Translation of "Ebeveynlerimi" in English

0.012 sec.

Examples of using "Ebeveynlerimi" in a sentence and their english translations:

Ebeveynlerimi tanımıyordum.

I never knew my parents.

Sana ebeveynlerimi tanıştırayım.

Let me introduce my parents to you.

Ebeveynlerimi nasıl tanıdın?

How did you know my parents?

Ebeveynlerimi görmeye gittim.

I went to see my parents.

Keşke ebeveynlerimi dinleseydim.

If only I had listened to my parents!

Ebeveynlerimi kimin öldürdüğünü biliyorum.

I know who killed my parents.

Keşke sadece ebeveynlerimi dinleseydim.

If I'd only listened to my parents!

Tom kesinlikle ebeveynlerimi etkiledi.

Tom sure impressed my parents.

Yarın ebeveynlerimi görmeyi umuyorum.

I hope to see my parents tomorrow.

Herhalde ebeveynlerimi aramayacaksın, değil mi?

You aren't going to call my parents, are you?

Ebeveynlerimi hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.

I don't want to disappoint my parents.

Ebeveynlerimi tanıdığını bana nasıl söyleyemedin?

How could you not tell me you know my parents?

Pazar günleri büyük ebeveynlerimi ziyaret ederim.

I visit my grandparents on Sundays.

Geçen gün onunla karşılaştığımda, o benim ebeveynlerimi sordu.

- When I met her the other day she asked of my parents.
- When I met her the other day, she asked about my parents.

Çocuklarımın hepsi ebeveynlerimi ziyaret etmek için Boston'a gitti.

All of my kids went to Boston to visit my parents.

Dün ebeveynlerimi ziyaret etmedim ama onları bugün ziyaret edeceğim.

Yesterday I did not visit my parents, but I will visit them today.

Ben on üç yaşındayken ebeveynlerimi bir trafik kazasında öldüler.

- My parents died in a traffic accident when I was thirteen years old.
- My parents died in a traffic accident when I was thirteen.

Gençken, büyük ebeveynlerimi yaklaşık ayda bir kez ziyaret ederdim.

When I was a teenager, I used to visit my grandparents about once a month.

Ben bir çocukken ayda birkaç kez büyük ebeveynlerimi ziyaret ederdim.

I used to visit my grandparents several times a month when I was a kid.

Ebeveynlerimi aramam ve onlara akşam yemeği için geç kalacağımı söylemem gerekiyor.

I need to call my parents and tell them I'll be late for dinner.