dışına seyahat edemezsiniz.

You can't travel overseas without a passport.

Bu çalının büyüyebileceği yerleri hayal dahi edemezsiniz.

The places this bush can grow, you wouldn't imagine.

Çaba sarf etmeden hiçbir şey elde edemezsiniz.

You can't achieve anything without effort.

- Burayı terk edemezsiniz.
- Buradan ayrılmanıza izin verilmiyor.

You are not allowed to leave here.

- Öylece bırakamazsınız!
- Öylece vazgeçemezsiniz!
- Öylece pes edemezsiniz!

You can't just give up.

- Her şeyi kontrol edemezsiniz.
- Her şeyi kontrol edemezsin.

You can't control everything.

- Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- Arabanı buraya park edemezsin.

- You cannot park your car here.
- You can't park your car here.

Anne ve çocuk arasındaki değerli bağları yok edemezsiniz.

You can't destroy the precious bond between mother and child.

- Bataklık arazi üzerinde binalar yapamazsın.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsin.
- Bataklık araziye bina inşa edemezsiniz.
- Sulak alanlarda binalar inşa edemezsiniz.

You can't build buildings on swampy land.

Öğretmenimin söylediği gibi, hem Yunanları hem de Truvalıları memnun edemezsiniz.

As my teacher says, you cannot please both Greeks and Trojans.

Bugün gördüğüm bir yılanın ne kadar büyük olduğunu hayal bile edemezsiniz!

You can't even imagine how big of a snake I saw today!