Translation of "Bağımsız" in English

0.017 sec.

Examples of using "Bağımsız" in a sentence and their english translations:

Bağımsız Kafkaslar!

Free Caucasus!

Tom bağımsız.

Tom is independent.

ötanaziden bağımsız düşünülemez.

can't be separated from euthanasia.

Kesinlikle ailesinden bağımsız.

He is certainly independent of his parents.

Bağımsız olmayı severim.

I like being independent.

Sen bağımsız mısın?

Are you independent?

Bağımsız olmak istiyorum.

I want to be independent.

- Tom bağımsız bir düşünürdür.
- Tom bir bağımsız düşünür.

Tom is an independent thinker.

Dış koşullardan bağımsız olarak

that we can rely upon,

Böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

so they can work independently.

Bağımsız güreş arenasında güreşiyordum.

on the independent wrestling circuit.

Mali açıdan bağımsız oldu.

He became financially independent.

O bağımsız bir film.

It's an indie movie.

O bağımsız bir düşünür.

He's an independent thinker.

O bir bağımsız düşünürdür.

She's an independent thinker.

O dışa bağımsız yaşamaktadır.

He lives off the grid.

Bu bağımsız bir makinedir.

This is an autonomous machine.

Vatikan bağımsız bir ülkedir.

The Vatican is an independent country.

O bağımsız olarak zengin.

He's independently wealthy.

Tom bağımsız olarak zengin.

Tom is independently wealthy.

Tom mali olarak bağımsız.

Tom is financially independent.

Tom bir bağımsız yazar.

Tom is a freelance writer.

O bağımsız bir düşünürdür.

He is an independent thinker.

Ben çok bağımsız biriyim.

I'm a very independent person.

Tom çok bağımsız fikirli.

Tom is very independent-minded.

Hiçbir bağımsız onay yoktu.

There was no independent confirmation.

Tom bağımsız bir kişidir.

Tom is an independent person.

Tom bağımsız, değil mi?

Tom is independent, isn't he?

- Ebeveynlerinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.
- Ona ailesinden bağımsız olmasını tavsiye ettim.

I advised him to be independent of his parents.

Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.

Political affairs must be totally independent.

Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri

Each of those is an independent life-support system,

Gençler ailelerinden bağımsız olmak istiyorlar.

Teenagers want to be independent of their parents.

Onların hepsinin bağımsız araçları vardır.

All of them have independent means.

Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.

The treaty made Texas independent.

Onlar insanların bağımsız olmalarını istemiyorlar.

They do not want the people to be independent.

Demokrasilerde, basının bağımsız olması önemlidir.

In a democracy, it is important that the press be independent.

O daha bağımsız olmak istiyor.

He wants to be more independent.

Bahamalar 1973'te bağımsız oldu.

The Bahamas became independent in 1973.

Angola 1975'te bağımsız oldu.

Angola became independent in 1975.

Bangladeş 1971'de bağımsız oldu.

Bangladesh became independent in 1971.

Tom bağımsız bir film yapıcısı.

Tom is an independent filmmaker.

Onların bağımsız işlerinin farkında mısın?

Are you aware of their indie work?

Mary güçlü, bağımsız bir kadın.

Mary is a strong, independent woman.

Ülkeniz ne kadar süredir bağımsız?

How long has your country been independent?

Kosova artık bağımsız bir ülkedir.

Kosovo is now an independent country.

Demokraside, gazeteciliğin bağımsız olması önemlidir.

In a democracy, it is important for journalism to be independent.

Bağımsız bir soruşturmaya ihtiyacımız var.

We need an independent investigation.

Fadıl daha bağımsız olmak istedi.

Fadil wanted to be more independent.

Tom daha bağımsız olmak istedi.

Tom wanted to be more independent.

Mary çok bağımsız bir kadındır.

Mary is a very independent woman.

Tom çok bağımsız bir insandır.

Tom is a very independent person.

Mary çok bağımsız bir kızdır.

Mary is a very independent girl.

Cezayir tam bağımsız bir ülke.

Algeria is a fully sovereign state.

Insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.

on the people and circumstances.

Hükümetin kim olduğundan bağımsız bir meseledir."

is not a matter of this or the other Government.

Rusya'daki gazeteciler özgür değil, bağımsız değil.

