Translation of "Bildiğimiz" in English

0.014 sec.

Examples of using "Bildiğimiz" in a sentence and their english translations:

Bildiğimiz bu.

This is what we know.

Bildiğimiz Android

Android we know

"Bildiğimiz her şey,"

"For all we know,"

Bütün bildiğimiz o.

That's all we know.

İşte bildiğimiz budur.

Here's what we know.

Bildiğimiz şeyle başlayalım.

Let's start with what we do know.

Bu bizim bildiğimiz kıyamet

this is the apocalypse we know

Bildiğimiz bir şey varsa

All we know is that

Bildiğimiz kadar, o suçlu.

Insofar as we know, he is guilty.

Yıllardır yapmayı bildiğimiz şeyler içindi.

like putting two pills into one.

Su ve bildiğimiz yaşam için

It insulates and regulates temperatures

Bu bizim bildiğimiz Trump değil

this is not the Trump we know

Biz bildiğimiz dillerde örnekler ekliyoruz.

We add examples in languages we know.

Bildiğimiz kadarıyla, Tom Boston'da olabilir.

For all we know, Tom could be in Boston.

Bildiğimiz kadarıyla Tom ölmüş olabilir.

Tom might be dead for all we know.

Bildiğimiz her şeyi sana söyledik.

We've told you everything we know.

Senin hakkında tüm bildiğimiz bu.

That's all we know about you.

Onlar hakkında tüm bildiğimiz bu.

That's all we know about them.

Onun hakkında tüm bildiğimiz bu.

That's all we know about him.

Bildiğimiz gibi burası dünyanın sonu.

This is the end of the world as we know it.

çünkü bizim bildiğimiz 10.000 yıl öncesiydi

because it was 10,000 years ago that we know

Bütün bunlara rağmen tek bildiğimiz şey

Despite all this, all we know is

Fakat bizim bildiğimiz coğrafi kuzey kutup

but the geographical north pole we know

Bizim bildiğimiz öğütücüler gözle görülmeyen bakteriler.

the grinders we know are invisible bacteria.

Bildiğimiz gibi dil bir insan icadıdır.

Language as we know is a human invention.

Bildiğimiz bir damla, bilmediğimiz bir okyanus.

What we know is a drop. What we don't know is an ocean.

Bu sadece bizim bildiğimiz bir sır.

- Only we know this secret.
- This is a secret that only we know.

Tom'un vurulduğunu biliyoruz. Bütün bildiğimiz bu.

- We know that Tom has been shot. That's all we know.
- We know Tom has been shot. That's all we know.

Bildiğimiz kadarıyla, Tom bir doktor olabilir.

For all we know, Tom could be a doctor.

Kızamık bildiğimiz en bulaşıcı hastalıklardan biridir.

Measles is one of the most contagious diseases we know.

Bildiğimiz anlamda dil, bir insan icadıdır.

Language, as we know it, is a human invention.

Bildiğimiz ve duyduğumuz hemen hemen her şey.

Pretty much everything we know and ever heard of.

Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.

sloths are the only mammal that we know of that don't do flatulence.

Kıtasal taban bizim bildiğimiz üzerine bastığımız yer

the continental base is where we know it

Ama bizim çocukluğumuzdan beri bildiğimiz şey ne

but what we have known since childhood

Bir saniye ya bu bildiğimiz elektrik üretimi

one second or this is the electricity production we know

Onun dışında bildiğimiz çok az şey var

other than that there is very little we know

Bütün bildiğimiz, Tom'un otuz yaşından büyük olabileceğiydi.

For all we know, Tom could be over thirty.

Bildiğimiz kadarıyla, dünya okyanusları olan tek gezegendir.

As far as we know, the earth is the only planet to have oceans.

Bildiğimiz gibi evren büyük bir patlama ile başladı

the universe as we know it began with a big bang,

Ve bildiğimiz, olduğumuz ve oluştuğumuz her şey yaratıldı.

and everything that we know and are and are made of was created.

Gazetecilik konusunda duayen olarak bildiğimiz Uğur Dündar bile

even Uğur Dündar, who we know as a veteran in journalism

Bizim bildiğimiz yağmur bulutu gibi bir şey mi?

something like the rain cloud we know?

Balinalarda ve yarasalarda bildiğimiz doğal bir GPS var

there is a natural GPS we know in whales and bats

Bütün bildiğimiz Tom'un 2.30'da ofisimize geliyor olmasıdır.

All we know is that Tom is coming to our office at 2:30.

Bildiğimiz kadarıyla, bunlar tarafından alındı politikacılar ve yetkililer karşılığında

As far as we know, these were received by politicians and officials in exchange for

Fakat bizim bildiğimiz dev dalgada, dalga boyu 20 metre ise

but in the giant wave we know, if the wavelength is 20 meters

Bu yer kabuğu o akışkan olan magmanın üzerinde bildiğimiz yüzüyor

this earth crust is floating on that fluid magma as we know it

O çaydanlığa gittiğinde yanacağını bildiğimiz için onu tutuyoruz ve engelliyoruz

We hold it and block it because we know it will burn when it goes to the teapot

Beyin hakkında bildiğimiz şey onun nefes kesici bir hızla değişiyor olması.

What we know about the brain is changing at a breathtaking pace.

Bildiğimiz üzere, 11 Eylül çok fazla şok ve acıya neden oldu.

And as we know, 9/11 caused a lot of shock and grief.

Karbon ayrılması olarak bildiğimiz bir işlem ile kara parçaları ve denizler

is currently being taken up by land and the seas

Eski Yunanlar güneş sistemi hakkında bizim bildiğimiz kadar çok şey biliyorlardı.

The ancient Greeks knew as much about the solar system as we do.

Bugün de bildiğimiz bilgisayarlar ilk olarak İkinci Dünya Savaşı'ndan önce ortaya çıktı.

Computers as we know them today first appeared before the Second World War.

İyi ya da hasta için her şey burada başladı. Latin Amerika, bildiğimiz gibi,

For good or ill, everything started here, this is where Latin America, as we know it,

Fakat bildiğimiz bir şey var o da insanlık tarihi hakkında çok az şey bildiğimizdir

but one thing we know is that we know very little about human history

Öğretmen "Hepimiz Tom'un suçlu olduğunu biliyoruz." ve "Bildiğimiz tek şey Tom'un suçlu olması." cümleleri arasındaki farkı açıkladı.

The teacher explained the difference between the sentences "We all know Tom is guilty" and "All that we know is that Tom is guilty."