Translation of "Akşam" in English

0.010 sec.

Examples of using "Akşam" in a sentence and their english translations:

Dün akşam akşam yemeği pişirdim.

I made tea last night.

Dün akşam akşam yemeği nasıldı?

How was dinner last night?

Dün akşam akşam yemeğini pişirdim.

I cooked supper last night.

Yarın akşam akşam yemeği pişireceğim.

I will cook dinner tomorrow evening.

- Dün akşam akşam yemeği yemedim.
- Dün akşam yemek yemedim.

I didn't eat dinner last night.

Akşam bitmedi.

The evening isn't over.

Akşam yaklaşıyordu.

Evening was drawing near.

Akşam yemeği!

Dinner!

Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.

Tom didn't have dinner last night.

- Henüz akşam değil.
- Daha akşam olmadı.

- It's not evening yet.
- It isn't evening yet.

Akşam oldu. Aile akşam yemeğini yiyor.

It is night. The family is eating dinner.

- Akşam yemeği zamanı.
- Akşam yemeği vakti.

- Time for dinner.
- It's dinnertime.

Genellikle akşam yedide akşam yemeği yerim.

I usually have dinner at seven.

Bu akşam Tom'la akşam yemeği yiyeceğim.

I'm going to eat dinner with Tom tonight.

Bu akşam henüz akşam yemeği yemedim.

I haven't eaten dinner yet this evening.

Tom bu akşam akşam yemeğine geliyor.

Tom is coming to dinner this evening.

Bu akşam onu akşam yemeğine götürüyorum.

I am taking her out to dinner tonight.

Bu akşam akşam yemeği için uğramalısın.

You should come over this evening for dinner.

Bu akşam Tom'la akşam yemeği yiyorum.

I'm having dinner with Tom this evening.

- Akşam daha bitmedi.
- Akşam henüz bitmedi.

The evening's not over yet.

Tom bu akşam akşam yemeği hazırlayacak.

Tom is going to make dinner tonight.

O akşam muhteşem bir akşam yemeği yedik.

We had a splendid dinner that evening.

Tom bu akşam akşam yemeğini pişirmek zorunda.

Tom has to cook dinner tonight.

- Ben akşam yemeği yaptım.
- Akşam yemeği yaptım.

- I made supper.
- I made dinner.

Bu akşam patronumla akşam yemeği yemem gerekiyor.

I have to eat dinner with my boss tonight.

Her akşam saat altıda akşam yemeği yerim.

I eat dinner every evening at six o'clock.

Bu akşam bazı arkadaşlarımla akşam yemeği yiyorum.

I'm having dinner with some friends this evening.

- Akşam yemeğim nerede?
- Benim akşam yemeğim nerede?

- Where's my dinner?
- Where is my dinner?

Tom yarın akşam akşam yemeği için uğrayacak.

Tom is coming over for dinner tomorrow night.

Biz bu akşam, akşam yemeğimizi mutfakta yiyeceğiz.

We'll eat our dinner in the kitchen tonight.

Bu akşam canım akşam yemeği yemek istemiyor.

I don't feel like eating supper tonight.

Bu akşam benimle akşam yemeği yer misin?

- Why don't you have dinner with me tonight?
- Would you have dinner with me this evening?

Tom'un bu akşam akşam yemeğine geldiğini unuttum.

I forgot that Tom was coming to dinner tonight.

- Akşam yemeği benden.
- Akşam yemeğini bana yaz.

- Dinner's on me.
- Dinner is on me.

Bu akşam akşam yemeği için balık kızartıyoruz.

We are grilling fish for dinner tonight.

Bu akşam akşam yemeği için ne yiyeceğiz?

What will we have for dinner tonight?

Tom dün akşam akşam yemeği için uğradı.

Tom came over for dinner yesterday evening.

- Akşam yemeği yiyoruz.
- Biz akşam yemeği yiyoruz.

- We are having dinner.
- We're having dinner.

Bu akşam akşam yemeği için ne yiyeceksin?

