Translation of "Dış" in English

0.016 sec.

Examples of using "Dış" in a sentence and their english translations:

Dış kapının dış mandalı olmak istemiyorum.

I don't want to be a fifth wheel.

- Dış görünüşlere aldanma.
- Dış görünüşlere aldanmayın.

Don't be fooled by appearances.

Dış koşulların etkisiyle

blown here and there

Dış dünyaya karşı

To the outside world,

Dış görünüşler aldatır.

Appearances deceive.

- Tom gerçekten etkisiz eleman.
- Tom dış kapının dış mandalı.

Tom really is a fifth wheel.

Dış koşullardan bağımsız olarak

that we can rely upon,

Iç ve dış politikamız.

our domestic and foreign policy.

Bazı dış güçlere başvurmadan,

That we have the power to make a difference in our lives,

Dış tavsiye gerekli olabilir.

Outside advice may be necessary.

Babam dış ticaretle uğraşır.

My father is engaged in foreign trade.

O dış ticaretle ilgileniyor.

He is engaged in foreign trade.

Japonya dış ticarete bağlıdır.

Japan depends on foreign trade.

Dış görünüşe göre yargılamamalısın.

You shouldn't judge by appearance.

İnsanları dış görünüşüyle yargılamamalısınız.

You shouldn't judge a book by its cover.

İnsanları dış görünüşüyle yargılamayın.

Don't judge a person by his appearance.

Dış ticarete kısıtlama koymamalıyız.

We should not put restrictions on foreign trade.

Tom dış ilişkileri anlıyor.

Tom understands foreign affairs.

İnsanlığın geleceği dış uzaydır.

The future of humanity is in outer space.

- Egzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
- Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.

The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.

- Benim başım kel mi?
- Bana yok mu?
- Ben dış kapının mandalı mıyım?
- Ben dış kapının dış mandalı mıyım?

What am I, chopped liver?

Dış yüzeyindeki buzul erimeye başlıyor

the glacier on its outer surface begins to melt

Dış yatırımlar yarı yarıya düştü

Foreign investment has fallen by half.

Meclis dış yardım bütçesini kesti.

The House cut the budget for foreign aid.

Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.

The outside of the castle was painted white.

Dış uzayda yaşam var mı?

Is there life in outer space?

Kulağın dış tarafı kıkırdaktan yapılmıştır.

The outer part of the ear is made of cartilage.

Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.

Storms have abraded the outer layer of paint.

Benim evim kentin dış mahallelerinde.

My house is on the outskirts of town.

İnsanları dış görünüşlerine göre değerlendirmemelisiniz.

You should not judge people by their appearance.

Serebral korteks beynin dış katmanıdır.

The cerebral cortex is the brain's outer layer.

Kazanmanın bir dış şansı vardır.

There's an outside chance of winning.

Dış politikadan anlıyor gibi görünüyordu.

He seemed to understand foreign policy.

Babam yıllardır dış ticaretle meşgul.

My father has been engaged in foreign trade for many years.

Bu dış turizmi etkileyecek mi?

Will this affect foreign tourism?

İnsan hakları, dış politikamızın ruhudur.

Human rights is the soul of our foreign policy.

Dış uzaya gitmek ister misiniz?

- Do you want to go to space?
- Do you want to go to outer space?

İkinci unsur ise dış kilidi açmak.

And now the second theme is of an outer unlocking.

Kendi çevrenizdeki insanların birtakım dış gruplardan

are things like believing that your in-group

Antlaşma ''Dış uzayın keşfi ve kullanımı

This treaty made a bold statement,

O yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.

He has been engaged in foreign trade for twenty years.

Bir insanı dış görünüşüne göre yargılayamazsınız.

- You can't judge a book by its cover.
- You can't tell a book by its cover.

Girişimcileri ve dış pazarlara erişimleri genişletti

entrepreneurs and expanding access to foreign markets.

Hükümet dış politikasını değiştirmek zorunda kaldı.

The government had to alter its foreign policy.

- Görünüşe aldanmamalı.
- İnsanları dış görünüşleriyle yargılamamalı.

Don't ever judge a book by its cover.

Bu telefonla dış arama yapabilir miyim?

Can I make an outside call on this phone?

Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.

He knows a lot about foreign affairs.

Kissinger dış ilişkiler konusunda bir uzmandı.

Kissinger was an expert on foreign relations.

Gökbilimciler dış gezegenleri nasıl tespit ediyor?

How do astronomers detect exoplanets?

Bu organizma dış uzayda hayatta kalabilir.

This organism can survive in outer space.

Milyoner dış dünyadan tamamen tecrit edildi.

The millionaire lived in complete isolation from the outside world.

Buteflika, Cezayir ekonomisini dış yatırıma açtı.

Bouteflika opened Algeria's economy to foreign investment.

İç güzellik, dış güzellikten daha önemlidir.

- Beauty inside is better than outside beauty.
- Beauty on the inside is more important than beauty on the outside.

Ve mutsuzluğumuzu da aynı şekilde dış kaynaklardan

and outsourcing our unhappiness

Bizi dış ögelerden en iyi ne koruyabilir?

What's going to provide the best protection from the elements?

