Translation of "Düşündüğümü" in English

0.012 sec.

Examples of using "Düşündüğümü" in a sentence and their english translations:

Düşündüğümü söyleyeyim.

Let me say what I think.

Düşündüğümü söylerim.

I say what I think.

Ne düşündüğümü biliyorsun.

You know what I think.

Ne düşündüğümü bilmiyorum.

- I don't know what I was thinking.
- I don't know what I think.
- I don't know what I thought.

Ne düşündüğümü sanıyorsun?

What do you think I’m thinking about?

Düşündüğümü sana söyleyeceğim.

I'll tell you what I think.

Düşündüğümü Tom'a söyledim.

I told Tom what I think.

Ne düşündüğümü düşünüyorsun?

What do you think I think?

Ne düşündüğümü biliyorum.

I know what I think.

Ne düşündüğümü söyleyemiyorum.

I can't speak my mind.

- Sana ne düşündüğümü söyleyemem.
- Ne düşündüğümü sana söyleyemem.

I can't tell you what I think.

- Ne düşündüğümü bilmek ister misin?
- Ne düşündüğümü bilmek istiyor musun?
- Ne düşündüğümü mü bilmek istiyorsun?

Do you want to know what I think?

Neden seni düşündüğümü düşünüyorsun?

- Why do you think I'm thinking about you?
- Why do you think that I'm thinking about you?

Düşündüğümü söyleme hakkım var.

I have the right to say what I think.

Ne düşündüğümü onlara söyleyeceğim.

I'll tell them what I think.

Ne düşündüğümü bildiğini biliyorum.

- I know you know what I'm thinking.
- I know that you know what I'm thinking.

Bence ne düşündüğümü biliyorsun.

I think you know what I think.

Ne düşündüğümü sana söyleyeceğim.

I'm going to tell you what I think.

Ne düşündüğümü nasıl bildin?

How did you know what I was thinking?

Ne düşündüğümü bana sormadın.

You haven't asked me what I think.

Sana ne düşündüğümü söyledim.

I told you what I think.

Onlara ne düşündüğümü söyledim.

I told them what I think.

Ona ne düşündüğümü söyledim.

I told him what I think.

Tom'a ne düşündüğümü söyledim.

I told Tom what I thought.

Ne düşündüğümü sana söyleyeyim.

Let me tell you what I think.

Ne düşündüğümü söyleyebilir misin?

Can you tell what I'm thinking?

Ne düşündüğümü sana söylemeyeceğim.

I won't tell you what I thought.

Ne düşündüğümü tahmin et.

Guess what I was thinking.

Sana ne düşündüğümü anlatacağım.

I'll tell you what to think.

- Ne düşündüğümü duymak istemez misin?
- Ne düşündüğümü bilmek istemez misiniz?

Don't you want to hear what I think?

Şimdi size ne düşündüğümü değil,

Now, I am not telling you what I think,

Ne düşündüğümü sana zaten söyledim.

I've already told you what I think.

Ne düşündüğümü bilmek istiyor musun?

- Do you want to know what I think?
- You don't want to know what I think.

Bazen çok fazla düşündüğümü düşünüyorum.

Sometimes, I think that I think too much.

Bunun hakkında ne düşündüğümü biliyorsun.

- You know what I think of that.
- You know what my opinion of that is.
- You know how I feel about that.

Gerçekten ne düşündüğümü önemsiyor musun?

Do you really care what I think?

Tom ne düşündüğümü bilmek istemiyor.

Tom doesn't want to know what I think.

Tom gerçekten ne düşündüğümü umursamıyor.

Tom doesn't really care what I think.

Tom bana ne düşündüğümü sordu.

Tom asked me what I'm thinking.

Ne düşündüğümü duymak ister misin?

Do you want to hear what I think?

Ne düşündüğümü bana sormadın ki.

You haven't even asked me what I think.

Ne düşündüğümü biliyorsun, değil mi?

You know what I think, right?

Ne düşündüğümü tahmin edebilir misin?

Can you guess what I'm thinking?

Ne düşündüğümü sana söyleyeyim mi?

Shall I tell you what I think?

Ben ne düşündüğümü sana söyledim.

I've told you what I think.

Ne düşündüğümü bilmeyi neden istiyorsun?

Why do you want to know what I'm thinking?

Onun komik olduğunu düşündüğümü söylemiştim.

- I said I thought it was funny.
- I said that I thought it was funny.

Ne düşündüğümü bilmek istemiyor musun?

Don't you want to know what I think?

Kimse bana ne düşündüğümü sormadı.

No one asked me what I thought.

Ona hakkında ne düşündüğümü söyledim.

I told him what I thought of him.

"Hey, dostum, sen ne düşündüğümü düşündüğünü düşündüğümü düşünüyor musun yoksa ne düşündüğümü düşündüğünü mü düşünüyorsun?" "Bekle, her neyse sen kimsin?"

