Translation of "Başla" in English

0.010 sec.

Examples of using "Başla" in a sentence and their english translations:

Başla!

- Begin!
- Get started.
- Start.
- Begin.
- Proceed.

Başla.

- Get started.
- Start.
- Begin.

Şimdi başla.

Start right now.

Sen başla.

You start.

- Başla!
- Başlayın!

- Begin!
- Begin.

Buradan başla.

Start here.

Saymaya başla.

Start counting.

Başla dedim!

I said get down!

Tekrar başla.

- Start over.
- Start again.

Baştan başla.

Start over.

Başından başla.

Start at the beginning.

Başlangıçtan başla.

Start from the beginning.

Bunu değiştirmeye başla.

Begin to change this.

Yerlerinize... Hazır... Başla!

On your marks, get set, go!

Lanet olsun, başla!

Start, dammit!

Sadece çalışmaya başla.

Just start working.

Sadece tekrar başla.

Just start again.

Sadece konuşmaya başla.

Just start talking.

Sadece yürümeye başla.

Just start walking.

Lütfen hemen başla.

Please begin immediately.

En baştan başla.

Try it again from the first.

İşe başla, Tom.

Get to work, Tom.

Güne dinç başla.

Hit the ground running.

Başla selamlama yerine tokalaştılar.

They shake hands instead of bowing.

Dikkat! Hazır ol! Başla!

- On your mark! Get set! Go!
- On your mark, get set, go!

Hey, Tom, görüşmeye başla.

Hey, Tom, open up.

Devam et ve başla.

Go ahead and start.

Şimdi şarkı söylemeye başla.

Now start singing.

Bıraktığın yerden okumaya başla.

Start reading where you left off.

- Onu başlat.
- Ona başla.

Start it.

Derhal başla, yoksa geç kalacaksın.

Start at once, or you will be late.

Sakin ol ve başında başla.

Calm down and begin at the beginning.

Burada yeni bir parağrafa başla.

Start a new paragraph here.

Konuşmayı bırak ve çalışmaya başla.

Stop talking and start working!

Anlaması kolay olan kitaplarla başla.

Begin with books that are easy to understand.

Kolay anlaşılır bir kitapla başla.

Begin with an easy-to-understand book.

Ayağa kalk ve başla selamla.

Stand up and take a bow.

Derhal başla, yoksa otobüsü kaçıracaksın.

Start at once, or you will miss the bus.

Derhal başla, ve otobüse yetişeceksin.

Start at once, and you will catch the bus.

Kütük gibi durma, not almaya başla.

Don't just stand there like a lump, start taking notes!

- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- Yerlerinize... Hazır... Başla!

On your marks, get set, go!

Yaşlandığında güvenlik istiyorsan, şimdi biriktirmeye başla.

If you want security in your old age, begin saving now.

Derhal başla, ve zamanında orada olacaksın.

Start at once, and you will be in time.

Derhal başla, ve zamanında derste olacaksın.

Start at once, and you'll be in time for class.

Japonya'da biriyle karşılaştığında başla selamlamak uygundur.

In Japan, it is proper to bow when you meet someone.

Şikayet etmeyi bırak ve çalışmaya başla.

Stop complaining and start working.

- İstediğin yerden başla.
- Dilediğiniz yerden başlayın.

Begin where you want.

Uyan ve gününe bir gülümsemeyle başla.

Get up and start your day with a smile.

TV izlemeyi kes ve ders çalışmaya başla!

- Stop watching TV and start studying!
- Stop watching TV and start studying.

Bütün kinleri unut ve özgürce yaşamaya başla.

Forget all grudges and begin living freely.

Televizyon izlemeyi bırak ve ders çalışmaya başla.

- Stop watching TV and start studying!
- Stop watching TV and start studying.

- Tom işten başını kaldıramadı.
- Tom canla başla çalıştı.

Tom worked his fingers to the bone.

Başından başla ve bana olan her şeyi anlat.

Start at the beginning and tell me everything that happened.

Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için canla başla çalıştı.

He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.

Her gün yeni bir başlangıçdır, derin nefes al ve yeniden başla.

Every day is a new beginning – take a deep breath and start afresh.

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.

Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.

Ölüm hiçbir şeydir. Onun yerine yaşayarak başla - sadece daha zor değil fakat aynı zamanda daha uzundur.

Dying's nothing. Start instead by living - not only is it harder, but it's longer as well.

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.

When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.