Translation of "Aydınlatan" in English

0.003 sec.

Examples of using "Aydınlatan" in a sentence and their english translations:

Bu duvarı aydınlatan ışık dalgaları

These waves of light illuminating the wall

Fransa "Dünya'yı Aydınlatan Özgürlük" heykelini Amerika Birleşik Devletleri'ne hediye etti.

France gave the United States the statue of "Liberty Enlightening the World".

María, sonbahar gecesini aydınlatan çeyrek ayı bulunan, yıldızlı gökyüzüne baktı.

María looked at the starry sky, with a quarter moon that illuminated that autumn night.

Bilim hiçbir ülke bilmez, çünkü bilgi insanlığa aittir ve dünyayı aydınlatan meşaledir.

Science knows no country, because knowledge belongs to humanity, and is the torch which illuminates the world.

Amerika Birleşik Devletleri özgürlük idealleri ile dünyayı aydınlatan bir ülkedir. Siyasi cinayetler, askeri darbeler, işgaller, bombalama ve işkence bütün dünyayı daha iyi bir yer yapmak için Amerika Birleşik Devletleri tarafından yürütülmektedir.

The United States is the country that enlightens the world with its ideals of freedom. Political assassinations, military coups, invasions, bombings and torture are all undertaken by the United States in order to make the world a better place.