"Hey, pal, are you thinking what I think you think I'm thinking, or are you thinking what you thought I've been thinking?" "Wait, who are you anyway?"

İçimden onunla ilgili düşündüğümü söylemek geliyor.

I feel like telling him what I think of him.

Gerçekten ne düşündüğümü kocam bile bilmiyor.

Even my husband does not know what I am really thinking.

Ne düşündüğümü gerçekten bilmek istiyor musun?

Do you really want to know what I think?

Ne olduğunu düşündüğümü bilmek istiyor musun?

Do you want to know what I think is going on?

Sana güzel olduğunu düşündüğümü söyledim mi?

Did I tell you I think you're pretty?

Tom bana ne olacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked me what I thought was going to happen.

Şimdi ne düşündüğümü hayal edebilir misin?

Can you imagine what I am thinking now?

Onun haklı olabileceğini düşündüğümü fark ettim.

I found myself thinking he might be right.

Düşündüğümü yazmak zorunda olmam en iyisi.

I have to do what I think is best.

Sanırım gerçekten ne düşündüğümü söylememin zamanıdır.

- I think it's time for me to say what I really think.
- I think that it's time for me to say what I really think.

Sanırım ne düşündüğümü açıkça söylememin zamanıdır.

- I think it's time for me to speak up.
- I think that it's time for me to speak up.

Kimse bana ne düşündüğümü hiç sormadı

No one ever asked me what I thought.

O bana yarışı kimin kazanacağını düşündüğümü sordu.

He asked me who I thought would win the race.

Senin hakkında kaç kere düşündüğümü sana söyleyemem.

I can't tell you how many times I've thought about you.

Tom bana toplantıda kimlerin olacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked me who I thought would be at the meeting.

Tom'a onun hakkında gerçekten ne düşündüğümü söyleyeceğim.

I'm going to tell Tom what I really think of him.

Tom bana yarışı kimin kazanacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked me who I thought would win the race.

Gerçekten ne düşündüğümü sana söylememi ister misin?

Do you want me to tell you what I really think?

Onların planı hakkında ne düşündüğümü onlara söyledim.

I told them what I thought of their plan.

Tom'a onun evinin boyanması gerektiğini düşündüğümü söyledim.

I told Tom that I thought his house needed to be painted.

O bana turnuvayı kimin kazanacağını düşündüğümü sordu.

She asked me who I thought would win the tournament.

Tom'a onun bunu yapamadığını düşündüğümü neden söyledin?

Why did you tell Tom I thought he couldn't do that?

Kimse bana bunun hakkında ne düşündüğümü sormadı.

No one asked me what I thought about that.

Ne yapman gerektiğini düşündüğümü sana söylememi ister misin?

Do you want me to tell you what I think you should do?

Yüzemiyeceğini söylemiyorum. Sadece bugün yüzmemen gerektiğini düşündüğümü söylüyorum.

I'm not saying you can't swim. I'm just saying I think you shouldn't swim today.

Tom bana oyunu hangi takımın kazanacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked me which team I thought would win the game.

Tom'a onun iyi bir fikir olduğunu düşündüğümü söyledim.

- I told Tom I thought it was a good idea.
- I told Tom that I thought that it was a good idea.
- I told Tom that I thought it was a good idea.
- I told Tom I thought that it was a good idea.

Neden bu sefer onun farklı olacağını düşündüğümü bilmiyorum.

I don't know why I thought it would be different this time.

Burası o kadar gürültülü ki kendi düşündüğümü duyamıyorum.

It's so noisy here I can't hear myself think.

Tom ve Mary'ye zamanlarını boşa harcadıklarını düşündüğümü söyledim.

I told Tom and Mary I thought they were wasting their time.

Bununla ne yapman gerektiğini düşündüğümü söylememi ister misin?

Do you want me to tell you what I think you should do with it?

Tom bana bir sonraki başkanın kim olacağını düşündüğümü sordu.

Tom asked me who I thought would be the next president.

Onun hakkında gerçekten ne düşündüğümü bugün nihayet Tom'a söyleyeceğim.

Today, I'm finally going to tell Tom what I really think of him.

Bana şu an senin hakkında ne düşündüğümü sormaya bile kalkma.

Don't even think of asking me what I think about you right now.

- Ne düşündüğümü söylememeyi tercih ederim.
- Düşündüğüm şeyi söylememeyi tercih ederim.

I'd rather not say what I think.

- Gidemezsin demiyorum. Sadece gitmemen gerektiğini söylüyorum.
- Gidemiyeceğini söylemiyorum. Sadece gitmemen gerektiğini düşündüğümü söylüyorum.

I'm not saying you can't go. I'm just saying I think you shouldn't go.

Negatif düşündüğümü fark ettiğim zamanlarda, o düşünceyi daha pozitif bir biçimde tekrar kafamdan geçirirdim.

Any time I caught myself thinking negatively, I would rephrase the thought in a way that was more positive.