Translation of "Ehliyeti" in English

Tom'un bir ehliyeti olmayabilir.

Tom might not have a driver's license.

Tom'un ehliyeti bile yok.

Tom doesn't even have a driver's license.

Tom'un bir ehliyeti var.

Tom has a license.

Tom'un ehliyeti iptal edildi.

Tom's license has been revoked.

Tom'un ehliyeti var mı?

Does Tom have a driver's license?

Tom'un bir ehliyeti olduğunu bilmiyordum.

I didn't know Tom had a driver's license.

Tom ehliyeti olmayan tek kişiydi.

Tom was the only one who didn't have a driver's license.

Tom'un bir ehliyeti olduğunu düşünmüyordum.

I didn't think Tom had a driver's license.

Tom'un henüz bir ehliyeti yok.

Tom doesn't have a driver's license yet.

Büyükbabamın artık bir ehliyeti yok.

My grandfather no longer has a driver's license.

Tom'un hiç sürücü ehliyeti olmadı.

Tom has never had a driver's license.

Tom'un bir ehliyeti olduğunu sanmıyorum.

- I don't think Tom has a driver's license.
- I don't think that Tom has a driver's license.

Tom'un ehliyeti olmadığını biliyor muydun?

- Did you know that Tom doesn't have a driver's license?
- Did you know Tom doesn't have a driver's license?

Onun bir sürücü ehliyeti yok.

- She doesn't have a driving licence.
- She doesn't have a driver's license.

Nasıl bir sürücü ehliyeti alırım?

How do I get a driver's license?

Pervasız sürüşten dolayı onun ehliyeti alındı.

He had his license taken away because of reckless driving.

O bir sürücü ehliyeti almak istiyor.

She wants to get a driver's license.

Annemin ehliyeti var fakat araba sürmez.

- My mother has a driver's license, but she doesn't drive a car.
- My mother has a driver's license, but she doesn't drive.

- Tom'un ehliyeti yok.
- Tom'un ruhsatı yok.

Tom isn't licensed.

Burada ehliyeti olan tek kişi Tom'dur.

Tom is the only one here with a driver's license.

Tom ailemizde ehliyeti olmayan tek kişi.

Tom is the only one in our family who doesn't have a driver's license.

Tom sürücü ehliyeti olmadığını bana söylemedi.

Tom didn't tell me that he didn't have a driver's license.

Tom'un henüz bir ehliyeti olmadığını sandım.

- I thought Tom didn't have a driver's license yet.
- I thought that Tom didn't have a driver's license yet.

Tom'un ehliyeti var mı, merak ediyorum.

- I wonder whether Tom has a driver's license.
- I wonder if Tom has a driver's license.

Burası cezai ehliyeti olmayanlarla ilgili bir kurumdur.

This is an institution for the criminally insane.

Annemin ehliyeti var, ama o araba sürmez.

- My mother has a driver's license, but she doesn't drive a car.
- My mother has a driver's license, but she doesn't drive.

Tom Mary'nin bir ehliyeti olduğunu düşünmediğini söyledi.

- Tom said he didn't think Mary had a driver's license.
- Tom said that he didn't think Mary had a driver's license.
- Tom said that he didn't think that Mary had a driver's license.

Bir araba ehliyeti 18 yaşından itibaren alınabilir.

A car licence can be held from age 18.

Tom Mary'nin bir ehliyeti olduğuna inanmadığını söylüyordu.

Tom said that he didn't believe that Mary had a driver's license.

Bizim arabamıza çarpan kamyonu süren adamın ehliyeti yoktu.

The guy driving the truck that crashed into our car didn't have a driver's license.

Elektrikli tekerlekli sandalye bir sürücü ehliyeti gerektiriyor mu?

Does an electric wheelchair require a driver's license?

Tom ve Mary'nin hala sürücü ehliyeti olmadığını düşünmüştüm.

- I thought Tom and Mary still didn't have driver's licenses.
- I thought that Tom and Mary still didn't have driver's licenses.

Tom ve Mary'nin hala sürücü ehliyeti olmadığını düşündüm.

- I thought Tom and Mary still didn't have driver's licenses.
- I thought that Tom and Mary still didn't have driver's licenses.

Ben on altı buçuk yaşındayken bir motosiklet ehliyeti aldım.

I got a motorcycle driver's license when I was sixteen and a half.

- Eminim Tom'un ehliyeti yoktur.
- Tom'un sürücü belgesi olmadığına eminim.

I'm pretty sure Tom doesn't have a driver's license.

- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.

You're not old enough to get a driver's license.

Eğer var ise kim tarafından sağlanıyor ve onların ehliyeti nedir?

If it is, who is it by, what are their credentials?

- O kadının sürücü ehliyeti yok.
- O kadının sürücü belgesi yok.

- She doesn't have a driving licence.
- She doesn't have a driver's license.

Tom alkollü araba sürme suçunu kabullendi ve ehliyeti altı aylığına iptal edildi.

Tom pleaded guilty to drunken driving and his driver's license was suspended for six months.

Tom cezai ehliyeti olmayanlar için olan bir hapishanede ömür boyu hapse mahkum edildi.

Tom was sentenced to life in a prison for the criminally insane.

O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.

She bought him a car, but he didn't have a driver's license so he couldn't drive it anywhere.