Translation of "Ihtiyaç" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Ihtiyaç" in a sentence and their italian translations:

İhtiyaç ne?

Cosa cerca la gente?"

Garsona ihtiyaç var.

- Si richiede un cameriere.
- È richiesto un cameriere.

Bana ihtiyaç duydun mu?

- Avevi bisogno di me?
- Aveva bisogno di me?
- Avevate bisogno di me?

Tom ona ihtiyaç duymayacak.

Tom non ne avrà bisogno.

Tom ona ihtiyaç duyacak.

- A Tom servirà.
- Tom ne avrà bisogno.

Tom'un yardımına ihtiyaç duyacağız.

- Avremo bisogno dell'aiuto di Tom.
- Noi avremo bisogno dell'aiuto di Tom.

Suya acil ihtiyaç vardır.

- C'è un bisogno urgente d'acqua.
- C'è un urgente bisogno d'acqua.

Neden çekice ihtiyaç duymuştun?

- Perché avevi bisogno di un martello?
- Perché aveva bisogno di un martello?
- Perché avevate bisogno di un martello?
- Perché ti serviva un martello?
- Perché vi serviva un martello?
- Perché le serviva un martello?

İnsanlarla bağ kurmaya ihtiyaç duyarız.

Desideriamo rapporti umani.

İhtiyaç duydukları eğitimi alamayacaklarından korkuyorlar.

Sono preoccupati per non poter ottenere l'educazione che necessitano.

Ihtiyaç duydukları becerileri edinemediklerini söylüyorlar.

che sono spaventati per non avere le competenze necessarie.

Tom'un yardıma ihtiyaç duyduğunu sanıyordum.

Pensavo che Tom avesse bisogno di aiuto.

Tom bir SUV'a ihtiyaç duymaz.

- Tom non ha bisogno di un SUV.
- A Tom non serve un SUV.

Başka hiçbir şeye ihtiyaç duymuyoruz!

Non ci serve altro!

Avrupa hiç kimseye ihtiyaç duymaz.

L' Europa non ha bisogno di nessuno.

Hala bana ihtiyaç duyuyor musun?

Hai ancora bisogno di me?

Ona ihtiyaç duyduğumda Tom oradaydı.

Tom c'era per me quando avevo bisogno di lui.

Tom neden yardımıma ihtiyaç duyuyor?

Perché Tom ha bisogno del mio aiuto?

Kullandığımız yönetim araçlarının değişimine ihtiyaç duyacağı.

e gli strumenti di gestione che offriamo da sempre.

Orada ihtiyaç duydukları gibi sıcak kalırlar.

Stanno caldi, lì sotto, e ne hanno bisogno.

Suya ihtiyaç olmadığı zamanlarda seller olurken,

e ci saranno inondazioni quando l'acqua non serve,

Bazen ihtiyaç duydukları sağlık ürünlerini bulamazlar.

i pazienti talvolta non hanno i medicinali che servono.

Şimdi değişime ihtiyaç olduğuna karar verdi.

Ora ha deciso che era necessario un cambiamento.

O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.

- Aveva bisogno di fottute parole d'amore.
- Lei aveva bisogno di fottute parole d'amore.

İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.

- Ho così tante cose di cui non ho bisogno.
- Io ho così tante cose di cui non ho bisogno.

Nihayet ihtiyaç duyduğum her şeyim var.

- Finalmente ho tutto quello che mi serve.
- Finalmente ho tutto quello di cui ho bisogno.

İnsanlar ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırlar.

La gente compra delle cose di cui non ha bisogno.

Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.

C'è urgente bisogno di donatori di sangue.

Biz o kadının adına ihtiyaç duyuyoruz.

- Abbiamo bisogno del nome di quella donna.
- Noi abbiamo bisogno del nome di quella donna.
- Ci serve il nome di quella donna.
- A noi serve il nome di quella donna.

Hepimiz zaman zaman yardıma ihtiyaç duyarız.

Abbiamo tutti bisogno di aiuto di tanto in tanto.

Nitelikli öğretmenlere acil bir ihtiyaç vardır.

C'è bisogno urgente di insegnanti qualificati.

Tam olarak ihtiyaç duymadığım şey budur.

- Questo è esattamente quello di cui non ho bisogno.
- Questo è esattamente ciò di cui non ho bisogno.

Tom neden bir bıçağa ihtiyaç duydu?

Perché Tom aveva bisogno di un coltello?

Tom neden bir çekice ihtiyaç duydu?

Perché Tom aveva bisogno di un martello?

Ve burada yeniden düşünmeye gerçekten ihtiyaç var.

E quindi c'è un reale bisogno di ripensare un po' tutto.

Insanlar bilişsel kontrole daha az ihtiyaç duyuyor.

che le persone hanno meno bisogno di controllo cognitivo.

