Translation of "Boyamayı" in English

- Odamı boyamayı bitirmeliyim.
- Odamı boyamayı bitirmem gerekiyor.

I need to finish painting my house.

Saçımı boyamayı seviyorum.

I like to dye my hair.

Çiti boyamayı henüz bitirmedim.

I haven't finished painting the fence yet.

Sonunda ahırı boyamayı bitirdim.

I've finally finished painting the barn.

Tom evini yeniden boyamayı planlıyor.

Tom is planning to repaint his house.

Sulu boya ile boyamayı seviyorum.

I love to paint with watercolors.

Evi boyamayı az önce bitirdim.

I just finished painting the house.

Çiti boyamayı az önce bitirdik.

We've just finished painting the fence.

Mary saçlarını sarıya boyamayı tercih eder.

Mary prefers to dye her hair blonde.

Tom hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorunda.

Tom still has to finish painting the fence.

Bir günde bu evi boyamayı bitiremem.

I can't finish painting this house in one day.

Ben hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorundayım.

I still have to finish painting the fence.

Biz evi boyamayı az önce bitirdik.

We just finished painting the house.

Biz duvarı boyamayı az önce bitirdik.

We just finished painting the wall.

Evi boyamayı bitirmenin kaç saat süreceğini merak ediyorum.

I wonder how many hours it'll take to finish painting the house.

Evi boyamayı bitirmenin ne kadar süreceğini merak ediyorum.

I wonder how long it'll take to finish painting the house.

Tom garajı boyamayı bitirmenin onun bir gününü alacağını düşündü.

- Tom figured it would take him a full day to finish painting the garage.
- Tom figured that it would take him a full day to finish painting the garage.

Çiti boyamayı bitirdikten sonra, Tom hepimiz için sandviç hazırladı.

After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.

Eğer herkes bağışta bulunursa, öğleye kadar oturma odasını boyamayı bitirebileceğiz.

If everyone chips in, we'll be able to finish painting the living room by noon.

Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için canla başla çalıştı.

He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.

Tom hava kararmadan önce çiti boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişim yaptı.

Tom made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.