Translation of "Etkiledi" in English

0.006 sec.

Examples of using "Etkiledi" in a sentence and their english translations:

Kitabı beni etkiledi.

His book inspired me.

Tom beni etkiledi.

Tom impressed me.

Bu beni etkiledi.

It shocked me.

Alkol onu etkiledi.

Alcohol influenced him.

Bu kimi etkiledi?

Who has it affected?

Bu bizi etkiledi.

It has affected us.

Nezaketi onu etkiledi.

His kindness affected her.

30 milyon çalışanı etkiledi.

has now affected 30 million workers.

Endişe onun sağlığını etkiledi.

Worry affected his health.

Hikaye bizi derinden etkiledi.

The story affected us deeply.

Olay onun geleceğini etkiledi.

The event affected his future.

İklim onun sağlığını etkiledi.

The climate affected his health.

Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.

The speech deeply affected the audience.

Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

His speech deeply affected the audience.

Olanlar bütün ailemi etkiledi.

What happened affected my whole family.

Konuşması beni derinden etkiledi.

I was deeply affected by his speech.

Onun kibarlığı beni etkiledi.

Her kindness touched me.

Kötü hava sağlığını etkiledi.

The bad weather affected his health.

Tom'un nazikliği onu etkiledi.

Tom's kindness affected her.

Tom kesinlikle ebeveynlerimi etkiledi.

Tom sure impressed my parents.

Tom beni gerçekten etkiledi.

Tom really impressed me.

Tom da beni etkiledi.

Tom also impressed me.

O sizi nasıl etkiledi?

How did that affect you?

O bizi çok etkiledi.

That affected us a lot.

Bu seni nasıl etkiledi?

How did this effect you?

Haber onu derinden etkiledi.

The news moved him deeply.

O senin önerini etkiledi.

He acted on your suggestion.

Onun nezaketi beni etkiledi.

His kindness touched me.

Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.

The strike affected the nation's economy.

Kriz ülkemizi doğrudan etkiledi.

The crisis directly affected our country.

Tom kesinlikle yargıçları etkiledi.

Tom certainly impressed the judges.

Bu beni çok etkiledi.

It impressed me much.

Özgeçmişin beni gerçekten etkiledi.

Your CV has really impressed me.

Yağmur sizi nasıl etkiledi?

How did the rain affect you?

Tom Mary'yi epeyce etkiledi.

Tom made quite an impression on Mary.

Tom gerçekten bizi etkiledi.

Tom really impressed us.

Bence Tom onları etkiledi.

- I think Tom impressed them.
- I think that Tom impressed them.

Ve bu beni çok etkiledi.

And that was something that really stayed with me.

Soğuk iklim onun sağlığını etkiledi.

The cold climate affected his health.

Mutsuz çocukluğu hayata bakışını etkiledi.

His unhappy childhood affected his outlook on life.

Sokaktan gelen ses çalışmamızı etkiledi.

The noise from the street affected our work.

Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.

Smoking has affected his health.

Uyku eksikliği şarkıcının performansını etkiledi.

A lack of sleep affected the singer's performance.

Tom'u en çok ne etkiledi?

What impressed Tom the most?

Son olaylar onu derinden etkiledi.

The recent events have affected him deeply.

Seni en fazla ne etkiledi?

What impressed you the most?

Bugünkü oyun beni gerçekten etkiledi.

Today's play really moved me.

Seni en çok ne etkiledi?

What impressed you most?

Annelerinin kaybı onları çok etkiledi.

The loss of their mother affected them greatly.

Bu kitap beni derinden etkiledi.

This book profoundly impressed me.

Trajik hata birçok kişiyi etkiledi.

The tragic mistake affected many people.

O beni sihirli numaralarla etkiledi.

He impressed me with his magic tricks.

Onun konuşması bizi çok etkiledi.

His speech impressed us very much.

Tom'un cinsel yetenekleri Mary'yi etkiledi.

Tom's sexual abilities impressed Mary.

İklim, bitkilerin ve ağaçların büyümesini etkiledi.

The climate affected the growth of trees and plants.

O (kız) beni ilk görüşte etkiledi.

She attracted me at first sight.

Vergi artışları hayatlarımızı önemli ölçüde etkiledi.

The tax increases affected our lives greatly.

Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.

I think that our living together has influenced your habits.

O düşünce şekli birçok insanı etkiledi.

That way of thinking influenced a lot of people.

Tom'un şarkı söylemesi gerçekten beni etkiledi.

Tom's singing really impressed me.

Fadıl, Dania'yı olumlu bir şekilde etkiledi.

Fadil influenced Dania in a positive way.

- Manzaradan derinden etkilendim.
- Manzara beni derinden etkiledi.

I was deeply impressed by the scenery.

Onun cesur mücadelesinin hikayesi bizi derinden etkiledi.

The story of his brave struggle affected us deeply.

- Film tüm seyircileri heyecanlandırdı.
- Film bütün seyircileri etkiledi.

The movie thrilled the entire audience.

Sanırım bizim birlikte yaşamamız senin yaşam tarzını etkiledi.

I think my living with you has influenced your way of living.

Onun cesareti ona güvenmem için beni yeterince etkiledi.

His courage impressed me enough for me to trust him.

Soğuk Savaş aynı zamanda Orta Doğuyu da etkiledi.

The Cold War also affected the Middle East.

Bu patlama 2 bin kilometre kare alanı doğrudan etkiledi

this explosion directly affected the area of ​​2 thousand square kilometers

Kızın akıcı biçimde dört dil konuşma yeteneği beni etkiledi.

The girl's ability to speak four languages fluently impressed me.

Kadınların hareketlerinden kaynaklanan değişiklikler hem kadınları hem de erkekleri etkiledi.

The changes resulting from the women's movement have affected both women and men.

Bence senin yaşam tarzını benim seninle olan ev arkadaşlığım etkiledi.

I think my living with you has influenced your way of living.

Salonun zayıf akustiği, dinleyicilerin konserden zevk almalarını ciddi şekilde olumsuz etkiledi.

The poor acoustics in the hall severely affected the audience's enjoyment of the concert.

O tapınak türü, başta Mısır olmak üzere tüm Orta Doğu'yu etkiledi.

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.

- Tom gerçekten beni çok etkiledi.
- Tom beni çok rahatsız etti gerçekten.

Tom really got to me.

Diana'nın şarkı söylemesi onu o kadar çok etkiledi ki o onun radyoda söylemesini istedi.

Diana's singing impressed him so much that he asked her to sing on the radio.

Çin'de başlayan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını, Avrupa'dakiler başta olmak üzere birçok büyük şehri etkiledi.

The coronavirus epidemic that started in China and spread all over the world affected many big cities, especially in Europe.