Translation of "Bağışladı" in English

0.008 sec.

Examples of using "Bağışladı" in a sentence and their english translations:

- Büyük miktarda para bağışladı.
- Çok para bağışladı.

He donated a lot of money.

O,onu bağışladı.

She forgave him.

O, onu bağışladı.

- She forgave him.
- She has forgiven him.

Sami servetini bağışladı.

Sami donated his wealth.

Tom kan bağışladı.

- Tom gave blood.
- Tom donated blood.

O, tüm parasını bağışladı.

He gave away all his money.

Çocuğu kabalığı için bağışladı.

She forgave the boy for his rudeness.

Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı.

He handed over all his property to his son.

Tom bütün parasını bağışladı.

- Tom gave away all his money.
- Tom gave all his money away.

Tom çok para bağışladı.

Tom kicked in a lot of money.

Büyük miktarda para bağışladı.

He donated a lot of money.

O bütün servetini bağışladı.

He gave away his whole fortune.

O, bütün elbiselerini bağışladı.

She gave away all her dresses.

Mary bütün bebeklerini bağışladı

Mary gave away all her dolls.

Sami topraklarını camiye bağışladı.

Sami donated his lands to the mosque.

Tom parasının çoğunu bağışladı.

Tom has given away a lot of his money.

Aynasını kırdığım için beni bağışladı.

She forgave me for breaking her mirror.

Hastaneye bir sürü para bağışladı.

He contributed a lot of money to the hospital.

Hayır kurumuna çok para bağışladı.

He contributed a lot of money to the charity.

Mülteci fonuna 10,000 dolar bağışladı.

He donated $10,000 to the refugee fund.

O bütün eski mobilyalarını bağışladı.

He gave away all his old furniture.

Tom müzeye üç tablo bağışladı.

Tom donated three paintings to the museum.

Tom bize çok para bağışladı.

Tom donated a lot of money to us.

O, müzeye sayısız parça bağışladı.

She donated countless pieces to the museum.

Enstitüye büyük miktarda para bağışladı.

He bestowed a large amount of money on the institute.

O, çok miktarda para bağışladı.

He kicked in a lot of money.

O bütün parasını hayır kurumuna bağışladı.

He gave away all his money to charity.

O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.

He endowed the college with a large sum of money.

O, mülteci fonuna 10.000 dolar bağışladı.

He donated $10000 to the refugee fund.

Tom müzeye bir sürü para bağışladı.

Tom contributed a lot of money to the museum.

Tom sahip olduğu her şeyi bağışladı.

- Tom gave away everything he owned.
- Tom gave everything he owned away.

Tom bütün servetini hayır için bağışladı.

Tom donated his entire fortune to charity.

Tom her şey için Mary'yi bağışladı.

Tom has forgiven Mary for everything.

Tom, köpeğini öldürdüğü için Mary'yi bağışladı.

Tom forgave Mary for killing his dog.

Tom ölmeden önce parasının çoğunu bağışladı.

Tom gave away most of his money before he died.

Tom tüm parasını bağışladı sonra intihar etti.

Tom gave away all his money, then committed suicide.

Tom çeşitli hayır kurumlarına çok para bağışladı.

Tom has donated a lot of money to various charities.

Tom Kızıl Haç'a anonim olarak büyük miktarda para bağışladı.

Tom anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.

O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.

He anonymously donated a large sum of money to the Red Cross.

Tom kanser kurbanının hayatını kurtarmak için kemik iliğini bağışladı.

Tom donated his bone marrow to save the cancer victim's life.

Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı.

Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.

Tom depremden hayatta kalanlara yardım etmek için Kızıl haça para bağışladı.

Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake.

Daha sonra, Chris utandı ve özür diledi ve Beth onu bağışladı.

Later Chris felt ashamed and apologized, and Beth forgave him.

İsimsiz bir hayırsever bir hayvan barınağı için birkaç yüz bin dolar bağışladı.

An anonymous benefactor bequeathed several hundred thousand dollars to an animal shelter.

- O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.
- Onun tüm parasını kaybetmesini affetti.

She forgave him for losing all her money.

- Tom hayır için bir sürü para katkısında bulunmuştur.
- Tom yardım kurumuna çok para bağışladı.

- Tom contributed a lot of money to charity.
- Tom has contributed a lot of money to charity.

Adem karısıyla yine yattı. Havva bir oğlan doğurdu. "Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı" diyerek çocuğa Şit adını verdi.

Adam also knew his wife again: and she brought forth a son, and called his name Seth, saying: God hath given me another seed for Abel, whom Cain slew.

Sulla düşmanlarını öldürmeye başladı ve Sezar onun öldüreceği insanların listesindeydi. Sezar'ın annesinin ailesi onun hayatı için yalvardı ve Sulla isteksizce onu bağışladı. Sonra Sezar Roma ordusuna katıldı ve Sulla'nın ölümünden sonra döndü.

Sulla began to kill his enemies, and Caesar was on list of the people that he was going to kill. Caesar’s mother’s family begged for his life, and Sulla, reluctantly, spared him. Then Caesar joined the Roman army and returned after Sulla’s death.