Hindistan'ın mücevherleri ve dış deniz - hepsi senin!

the jewels of India and the outer sea - all yours!

Ülkenin dış ticareti tamamen bu limana bağlıdır.

The country's foreign trade totally depends on this port.

Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.

The government was obliged to make changes in its foreign policy.

- Tom korkunç biçimde.
- Tom'un dış görünüşü felaket.

Tom is in horrible shape.

Dış ilişkilerde bir kariyerle ilgileniyorsun, değil mi?

- You are interested in a career in foreign relations.
- You're interested in a career in foreign relations, aren't you?

Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.

Speech is external thought, and thought internal speech.

Yazar, Amerikan dış politikasının ateşli bir eleştirmenidir.

The author is a fierce critic of American foreign policy.

Amerika'nın dış borcu 500 milyar doları aştı.

America's foreign debt shot past $500 billion.

O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.

That politician is well versed in internal and external conditions.

Ayrıca güçlü bir dış politika sözü verdi.

He also promised a strong foreign policy.

Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.

The wall is white on the outside and green on the inside.

Şimdiye kadar kaç tane dış gezegen keşfedildi?

How many exoplanets have been discovered so far?

Bilim adamları dış gezegenleri nasıl tespit ediyor?

How do scientists detect exoplanets?

Fadıl'ın görevi onu dış dünyadan uzak tuttu.

Fadil's job kept him removed from the outside world.

Bütçenin % 1'inden azı dış yardım harcanmaktadır.

Less than 1% of the budget is spent on foreign aid.

- Cezayir hem iç hem de dış tehditlere sahiptir.
- Cezayir'in hem iç hem de dış tehditleri vardır.

Algeria has both internal and external threats.

Akreplerin dış iskeletini kaplayan ince bir katman vardır.

Scorpions have this thin layer that coats their exoskeleton,

Akreplerin dış iskeletlerini kaplayan ince bir katman vardır.

Scorpions have this thin layer that coats their exoskeleton,

Bu doktora dış dünyayla bir bağlantı olduğunu gösterir.

That tells the doctor there's a connection to the outside world.

Onun en dış çevresini ise yer kabuğu çevreliyor

the outer crust is surrounded by the earth crust

Dış görünüşe bakılırsa, hiçbir şey daha makul olamazdı.

- Nothing could be more reasonable, on the face of it.
- On the face of it, nothing could be more reasonable.

Sami'nin cesedinde hiçbir görünür dış travma işareti yoktu.

Sami's body had no outward sign of visible trauma.

Erkekler tarafından domine edilen dış dünyaya adımlarını attıkları anda

to enter the outside world dominated by men,

Bunun anlamı bir dış gezegenin her iki yörüngesi için

And so that means for every two orbits of the outer planet,

Vücut ısılarına dış ortama göre ayarlayıp bir köşeye çekilip

adjusting the body temperature according to the external environment and taking a corner

Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.

The country is trying hard to make up for her trade deficit.

Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.

Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.

The wall is white on the inside and green on the outside.

Ve liberal dış politikaları ile batıyla yakın ilişki kurdu.

And his liberal foreign policies built a close relationship with the West which paved the

- Benim evim kentin eteklerindedir.
- Benim evim kentin dış mahallelerindedir.

My house is on the outskirts of the city.

İç ve dış gezegenler arasında bir asteroit kuşağı vardır.

Between the inner and outer planets is an asteroid belt.

- Bir insanı dış görünüşüyle yargılama.
- İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanırlar.

Don't judge a man by his clothes.

- İnsanı dış görünüşüne göre yargılamayın.
- Bir kitabı kapağına göre yorumlama.

Don't judge a book by its cover.

Güneş sistemimizdeki gezegenler iç gezegenler ve dış gezegenler olarak sınıflandırılır.

The planets in our solar system are classified as inner planets and outer planets.

Bu tüylü bir çöl akrebi ve dış iskeletinin nasıl parladığına baksanıza.

That's a hairy desert scorpion, and look how that whole exoskeleton just lights up.

Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.

The only connection to the outside world was a small window placed too high to see.

Kuvvetlerini geriye çekip kampın dış hattında düzgün bir mevzi almalarını sağlıyor.

He pulls them back and arrays them in a line outside the camp.

Nihayet , savunanlar dış savunmayı terketmek zorunda kaldu ve iç duvarın arkasında toplandı.

Eventually, the defenders had to abandon their outer defenses and form up behind the inner wall.

Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.

No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.

Üzerindeki boya özellikle dış kısmında yavaş yavaş döküldüğünden, kış gelmeden pencereleri boyatacağım.

Before winter I'll have the windows painted, as the paint on them is slowly peeling off, especially outside.

Irak işgali, bir Amerikan başkanı tarafından alınan en kötü dış politika kararıydı.

Invading Iraq was the worst foreign policy decision ever made by an American president.

Ve esnek dış tabakalar bir golfçü deliğe yaklaştığında dönüşü kontrol etmesine izin verir.

and the flexible outer layers allow a golfer to control spin when hitting closer to the hole.

Ana dış gelir kaynağı yer fıstığından gelen Senegal, dünya piyasalarına büyük ölçüde güveniyor.

Senegal, whose main source of foreign income comes from peanuts, relies heavily on the world markets.