The journalists in Russia are not free, are not independent.

Antigua ve Barbuda bağımsız bir ülkedir.

Antigua and Barbuda is an independent country.

Dünyada kaç tane bağımsız ülke vardır?

How many independent countries are there in the world?

Porto Riko bağımsız bir devlet değildir.

Puerto Rico is not a sovereign state.

İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?

Should Scotland be an independent country?

Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olmaları.

for the Palestinians to ever have an independent state.

Güney Afrika 1961'de bağımsız oldu.

South Africa became independent in 1961.

Birçok bağımsız film düşük bütçelerle yapılmaktadır.

Many independent films are made on low budgets.

Aachen kenti bağımsız bölge olarak yönetilmiş.

The city of Aachen is administered as an independent district.

John ailesinden tamamen bağımsız olmak istedi.

John wanted to be completely independent of his family.

Amerika İngiltere'den ne zaman bağımsız oldu?

When did America become independent of England?

Anne babasından ekonomik olarak bağımsız değildir.

He is not economically independent of his parents.

Tom bağımsız fikir sahibi bir adamdır.

Tom is an independent-minded guy.

Belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.

in a way that takes carbon dioxide out of the air.

O Napolyon büyük, bağımsız bir komuta güvenebilirdi

Yet he was one of the few Marshals that Napoleon could trust with a large, independent command

O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.

In those days, America was not independent of the United Kingdom.

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain.

Ben her zaman bağımsız bir düşünür oldum.

I've always been an independent thinker.

2014 yılında İskoçya bağımsız bir devlet olabilir.

In 2014 Scotland may become an independent state.

Bir işim olduğu için ailemden bağımsız olabilirim.

Now that I have a job, I can be independent of my parents.

Milliyetlerinden bağımsız olarak herkes çok hoş karşılanıyor.

Everyone is very welcome, independent of their nationality.

O, anne ve babasından bağımsız olmak istiyor.

He wants to be independent of his parents.

Bu, birazcık bağımsız olduklarını ispatlamaya çalıştıkları içindir.

This is because they are trying to prove they are somewhat independent.

Düğün töreni hava koşullarından bağımsız olarak düzenlenecek.

The wedding ceremony will be held regardless of the weather.

1847 yılında, onlar kendilerini bağımsız ilan ettiler.

In 1847, they declared themselves independent.

Bağımsız yargı, işleyen bir demokrasinin olmazsa olmazlarındandır.

An independent judiciary is one of the key pillars of a functional democracy.

Gerçeğin hoş olması, işine gelmesi veya gelmemesinden bağımsız.

even if it's not pretty or convenient or pleasant.

Bu çok kuşaklı, toplumsal cinsiyetten bağımsız bir konudur.

This is a multi-generational, gender-neutral issue.

önemli, bağımsız bir komuta. Suchet, Napolyon'un Waterloo'daki yenilgisine

command, for which few men were better suited.

2.000 tane vantuzu var ve hepsini bağımsız kullanıyor.

She's got 2,000 suckers, and she's using all of them independently.

Ebeveynler en kısa sürede çocuklarının bağımsız olacaklarını umuyorlar.

Parents hope their children will become independent as soon as possible.

Kendi ayakların üzerinde durmak bağımsız olmak anlamına gelir.

To stand in your own feet means to be independent.

Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.

Tom and Bill arrived at the conclusion independently of each other.

1991 Sovyetler Birliği dağıldığında Ukrayna tekrar bağımsız oldu.

Ukraine became independent again when the Soviet Union dissolved in 1991.

1962'den beri Cezayir bağımsız bir devlet olmuştur.

Since 1962, Algeria has been an independent state.

Dick ebeveynlerine bağlıydı fakat o şimdi onlardan bağımsız.

Dick had been dependent on his parents, but now he's independent of them.

2006'dan beri Karadağ tekrar bağımsız bir devlet.

Since 2006 Montenegro is an independent state again.

Hepsi geçmişimize ve bağımsız olmak için yüzyıllar boyu süren

it all links back to our past and how we overcame

Kötü bir niyetle Uruguay'ın bağımsız bir ülke olmasını istediler.

peace agreements and they badly wanted Uruguay to be an independent country.

Eğer üniversiteye gidebilirse ebeveynlerinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.

She thought that she could become economically independent from her parents if she went to college.