Translation of "Söyleyeceğim" in English

Şarkı söyleyeceğim.

- I'll sing.
- I will sing.

Anneme söyleyeceğim!

I'll tell my mom!

Babama söyleyeceğim!

I'll tell my dad!

Tom'a söyleyeceğim.

I'm going to tell Tom.

Diğerlerine söyleyeceğim.

I'll tell the others.

Tekrar söyleyeceğim.

I'll say it again.

Ona söyleyeceğim.

I'm going to tell him.

Birine söyleyeceğim.

I'll tell someone.

Onlara söyleyeceğim.

- I'm going to tell them.
- I'll tell them.

Söyleyeceğim oydu.

- That's what I was going to say.
- That was what I was going to say.

Gerçeği söyleyeceğim.

I'll tell the truth.

- Uğradığını Tom'a söyleyeceğim.
- Uğradığınızı Tom'a söyleyeceğim.

I'll tell Tom you came by.

- Sen söyleyeceğim şeyi beğenmeyeceksin.
- Söyleyeceğim şeyden hoşlanmayacaksın.

You won't like what I'm going to say.

Sana söyleyeceğim şey

What I'm going to tell you cannot be interpreted

Tom'a gerçeği söyleyeceğim.

I'm going to tell Tom the truth.

Bütün söyleyeceğim bu.

That's all I'm saying.

Sana doğru söyleyeceğim.

I'm going to be straight with you.

Söylemem gerekeni söyleyeceğim.

I'll say what I have to say.

Sana sebebini söyleyeceğim.

I'll tell you why.

Ben gerçeği söyleyeceğim.

I'm going to tell the truth.

Düşündüğümü sana söyleyeceğim.

I'll tell you what I think.

Şimdi sana söyleyeceğim.

I'm going to tell you now.

Sana bildiğimi söyleyeceğim.

I'll tell you what I know.

Aradığını Tom'a söyleyeceğim.

- I'll tell Tom you called.
- I'll tell Tom that you called.

Tom'a hemen söyleyeceğim.

I'll tell Tom right now.

Tom'a gidip söyleyeceğim.

I'll go and tell Tom.

Onu yaptığımı söyleyeceğim.

I'll say I did it.

Tom'a uğradığını söyleyeceğim.

I'll tell Tom you dropped by.

Uğradığını onlara söyleyeceğim.

I'll tell them you came by.

Uğradığını ona söyleyeceğim.

I'll tell him you came by.

Sana gerçeği söyleyeceğim.

- I'm going to tell you the truth.
- I am going to tell you the truth.

Onu ona söyleyeceğim.

I'm going to tell him that.

Onlara ne söyleyeceğim?

What am I going to say to them?

Ona ne söyleyeceğim?

What am I going to say to him?

Bunu onlara söyleyeceğim.

I'll mention it to them.

Bunu ona söyleyeceğim.

- I'll mention it to him.
- I'll mention it to her.

Onu onlara söyleyeceğim.

I'm going to tell them that.

Aradığını onlara söyleyeceğim.

I'll tell them you called.

Aradığını ona söyleyeceğim.

I'll tell him you called.

Sorduğunu onlara söyleyeceğim.

I'll tell them you asked.

Bildiğimi onlara söyleyeceğim.

I'll tell them what I know.

Bildiğimi ona söyleyeceğim.

- I'll tell him what I know.
- I'll tell her what I know.

Yarın sana söyleyeceğim.

I'll tell you tomorrow.

Yarın onlara söyleyeceğim.

I'll tell them tomorrow.

Yarın ona söyleyeceğim.

- I'll tell you tomorrow.
- I'll tell him tomorrow.

Onlara gerçeği söyleyeceğim.

I'll tell them the truth.

Ona gerçeği söyleyeceğim.

I'll tell her the truth.

Derhal onlara söyleyeceğim.

I'll tell them right now.

Derhal ona söyleyeceğim.

I'll tell him right now.

Onlara kendim söyleyeceğim.

I'll tell them myself.

Ona kendim söyleyeceğim.

- I'll tell him myself.
- I'll tell her myself.

Tom'a bildiklerimi söyleyeceğim.

I'll tell Tom what I know.

Onu Emily'ye söyleyeceğim.

I'll tell it to Emily.

Tom'a onu söyleyeceğim.

I'll tell Tom that.

Tom'a ne söyleyeceğim?

What will I tell Tom?

Tom'a söyleyeceğim budur.

That's what I'd tell Tom.

Söyleyeceğim şey bu.

That's what I was going to say.

Sana şimdi söyleyeceğim.

I will tell you right now,.

Yarın Jamal'a söyleyeceğim.

I'm gonna tell Jamal tomorrow.

Yarın Tom'a söyleyeceğim.

I'm going to tell Tom tomorrow.

Ben şarkı söyleyeceğim.

I'm going to sing.

Bugün şarkı söyleyeceğim.

I'll sing today.

Her şeyi söyleyeceğim.

I'm going to say everything.

Gidip herkese söyleyeceğim.

I'll go and tell everyone.

O şarkıyı şimdi söyleyeceğim.

I'm going to sing that song now.

Tam olarak söyleyeceğim odur.

That's just what I was going to say.

O zaman sana söyleyeceğim.

Then I will tell you.

Tom'a daha sonra söyleyeceğim.

I'll tell Tom later.

Sana bir şey söyleyeceğim.

I'm going to tell you something.

Söyleyeceğim tüm şey bu.

That's all I'm going to say.

Ben ilk ne söyleyeceğim.

What do I say first?

Ne düşündüğümü onlara söyleyeceğim.

I'll tell them what I think.

Sana ne hatırladığımı söyleyeceğim.

I'll tell you what I remember.

Tom'a geri döndüğünü söyleyeceğim.

I'm going to go tell Tom that you're back.