- What will you have for dinner tonight?
- What'll you eat for dinner tonight?
- What'll you have for dinner tonight?

Bu akşam akşam yemeği için ne yiyeceksiniz?

What will you eat for dinner tonight?

Tom bu akşam bizimle akşam yemeği yiyecek.

Tom is going to eat dinner with us tonight.

Neden bu akşam akşam yemeği için gelmiyorsun?

Why don't you come over for dinner tonight?

Onun bu akşam yediği akşam yemeğinin o akşam yemeğine göre kalitesi düşük.

The dinner he ate this evening was inferior in quality to that dinner.

- Akşam gazetesi geldi mi?
- Akşam baskısı geldi mi?
- Akşam postası geldi mi?

Has the evening paper arrived yet?

Akşam yemekleri balık

they're going to have fish for dinner,

Akşam yemeği zamanı.

- It's time for dinner.
- Time for dinner.
- It's supper time.

Rüzgar akşam sakinleşti.

- The wind calmed down in the evening.
- The wind died down by the evening.

Akşam yemeği yiyelim.

- Let's have dinner.
- Let's eat supper.
- Let's eat dinner.

Akşam yemeği harikaydı.

Dinner was awesome.

Akşam yağmur yağabilir.

It may rain in the evening.

Akşam yemeği pişiriyorum.

- I'm making dinner.
- I'm cooking dinner.

O, akşam yemeğindeydi.

He was at dinner.

Akşam yemeğin soğuyor.

Your dinner is getting cold.

Bu akşam yorgunsun.

You're tired this evening.

Akşam yemeğine gidelim.

Let's go to dinner.

Bu akşam boşum.

- I am free this evening.
- I'm free this evening.

Akşam yemeği hazır!

- Dinner's ready.
- Dinner is ready!
- Dinner's ready!

Akşam yemeğini getirdim.

I brought dinner.

Neyse akşam görüşürüz.

Anyhow, we'll meet in the evening.

Akşam yemeğinde görüşürüz.

I'll see you at dinner.

Akşam yemeği almalıyız.

We should get dinner.

Akşam yemeğini erteleyelim.

Let's postpone dinner.

Akşam yemeği yemedim.

I haven't had dinner.

Akşam yemeği yapıyorum.

I'm making dinner.

Akşam yemeğine başlamalıyım.

I should start dinner.

Akşam yemeği yiyoruz.

- We are having dinner.
- We're having dinner.

Bu akşam ayrılıyorum.

I leave this evening.

Akşam yemeği pişireceğim.

I'm going to cook dinner.

Akşam yemeğini hazırlatacağım.

I'll get dinner started.

Akşam yemeği soğuyor.

- Supper's getting cold.
- Dinner's getting cold.
- Supper is getting cold.

Akşam yemeği hazırdır.

Supper is ready.

Akşam yemeğinde konuşacağız.

We'll talk at dinner.

Akşam televizyon izlerim.

I watch television in the evening.

Her akşam evdeyim.

- I am at home every evening.
- I'm at home every evening.

Akşam genellikle evdeyiz.

- We are usually at home in the evening.
- We're usually at home in the evening.

Akşam yemeği vakti.

Time for dinner.

Akşam kalacak mısın?

Are you going to stay the night?

Her akşam gülmem.

I don't laugh every evening.

Her akşam yazarım.

I write every evening.

Akşam yemeği hazır.

- Dinner is ready.
- Dinner's ready.
- Dinner is ready to eat.
- Dinner is ready!

Akşam yemeği benden.

- Dinner's on me.
- Dinner is on me.

Akşam yemeğini kaçırdım.

I missed supper.

Akşam yemeği yiyeceğim.

I'll have dinner.

Akşam yemeğini hazırlıyorum.

I'm fixing dinner.

Akşam yemeği masada.

Dinner is on the table.

Bu akşam gitmeliyiz.

We must leave this evening.

Akşam yemeğine davetlisin.

You're invited to dinner.