Translation of "Duydular" in English

Onu duydular.

They heard him.

Sesler duydular.

They heard noises.

Onlar ağlamayı duydular.

They heard crying.

Onlar onu duydular.

They heard it.

Onlar Tom'u duydular.

They heard Tom.

Doğru duydular mı?

Did they hear correctly?

Onlar liderlerine saygı duydular.

They looked up to their leader.

İşçiler işleriyle gurur duydular.

The workers took pride in their work.

Onlar silah sesi duydular.

They heard gunfire.

Onlar yere ihtiyaç duydular.

They needed the space.

Onlar arkalarında bir ses duydular.

They heard a noise behind them.

Onlar onun aşağı geldiğini duydular.

They heard him come downstairs.

Muhafızlar onların söylediği her şeyi duydular.

Guards could hear everything they said.

Onlar için özellikle yazılmış bir konuşma duydular.

They heard a speech written especially for them.

Konser salonunun ön sırasında oturdular ve orkestrayı açıkça duydular.

They sat in the front row of the concert hall and heard the orchestra clearly.

Onlar garip ya da şüpheli bir şey duydular mı?

Did they find anything odd or suspicious?

- Sence onlar bizi duydular mı?
- Onların bizi duyduklarını düşünüyor musun?

Do you think they heard us?

- Sence onlar bizi duydular mı?
- Onların bizi dinlediklerini düşünüyor musun?

Do you think they heard us?

Yerliler bir silah sesi duydular ve işgalcilerin ormanda olduklarını düşündüler.

The natives heard a gunshot and thought that the invaders were in the forest.

Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.

And when they heard the voice of the Lord God walking in paradise at the afternoon air, Adam and his wife hid themselves from the face of the Lord God, amidst the trees of paradise.