Translation of "Almalıyız" in English

0.011 sec.

Examples of using "Almalıyız" in a sentence and their english translations:

Yardım almalıyız.

- We need to get help.
- We must get help.

- Sorunları ele almalıyız.
- Sorunları denetimimiz altına almalıyız.

We should take matters into our own hands.

Bunu göze almalıyız.

We've got to chance it.

Akşam yemeği almalıyız.

We should get dinner.

Sanırım yardım almalıyız.

I think we should get help.

Biz biraz almalıyız.

We must get some.

Biraz yardım almalıyız.

- We must get some help.
- We've got to get help.

O riski almalıyız.

We need to take that chance.

Biz ne almalıyız?

What should we buy?

Neden yer almalıyız?

Why should we get involved?

Biletleri hemen almalıyız.

We have to buy the tickets right now.

Onları işe almalıyız.

We should hire them.

Onu işe almalıyız.

We should hire him.

Biz yardım almalıyız.

We must get help.

Öğle yemeğini almalıyız.

We should grab lunch.

O lambayı almalıyız.

We should buy that lamp.

Köpek maması almalıyız.

We need to buy dog food.

Tom’un iznini almalıyız.

We have to get Tom's permission.

Giderleri kontrol altına almalıyız.

We must keep down expenses.

Yiyecek bir şey almalıyız.

We should get something to eat.

İçecek bir şey almalıyız.

We should get something to drink.

- Şansımızı değerlendirmeliyiz.
- Göze almalıyız.

We've got to take the chance.

Biraz daha bilgi almalıyız.

We should get more information.

Bir kahve molası almalıyız.

We should take a coffee break.

Biraz tıbbi erzaklar almalıyız.

We need to get some medical supplies.

Heracles'in yayını geri almalıyız.

We have to get Heracles' bow back.

Sanırım biraz mola almalıyız.

I think we need to take a little break.

Biraz köpek maması almalıyız.

We need to buy some dog food.

O riski göze almalıyız.

We must take that risk.

Bu riski göze almalıyız.

We must take that chance.

Sanırım onları işe almalıyız.

I think we should hire them.

Sanırım onu işe almalıyız.

I think we should hire him.

Biraz daha şarap almalıyız.

We should have some more wine.

Kaç tane kiremit almalıyız?

How many tiles should we buy?

Olası bütün önlemleri almalıyız.

We must take all possible precautions.

Ne kadar bira almalıyız?

How much beer should we buy?

Biraz diş macunu almalıyız.

We need to buy some toothpaste.

Bir hastalık gibi ele almalıyız.

be able to treat it as a disease.

Yazım hatalarına karşı önlem almalıyız.

We must guard against mistakes in spelling.

Yağmur yağabilir. Bir şemsiye almalıyız.

- It might rain. We'd better take an umbrella.
- It might rain. We should take an umbrella.

Sanırım yeni bir ev almalıyız.

I think we should buy a new house.

Sanırım Tom'a bir iPad almalıyız.

I think we should buy Tom an iPad.

Mary'ye ne türlü çiçekler almalıyız?

What kind of flowers should we get Mary?

Belki de biraz yardım almalıyız.

Maybe we should get some help.

Sanırım yeni bir araba almalıyız.

I think we should buy a new car.

Bunda daha fazla müşteri almalıyız.

We need to get more clients in this.

Sağlam eşyaların yanında kendimizi güvene almalıyız

we need to secure ourselves alongside sturdy items

Mümkün olduğu kadar çok bilgi almalıyız.

We have to get as much information as possible.

Ona ait olmayan şeyi Cesar'dan almalıyız.

We must take from Cesar what does not belong to him.

Biraz daha deneyimli birini işe almalıyız.

We need to hire someone with a little more experience.

Mary için ne tür çiçekler almalıyız?

What kind of flowers should we get for Mary?

Hilton otelinde durmalıyız ve Tom'u almalıyız.

We need to stop at the Hilton Hotel and pick Tom up.

En azından Tom'un önerisini dikkate almalıyız.

We should at least consider Tom's suggestion.

Her zaman başkalarının duygularını dikkate almalıyız.

We must always consider the feelings of others.

Sanırım daha fazla insanı işe almalıyız.

I think we ought to hire more people.

Ve anne karnındaki gibi cenin pozisyonu almalıyız

and we should take the fetal position like in the womb

Onun hâlâ genç olduğunu göz önüne almalıyız.

We should take into account she is still young.

- Bir mola almalıyız.
- Bir mola almamız gerekiyor.

We need to take a break.

Biliyorsun, belki onun yerine bir bilgisayar almalıyız.

You know, maybe we should buy a computer instead.

Gerçekten yeni bir araba almalıyız, değil mi?

- We really ought to buy a new car, oughtn't we?
- We really should buy a new car, shouldn't we?

Biz bunu bir bütün olarak hesaba almalıyız.

We must take this matter into account as a whole.

Bu oda için yeni bir halı almalıyız.

We must buy a new carpet for this room.

Gerçekten yeni bir araba satın almalıyız, değil mi?

We really ought to buy a new car, oughtn't we?

Belki sen ve ben yiyecek bir şey almalıyız.

Maybe you and I should get something to eat.

Bazı yeni ofis ekipmanları almalıyız, elimizdekiler çağ dışı.

We ought to buy some new office equipment: the stuff we've got is out of date.

- Tüm seçenekleri düşünmeliyiz.
- Bütün seçenekleri göz önüne almalıyız.

We must consider all the options.

Her yaşadığımız depremden bundan ders almalıyız deyip almıyoruz malesef

Unfortunately, we don't say whether we should take lessons from every earthquake we live in.

Bence başka bir çevrede yeni bir ev satın almalıyız.

I think we should buy a new house in another neighborhood.

- Belki kısa bir mola almalıyız.
- Belki kısa bir mola vermeliyiz.

Perhaps we should take a short break.

- Biz onun gençliğini hesaba katmalıyız.
- Biz onun gençliğini göz önüne almalıyız.

We must take his youth into account.

Biz bütün paramızı havuzda toplayıp Tom'a güzel bir hediye satın almalıyız.

We should pool all our money and buy Tom a nice gift.

Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.

We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.

- Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.
- Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almak zorundayız.
- Hava kirliliğini önlemek için adımlar atmak zorundayız.

We have to take steps to prevent air pollution.