Translation of "Günde" in English

0.007 sec.

Examples of using "Günde" in a sentence and their english translations:

- Biz aynı günde doğduk.
- Aynı günde doğduk.

We were born on the same day.

Kaçınılmaz bir günde,

On a fateful day,

13 günde tamamlıyor

Completes in 13 days

Günde üç öğün.

Three meals a day.

- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.

- Rome wasn't built in a day.
- Rome was not built in a day.

- Dişlerimi günde iki kez fırçalarım.
- Günde iki kez dişlerimi fırçalarım.
- Günde iki defa dişlerimi fırçalarım.

I brush my teeth twice a day.

O, bir günde yapılabilir.

It can be done in a day.

Günde yirmi mil yürürüm.

- I cover twenty miles a day.
- I walk twenty miles a day.

Günde yirmi mil kapladı.

She covered twenty miles a day.

Biz aynı günde doğduk.

We were born on the same day.

Günde sekiz saat uyumalısın.

You should sleep for eight hours a day.

Günde kaç örnek ekleyebilirsin?

How many examples per day can you add?

İş bir günde tamamlandı.

The job was completed in one day.

Sen bir günde yaşlanmadın.

You haven't aged a day.

Günde 100 avro kazanırım.

I make €100 a day.

Günde beş mil koşarım.

I run five miles a day.

Günde on kilometre koşarım.

I run ten kilometers a day.

Günde kaç saat yüzersin?

How many hours a day do you swim?

Günde kaç tur yüzersin?

How many laps do you swim every day?

Günde kaç saat uyursun?

How many hours a day do you sleep?

Ona bir günde alışacaksın.

You'll get used to it one day.

Kitabı dört günde bitireceğim.

I'll finish the book in four days.

Günde 100 avro kazanıyorum.

- I make €100 a day.
- I earn 100 Euros a day.
- I make 100 euros per day.
- I make 100 euros a day.

Kar bir günde eridi.

The snow melted away in a day.

Günde otuz dolar aldım.

I got thirty dollars a day.

Günde sekiz saat çalışıyorum.

I work eight hours a day.

Günde otuz şınav yaparım.

I do thirty pushups a day.

Günde altı derse giriyoruz.

We have six classes a day.

- Günde bir kez yıkanırım.
- Ben günde bir kez banyo yaparım.

I bathe once a day.

- Dişlerini günde kaç defa fırçalıyorsun?
- Günde kaç defa dişlerini fırçalıyorsun?

How many times a day do you brush your teeth?

- Tom günde üç mil yürüyor.
- Tom günde üç mil yürür.

Tom walks three miles a day.

- Bir günde kaç fincan çay içersin?
- Günde kaç fincan çay içersin?
- Günde kaç fincan çay içersiniz?

How many cups of tea do you drink a day?

- Ben günde bir kez banyo yaparım.
- Günde bir kez banyo yaparım.

- I bathe once a day.
- I take a bath once a day.

- O, çocuğunu günde yüz kere öper.
- Çocuğunu günde yüz kere öpüyor.

He kisses his child a hundred times a day.

- Bir günde üç kez yemek yeriz.
- Günde üç kez yemek yeriz.

We eat a meal three times a day.

- Sami Kuran'ı üç günde hatmetti.
- Sami Kuran'ın tamamını üç günde okudu.

Sami read the Quran entirely in three days.

- Bu ilaçlar günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.

These medicines should be taken three times a day.

Bir günde köprü inşa edemezsiniz.

A bridge can't be built in one day.

Kırkıncı günde bir araya gelerek

Come together on the fortieth day

Günde üç kez yemek yeriz.

We eat a meal three times a day.

Bir günde altı dersimiz var.

We have six lessons a day.

Yumi onu bir günde bitiremez.

Yumi can't finish it in a day.

Günde bir saat tenis oynarım.

I play tennis an hour a day.

Güneşin etrafında 365 günde döner.

It goes around the sun in 365 days.

Araba iki günde bir cilalanır.

The car is waxed every other day.

Kaza yağmurlu bir günde oldu.

