Translation of "Edebiliriz" in English

Yardım edebiliriz.

We may be able to help.

Kontrol edebiliriz.

We can check.

İdare edebiliriz.

We can manage.

Devam edebiliriz.

We can proceed.

Sana yardım edebiliriz.

We can help you.

Tom'a yardım edebiliriz.

We can help Tom.

İşleri idare edebiliriz.

We can handle things.

Birbirimize yardım edebiliriz.

We can help each other out.

Onu idare edebiliriz.

We could handle it.

Nasıl yardım edebiliriz?

How may we help?

Bunu idare edebiliriz.

We can handle this.

Beraber seyahat edebiliriz.

We can travel together.

Belki yardım edebiliriz.

Maybe we can help.

Onu inşa edebiliriz.

We can build that.

Nereye park edebiliriz?

Where can we park?

Onlara yardım edebiliriz.

We might be able to help them.

Ona yardım edebiliriz.

We can help him.

Isıtıcıyı tamir edebiliriz.

We can fix the heater.

Onu kabul edebiliriz.

We can accept that.

Birlikte seyahat edebiliriz.

We could travel together.

- Size nasıl teşekkür edebiliriz?
- Sana nasıl teşekkür edebiliriz?

How can we thank you?

- Şimdi Tom'a yardım edebiliriz.
- Tom'a şimdi yardım edebiliriz.

We can help Tom now.

- Size nasıl yardım edebiliriz?
- Sana nasıl yardım edebiliriz?

How can we help you?

- Sanırım sana yardım edebiliriz.
- Sanırım size yardım edebiliriz.

I think we'll be able to help you.

Arabayı nereye park edebiliriz?

Where can we park the car?

Size nasıl teşekkür edebiliriz?

How can we thank you?

Belki Tom'a yardım edebiliriz.

Maybe we can help Tom.

Sanırım onu kabul edebiliriz.

I think we can accept that.

Sanırım birbirimize yardım edebiliriz.

- I think we can help each other.
- I think that we can help each other.

Tom'u bulmana yardım edebiliriz.

We can help you find Tom.

Onunla nasıl rekabet edebiliriz?

How can we compete with that?

Onu bulmana yardım edebiliriz.

We can help you find her.

Belki sana yardım edebiliriz.

Maybe we can help you.

Sana nasıl yardım edebiliriz?

How may we help you?

Hava düzelince devam edebiliriz.

We'll be able to go on when it clears up.

Şimdi size yardım edebiliriz.

We can help you now.

Şimdi onlara yardım edebiliriz.

We can help them now.

Şimdi ona yardım edebiliriz.

We can help him now.

Belki onlara yardım edebiliriz.

Maybe we can help them.

Belki ona yardım edebiliriz.

Maybe we can help him.

Onları bulmana yardım edebiliriz.

We can help you find them.

Tom'a nasıl yardım edebiliriz?

How can we help Tom?

Ve bunu taklit edebiliriz

and we can simulate this

Belki bunu tamir edebiliriz.

Maybe we can repair it.

İnsanlara nasıl yardım edebiliriz?

How can we help people?

İstediğimizi nasıl elde edebiliriz?

How can we get what we want?

- Bir hafta içerisinde teslim edebiliriz.
- Bir hafta içinde teslim edebiliriz.

- We are able to deliver within a week.
- We can deliver within a week.

Ürünü haziran ayında teslim edebiliriz.

We can deliver the product in June.

Çok geçmeden aya seyahat edebiliriz.

It won't be long before we can travel to the moon.

Onu bu akşam teslim edebiliriz.

We can deliver it this evening.

Yardımınız olmadan istediğimizi elde edebiliriz.

We can get what we want without your help.

Bir hafta içinde teslim edebiliriz.

- We are able to deliver within a week.
- We can deliver within a week.

- Onunla uğraşabiliriz.
- Onunla baş edebiliriz.

We can deal with it.

- Onu düzeltebiliriz.
- Onu tamir edebiliriz.

We could fix it.

Ne kadar sonra terk edebiliriz?

How soon can we leave?

Daha ne kadar tasarruf edebiliriz?

How much more can we conserve?

Sorun yok! Size yardım edebiliriz.

No problem, we can help you.

Bazı kanser türlerini tedavi edebiliriz.

We can cure some types of cancer.

çok kızgın olacaklarını tahmin edebiliriz

they will be very angry,

Şimdi size nasıl yardım edebiliriz?

Now, how can we help you?

Onu bu gece teslim edebiliriz.

We can deliver it this evening.

Biz hayal edebiliriz, değil mi?

We can dream, can't we?

Bir pizza falan sipariş edebiliriz.

We could order a pizza or something.

Orada olanları sadece tahmin edebiliriz.

- As to what happened there, one can only speculate.
- We can only guess what happened there.

Belki tekrar birlikte seyahat edebiliriz.

Maybe we can travel together again.

Iki metrelik bir artıştan söz edebiliriz.

this might lead to a two meter rise.

Bu çamuru silip yola devam edebiliriz.

we can get this mud off and keep moving.

Ona Türkçe olarak nasıl teşekkür edebiliriz?

How to thank him in Turkish?

Sanırım Tom'a onu yapmasını rica edebiliriz.

I suppose we could ask Tom to do that.

- Nerede telefon açabiliriz?
- Nerede telefon edebiliriz?

Where can we make a phone call?

İnsan yaşamı dışbükeyse, onu optimize edebiliriz.

If human life is convex, we can optimize it.

Bunu yapmaya ne kadar devam edebiliriz?

How long can we continue doing this?

Biz onun tüm deneyiminden istifade edebiliriz.

We can all benefit from his experience.

Bu şekilde ne kadar devam edebiliriz?

For how long can we continue like this?

Ve böylece... ...bir miktar panzehir elde edebiliriz.

and replenish... some of this anti-venom.

Ama, bununla nasıl bir şey inşa edebiliriz?

But how are we going to build with it?

- Biz bunu düzeltebiliriz.
- Biz bunu tamir edebiliriz.

We can fix this.

- Bir pizza sipariş edebiliriz.
- Bir pizza ısmarlayabiliriz.

We can order a pizza.

Çok gürültü yapmadığımız sürece oynamaya devam edebiliriz.

We can continue playing, as long as we don't make too much noise.