Translation of "Büyükbabamın" in English

0.007 sec.

Examples of using "Büyükbabamın" in a sentence and their english translations:

Büyükbabamın okşadığı başıma,

My grandpa patted my head,

Büyükbabamın resmi duvardadır.

My grandfather's picture is on the wall.

Büyükbabamın fotoğrafı duvarda.

My grandfather's photograph is on the wall.

Bu büyükbabamın saatiydi.

- This was my grandfather's watch.
- This was my grandfather's clock.

Bu ev büyükbabamın.

This house is my grandfather's.

Büyükbabamın evi bu olmalı.

This must be my grandfather's house.

Büyükbabamın kar beyazı saçı var.

My grandfather has snowy white hair.

Büyükbabamın arabasının bu resmine bak.

Look at this picture of my grandfather's car.

Büyükbabamın artık bir ehliyeti yok.

My grandfather no longer has a driver's license.

Bugün büyükbabamın mezarını ziyaret edeceğim.

Today I'm going to visit my grandfather's grave.

Büyükbabamın kuşağındaki birçok insan çiftliklerde büyüdüler.

Many people in my grandfather's generation grew up on farms.

Büyükbabamın bana verdiği bir cep saatim var.

I have a pocket watch that my grandfather gave me.

Ailem, benim büyük büyükbabamın zamanında Tokyo'da yaşamak için geldi.

My family came to live in Tokyo in my great-grandfather's time.

Bir sonraki yaz tatilinde büyükbabamın beni oraya götürmesini isteyeceğim.

I'll ask my grandfather to take me there during the next summer vacation.

Büyükbabamın bana verdiği araba galon başına 10 mil götürüyor.

- The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.