Translation of "Başlaması" in English

0.005 sec.

Examples of using "Başlaması" in a sentence and their english translations:

Yaşamın başlaması.

Life must start --

Tom'un başlaması gerekiyor.

- Tom needs to get started.
- Tom needs to get going.

Konserin başlaması için sabırsızdık.

We were impatient for the concert to begin.

Konuşmalar yakında başlaması gerekir.

The talks should begin soon.

Oyunun başlaması için sabırsızdım.

I was impatient for the game to start.

İnşaatın ekim ayında başlaması gerekir.

Construction should start in October.

Toplantının zamanında başlaması olası değil.

It's unlikely that the meeting will start on time.

Derhal başlaması gerektiği aklına geldi.

It occurred to him that he should start at once.

Tom'un Fransızca öğrenmeye başlaması gerekiyor.

Tom needs to start studying French.

Tom'un duruşmasının bu Kasımda başlaması planlanıyor.

Tom's trial is scheduled to begin this November.

Cümlenin bir isimle başlaması gerektiğini biliyorum.

I know the sentence must start with a noun.

Tom'un yeni bir hayata başlaması gerek.

Tom needed to start a new life.

Tom'un ağlamaya başlaması pek olası değil.

Tom isn't very likely to start crying.

Tom'a onu yapmaya başlaması tavsiyesinde bulundum.

I've advised Tom to start doing that.

Basın toplantısının bir saat sonra başlaması planlanıyor.

The press conference is scheduled to begin one hour from now.

Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.

The training session is scheduled to begin at 4 p.m.

Toplantının ne zaman başlaması gerektiğini Tom fark etmeyebilir.

Tom might not realize what time the meeting is supposed to begin.

Tom'un kesinlikle işini kaybetme konusunda endişelenmeye başlaması gerekir.

Tom should definitely start worrying about losing his job.

Tom Mary'yi Fransızca çalışmaya başlaması için ikna etti.

Tom convinced Mary to start studying French.

Her toplantının bir dua ile başlaması gerektiğini söyledi.

He said each meeting should begin with a prayer.

Tom'u onu yapmaya başlaması için ikna eden kişi bendim.

I was the one who convinced Tom to start doing that.

Sami hayırseverliğin onun evinde başlaması ve bitmesi gerektiğine inanıyordu.

Sami believed charity should begin and end at his home.

Eski işini bırakıp kendi işine başlaması kararı gerçekten işe yaradı.

His decision to quit his old job and start his own business really paid off.

Okulunuzun 8.30'da başlaması ve 3.30'da bitmesini bilmek şaşırtıcı.

It's surprising to know that your school starts at 8:30 and ends at 3:30.

Toplantının ne zaman başlaması gerektiğini lütfen bana tekrar söyler misin?

Could you please tell me again when the meeting is supposed to start?

Acele et! Maçın başlaması için kalan sadece kısa bir süre var.

Hurry up! There's left only a short time for the start of the match.

- Hafta sonunun başlaması için sabırsızlanıyorum.
- Hafta sonunun başlamasını dört gözle bekliyorum.

I can't wait for the weekend to begin.

Evde gevşek uçları sabitledikten sonra, marangoz ressamın işe başlaması için onay verdi.

After tying up loose ends on the house, the carpenter gave the painter approval to begin work.

- Toplantı mümkün olduğu kadar kısa sürede başlamalı.
- En kısa sürede toplantının başlaması gerekiyor.

The meeting needs to begin as soon as possible.

- Erken başlangıcı onu ​​yarıştan diskalifiye etti.
- Onun erken başlaması onu yarıştan diskalifiye etti.

His early start disqualified him from the race.

Tom, doktorunun ona muhtemelen et de yemeye başlaması gerektiğini söyleyene kadar bir vejetaryendi.

Tom was a vegetarian until his doctor told him he should probably start eating meat, too.

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.

If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

- İngilizce bir cümlenin ilk sözcüğü büyük harfli olmalıdır.
- İngilizce bir cümlenin ilk sözcüğü büyük harfle başlamalıdır.
- İngilizce bir cümledeki ilk sözcüğün büyük harfle başlaması gerekir.

The first word of an English sentence should be capitalized.