Bunların hepsi bir ülkenin ihtiyaç duyduğu meslekler,

Queste sono le professioni di cui le nazione hanno bisogno,

Hollanda'da bakım ve refakate ihtiyaç duyan insanları

Nei Paesi Bassi, chiese e organizzazioni

Herkes evde bir asansöre ihtiyaç duyar mı?

Qualcuno ha bisogno di un passaggio a casa?

Bu,yalnız yapmaya ihtiyaç duyduğum bir şey.

Questa è una cosa che devo fare da solo.

Sanayi ülkeleri birçok nitelikli işgücüne ihtiyaç duyarlar.

I paesi industriali richiedono un sacco di manodopera qualificata.

Bütün bitkiler suya ve ışığa ihtiyaç duyarlar.

Ogni pianta ha bisogno di acqua e luce.

Tom ve Mary, senin yardımına ihtiyaç duyuyorlar.

- Tom e Mary hanno bisogno del tuo aiuto.
- Tom e Mary hanno bisogno del suo aiuto.
- Tom e Mary hanno bisogno del vostro aiuto.

Tıbbi malzemeler için acil bir ihtiyaç vardır.

C'è un urgente bisogno di provviste mediche.

Bitkiler suya ve güneş ışığına ihtiyaç duyar.

Le piante hanno bisogno di acqua e di luce del sole.

- Neden umut istiyoruz?
- Neden umuda ihtiyaç duyuyoruz?

- Perché abbiamo bisogno della speranza?
- Perché ci serve la speranza?

Neredeyse yemeğe, barınağa ve sekse ihtiyaç duyduğumuz kadar.

Li desideriamo quasi quanto desideriamo il cibo, la casa, il sesso.

Insanların tedaviye başlama konusunda rahat hissetmelerine ihtiyaç duyarız.

serve che le persone si sentano a loro agio nel ricercarle.

Bu yüzden daha fazla kadın lidere ihtiyaç var.

Ma è per questo che occorrono più donne leader.

Gelecekte ihtiyaç duyacakları tüm becerilere sahip olmak istiyorlar.

E vogliono avere tutte le competenze che gli serviranno per il futuro.

Peki neden erkekler için bir hapa ihtiyaç var?

Quindi, perché il mondo ha bisogno di una pillola maschile?

Sanatı lüks mü yoksa ihtiyaç olarak mı görüyoruz?

Pensiamo alle arti come un lusso o a una necessità?

Bir hamsterin ihtiyaç duyabileceği her şey elinin altında.

Qui c'è tutto ciò che serve a un criceto.

- çaresizce ihtiyaç duyduğu, ancak yetersiz kalan bir nitelik.

- una qualità di cui aveva disperatamente bisogno, ma che si trovava in scarsità.

Tüm sağlıklı ekosistemler çok sayıda farklı türe ihtiyaç duyar.

Ogni ecosistema sano necessita di una varietà di specie diverse.

Annesine kavuşmanın verdiği rahatlama... ...ve çok ihtiyaç duyduğu sütü.

Il sollievo del conforto materno... e il latte tanto agognato.

Ne kadar yaşlanırsanız, uykuya o kadar az ihtiyaç duyarsınız.

Più si invecchia, di meno sonno si ha bisogno.

- Biz neden aspartama ihtiyaç duyuyoruz?
- Neden bize aspartam gerekiyor?

- Perché abbiamo bisogno di aspartame?
- Perché noi abbiamo bisogno di aspartame?

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

Sapete, la vita ha bisogno di ossigeno per crescere e diventare complessa.

Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.

Se c'è un ambiente dove serve restare in forze, è la giungla.

Günde 17 gemi, hepsi acilen ihtiyaç duyulmaktadır yiyecek ve malzemeler.

di 17 navi al giorno, tutte rifornite di cibo e rifornimenti urgentemente necessari.

- İcat, ihtiyaçtan doğar.
- Bütün icatlar ihtiyaçtan doğar.
- İhtiyaç icadın anasıdır.

- La necessità è la madre dell'invenzione.
- La necessità è madre dell'inventiva.

Diğer insanlar dokuz ya da on saat uykuya ihtiyaç duyarlar.

Altre persone hanno bisogno di nove o dieci ore di sonno.

Ve bir dizi tren tekerleği ile batırılan büyük şamandıralara ihtiyaç var

ancorati da una serie di ruote ferroviarie,

Rusya'da ona ihtiyaç duyulacaktı ve 1812'de Üçüncü Kolordu'nun komutasıyla geri çağrıldı.

Sarebbe stato necessario in Russia, e fu richiamato nel 1812, con il comando del Terzo Corpo.

- Onun hizmetlerinin artık gerekli olmadığını söyledim.
- Sunduğu hizmete artık ihtiyaç kalmadığını söyledim ona.

- Gli ho detto che i suoi servizi non erano più richiesti.
- Io gli ho detto che i suoi servizi non erano più richiesti.
- Gli dissi che i suoi servizi non erano più richiesti.
- Io gli dissi che i suoi servizi non erano più richiesti.