The accident happened on a rainy day.

İşi bir günde bitirmem imkansız.

It is impossible for me to finish the work in a day.

Günde üç kez ilacı al.

Take the medicine three times a day.

O günde güne beni aradı.

He called me day after day.

Pasifik Okyanusu'nu otuz günde geçti.

He crossed the Pacific Ocean in thirty days.

O, günde sekiz saat çalışır.

- He works eight hours a day.
- He works eight hours every day.

Tokyo'ya günde kaç uçuşunuz var?

How many flights to Tokyo do you offer a day?

Osaka'ya günde kaç uçuşunuz var?

How many flights to Osaka do you offer a day?

Günde iki saat antrenman yapıyorum.

I train two hours a day.

Bir günde yirmi mil yürüdü.

She walked twenty miles a day.

Postacı her üç günde gelir.

- The mailman comes around every three days.
- The postman comes every three days.
- The letter carrier comes every three days.

Kızım günde sekiz saat uyur.

My daughter sleeps eight hours a day.

İstediğin herhangi bir günde gel.

Come on any day you like.

Köpeğimi günde iki kez beslerim.

I feed my dog twice a day.

Birçok şey aynı günde oldu.

Many things happened on the same day.

Giderler ortalama günde on dolar.

The expenses average ten dollars a day.

O, günde 3000 yenle yaşar.

He exists on 3,000 yen a day.

O, günde 20 dolar kazanır.

He earns twenty dollars a day.

Normalde günde kaç saat çalışıyorsun?

How many hours do you normally work?

Günde bir paket sigara içer.

He smokes a pack of cigarettes a day.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

God created the world in six days.

Günde kaç tane sigara içersin?

How many cigarettes do you smoke per day?

Tatoeba'ya günde kaç yorum gönderirsin?

How many comments do you post on Tatoeba per day?

Günde kaç kez yemek yersin?

- How many meals do you eat a day?
- How many times a day do you eat?

Günde kaç tane cümle çevirebilirsin?

How many sentences can you translate per day?

Ben uğursuz bir günde doğdum.

I was born on an ill-fated day.

Böyle bir günde dışarı çıkmamalısın.

You shouldn't go outside on a day like this.

Günde ortalama altı saat uyurum.

I sleep six hours a day on average.

Tom günde sekiz saat çalışır.

Tom works eight hours a day.

Günde on dolardan fazla kazanmıyordu.

He earned no more than ten dollars a day.

Günde bir sigaraya kadar azalttı.

He tapered off to one cigarette a day.

Bir günde 500 dolar harcadım.

I've spent 500 dollars in one day.

Onlar günde sekiz saat çalışırlar.

They work eight hours a day.

Onu bir günde yapabilir misin?

- Can you do it in one day?
- Can you do that in a day?

On günde on kaza oldu.

There were ten accidents in as many days.

Bu günde konuşmakta zorluk çektim.

On this day I had difficulties with speaking.

Günde kaç tane yumurta yersin?

How many eggs do you eat per day?

Tom günde üç mil koşar.

Tom runs three miles a day.

Günde kaç saat TV izlersin?

How many hours a day do you watch TV?

Tom günde kaç saat yüzer?

How many hours a day does Tom swim?

Günde bir kilometre yüzmeye çalışıyorum.

I try to swim a kilometer a day.

Roma'yı bir günde görmek imkansız.

It's impossible to see Rome in a day.

Ankara bir günde inşa edilmedi.

Ankara wasn't built in a day.

Günde üç mil yürümeye çalışıyorum.

I try to walk three miles a day.

İki günde bir yürüyüşe giderim.

I go for a walk every other day.

Roma bir günde inşa edilmedi.

- Rome wasn't built in a day.
- Rome was not built in a day.
- Things cannot be accomplished overnight.
- Things can't be accomplished overnight.

Posta, günde bir kez dağıtılır.

The mail is delivered once a day.

Tom beş günde okyanusu geçti.

Tom sailed across the ocean in five days.

Günde kaç fincan kahve içersin?

How many cups of coffee do you drink a day?