Translation of "Resmine" in English

Onun resmine bakma.

Don't look at her picture.

Ailemin bu resmine bak.

Look at this picture of my family.

Tom'un bu resmine bak.

Look at this picture of Tom.

Tom tam resmine benziyordu.

Tom looked just like his picture.

Tom Mary'nin resmine baktı.

Tom looked at Mary's picture.

Tom kızının resmine baktı.

Tom stared at the picture of his daughter.

Onların bu resmine bak.

Look at this picture of them.

Onun bu resmine bak.

- Look at this picture of him.
- Look at this picture of her.

Onun resmine bakmayı seviyor musun?

Do you like to look at her picture?

Tom Mary'nin bir resmine bakıyordu.

Tom was looking at a picture of Mary.

Büyükbabamın arabasının bu resmine bak.

Look at this picture of my grandfather's car.

Mary'nin resmine bir bıyık çizdim.

I drew a moustache on Mary's picture.

Tam burada Tom'un resmine sahibim.

I have Tom's picture right here.

Tom'un bir resmine sahip değilim.

I don't have a picture of Tom.

Senin bir resmine sahip değilim.

I don't have a picture of you.

Onların bir resmine sahip değilim.

I don't have a picture of them.

Onun bir resmine sahip değilim.

I don't have a picture of him.

Onların bir resmine sahip misin?

Do you have a picture of them?

Onun bir resmine sahip misin?

Do you have a picture of him?

Tom Mary'nin resmine bakmayı sürdürdü.

Tom kept looking at Mary's picture.

O tam tiyatronun duvarındaki resmine benziyordu.

He looked just like his picture on the wall of the theater.

Polis şüphelinin bir robot resmine sahip.

The police have a sketch of the suspect.

Kimlik için kendi resmine ihtiyacın olacak

You'll need a photograph of yourself for identification.

Tom cüzdanında Mary'nin bir resmine sahip.

Tom has a picture of Mary in his wallet.

Tom Mary'nin bir sürü resmine sahip.

Tom has a lot of pictures of Mary.

Büyük büyükannemin tek bir resmine sahibim.

I have only one picture of great-grandmother.

Sanırım bir yerde Tom'un bir resmine sahibim.

I think I have a picture of Tom somewhere.

Tom şapka giyen bir kişinin resmine bakıyordu.

Tom was looking at a picture of a person wearing a hat.

Keşke Tom'un daha fazla resmine sahip olsaydım.

I wish I had more pictures of Tom.

Tom sadece orada oturdu ve Mary'nin resmine baktı.

Tom just sat there and stared at Mary's picture.

Sanırım Tom'un sana gösterebileceğim bir resmine sahip olabilirim.

I think I may have a picture of Tom I can show you.

Mary Tom'un çizdiği Uyuyan Güzel resmine bakmaktan vazgeçemedi.

- Mary could not turn away from the picture of Sleeping Beauty that Tom had drawn.
- Mary could not stop looking at the picture of Sleeping Beauty that Tom had drawn.

O, oturma odasında yüce İsa'nın bir resmine sahip.

He has a painting of Jesus Christ in the living room.

Ben sadece büyük büyükannemin sadece bir resmine sahibim.

I only have one picture of great-grandmother.

Mary Tom'un çizdiği Uyuyan Güzel resmine bakmaktan kendini alamadı.

Mary could not turn away from the picture of Sleeping Beauty that Tom had drawn.

Sanırım bir yerde senin ve Tom'un eski bir resmine sahibiz.

I think we have an old picture of you and Tom somewhere.

- Tom masasında ailesinin bir resmine sahip.
- Tom'un masasında ailesinin bir resmi var.

Tom has a picture of his family on his desk.