Translation of "Mezarını" in English

0.015 sec.

Examples of using "Mezarını" in a sentence and their english translations:

Kendi mezarını kazıyor.

- He's digging his own grave.
- She's digging her own grave.

Babamın mezarını ziyaret ettim.

- I visited my father's grave.
- I've visited my father's grave.

Tom kendi mezarını kazıyor.

Tom is digging his own grave.

Kendi mezarını kazıyorsun, Tom.

You're digging your own grave, Tom.

O, kendi mezarını kazıyor.

- He is digging his own grave.
- He's digging his own grave.

Tom Mary'nin mezarını bulamadı.

Tom wasn't able to find Mary's grave.

Tom, Mary'nin mezarını ziyaret etti.

Tom visited Mary's grave.

Biz babamızın mezarını ziyaret ettik.

We visited our father's grave.

Bugün büyükbabamın mezarını ziyaret edeceğim.

Today I'm going to visit my grandfather's grave.

Ben bugün dedemin mezarını ziyarete gittim.

I went to visit my grandfather's grave today.

Basit ahşap haç Tom'un mezarını işaret ediyor.

A simple wooden cross marks Tom's grave.

Babasının mezarını ziyaret etmek Tom için çok önemlidir.

It's very important for Tom to visit his father's grave.

Tom, annesinin mezarını ziyaret etmek için mezarlığa gitti.

Tom went to the cemetery to visit his mother's grave.

Askerin mezarını işaretlemek için yalnızca basit bir beyaz haç vardı.

There was only a simple white cross to mark the soldier's tomb.

Sonrasında onu kendi mezarını kazmaya zorlar ve kellesini alır, takipçilerini ise kazığa oturtturur.

Then, he forces him to dig his own grave in full view of his men, before he is decapitated and his followers impaled.

Arkeologlar eski bir Mısır mezarını kazarken mükemmel bir şekilde korunmuş bal tencereleri buldular.

Archeologists have found pots of perfectly preserved honey while excavating an ancient Egyptian tomb.