Translation of "Pasaport" in English

Pasaport, lütfen.

Passport, please.

Yolculuğunuzda pasaport önemlidir.

The passport important on your trip.

Pasaport numarasını yazmamışsınız.

You didn't put the passport number.

Pasaport açıkça sahte.

The passport is clearly fake.

Pasaport harcını yatırdım.

I paid the passport application fee.

Pasaport numaranızı hatırlıyor musunuz?

Do you remember your passport number?

Tom'un pasaport alması gerek.

Tom needs to get a passport.

Sizin pasaport numaranızı hatırlıyor musunuz?

Do you remember your passport number?

Pasaport fotoğrafımı geçen hafta çektirdim.

I had my passport photo taken last week.

Pasaport geçerli bir kimlik belgesidir.

A passport is a valid form of identification.

Tom bir pasaport için başvurdu.

Tom applied for a passport.

Bir pasaport fotoğrafına ihtiyacım var.

I need a passport photo.

Henüz pasaport için başvuru yapmadınız mı?

Have you applied for a passport yet?

Pasaport numaranızı ve doğum tarihinizi verin.

Give your passport number and your date of birth.

Bu pasaport beş yıl için geçerli.

This passport is valid for five years.

Pasaport olmadan yurt dışına seyahat edemezsiniz.

You can't travel overseas without a passport.

Düşük dereceli bir pasaport seçimlerinizi sınırlar,

A low-ranking passport limits your choices,

Pasaport almam için en iyi yol nedir?

What's the best way for me to get a passport?

Tom pasaport için başvurdu, ancak geri çevrildi.

Tom applied for a passport, but was turned down.

Sahte bir pasaport almak ne kadar zor?

How hard is it to get a fake passport?

Tom, Mary'nin pasaport fotoğrafını görmesine izin vermezdi.

Tom wouldn't allow Mary to see his passport photo.

Yurt dışına seyahat ederseniz genellikle bir pasaport gereklidir.

A passport is usually necessary when you travel overseas.

Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.

A passport is something you cannot do without when you go to a foreign country.

Bir pasaport olmadan, bir ülkeyi terk etmek söz konusu değildir.

Without a passport, leaving a country is out of the question.

O bana bir pasaport verdi ve ülkeyi terk etmemi söyledi.

He gave me a passport and told me to leave the country.

Iş hesabı ve pasaport bir topluluk deneyimi olduğu için Anto mesh

account if you are when you are going to go out, and because the passport is a societal experience, you will not

On sekizinci yüzyılın sonlarında, Amerikalı için bir pasaport genellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından imzalanırdı.

In the late eighteenth century, a passport for an American was usually signed by the President of the United States.

Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.

A passport identifies you as a citizen of a country and allows you to travel to foreign countries.