Translation of "Sorunları" in English

Sorunları anlıyorum.

I understand the issues.

- Sorunları ele almalıyız.
- Sorunları denetimimiz altına almalıyız.

We should take matters into our own hands.

Onun sorunları bitmedi.

His troubles are not over.

Onun sorunları var.

- He is in trouble.
- He has issues.
- She has issues.
- She has problems.

Hepimizin sorunları var.

We all have problems.

Bir sorunları var.

They have a problem.

Tom'un sorunları var.

- Tom has issues.
- Tom has problems.

Bu sorunları inceleyeceğiz.

We'll look into these problems.

Herkesin sorunları vardır.

Everyone has problems.

Hangi sorunları buldunuz?

What problems did you find?

İletişim sorunları var.

There are problems of communication.

Tom'un sorunları bitmedi.

- Tom's troubles aren't over.
- Tom's problems aren't over.

Başkalarının sorunları bizimdir.

The troubles of others are our own.

Sağlık sorunları yaşadı.

He suffered from health problems.

Sorunları dikkatlice düşünmeliyiz.

We must think over the issues carefully.

Biz sorunları yaratmadık.

We didn't create the problems.

Sami'nin sorunları var.

Sami has issues.

- Sorunları daha da kötüleştirmeyi bırak.
- Sorunları kötüleştirmeyi durdur.

Stop making matters worse.

Onların kendi sorunları var.

They have their own troubles.

Tom'un evlilik sorunları var.

Tom has marital problems.

Tom'un görme sorunları var.

Tom has eyesight problems.

Ben aynı sorunları yaşıyorum.

I'm having the same problems.

Onun büyük sorunları var.

He has big problems.

O bütün sorunları çözdü.

He solved all the problems.

Tom'un büyük sorunları var.

Tom has big problems.

Tom'un okulda sorunları var.

Tom has problems at school.

Tom'un sorunları mali değildi.

Tom's troubles weren't financial.

Birbirlerini anlama sorunları vardı.

They had trouble understanding each other.

Tom'un sorunları olacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom will have any problems.
- I don't think that Tom will have any problems.

Onun okulda sorunları var.

He has problems at school.

Sorunları her zaman önleyemezsin.

You can't always avoid problems.

Tom'un sağlık sorunları var.

Tom has health problems.

Tom'un parasal sorunları var.

Tom has money problems.

Tom uyku sorunları yaşıyor.

Tom is having trouble sleeping.

Tom'un uyku sorunları var.

Tom has problems sleeping.

Onun solunum sorunları vardı.

He had respiratory problems.

Tom'un güvenilirlik sorunları var.

Tom has credibility problems.

Tom'un kalp sorunları vardı.

Tom had heart problems.

Bu sorunları çözebileceğimizi gösterelim.

Let's show that we can solve these problems.

Tom'un tüm sorunları çözüldü.

All Tom's problems have just been solved.

Bazı ekipman sorunları yaşıyoruz.

We're having some equipment problems.

Benim işim sorunları öngörmek.

My job is to anticipate problems.

Tom'un psikolojik sorunları var.

Tom has psychological problems.

Biz motor sorunları yaşıyoruz.

We're having engine problems.

Tom'un kendi sorunları var.

- Tom has got his own problems.
- Tom has his own problems.

Sorunları çözme yöntemim budur.

That's how I solve problems.

Tom'un duygusal sorunları var.

Tom has emotional problems.

Tom'un aynı sorunları vardı.

Tom had the same problems.

Tom'un kalp sorunları var.

Tom has heart problems.

Tom'un bazı sorunları var.

Tom has some problems.

Tom'un sırt sorunları var.

- Tom has back problems.
- Tom has problems with his back.

Tom'un bu sorunları yok.

Tom doesn't have these problems.

Tom'un öfke sorunları var.

Tom has anger issues.

Tom bütün sorunları çözdü.

Tom solved all the problems.

Tom'un ciddi sorunları var.

- Tom has a serious problem.
- Tom has serious problems.

Onlar evlilik sorunları yaşıyordu.

They were having marriage problems.

Mary'nin kendi sorunları var.

Mary has her problems.

Sorunları çözülmemiş olarak bırakmamalısın.

You mustn't leave your problems unsolved.

Tom'un sorunları orada durmadı.

Tom's problems didn't stop there.

Tom'un saldırganlık sorunları vardı.

Tom had aggression issues.

Tom'un kendi sorunları vardı.

Tom had his own problems.

Tom'un yeterince sorunları var.

Tom has enough problems.

Leyla'nın para sorunları vardı.

Layla had money problems.

Leyla'nın okulda sorunları vardı.

Layla had problems at school.

Sami'nin Leyla'yla sorunları vardı.

Sami was having problems with Layla.

Tom'un para sorunları vardı.

Tom had money problems.

Tom'un sorunları henüz bitmedi.

- Tom's problems aren't over yet.
- Tom's problems are not yet over.

Tom'un sorunları bitmek bilmiyor.

Tom's problems are far from over.

Tom para sorunları yaşıyor.

Tom is having money problems.

Bu sorunları düzeltmek zorundayız.

- We must correct these problems.
- We have to correct these problems.

- İnşallah Tom'un bundan sonra sorunları olmayacak.
- İnşallah Tom'un artık sorunları olmayacak.

Tom hopefully won't have any more problems.

Bu sorunları da çözebilmek için

And in order to address these issues,

İnovasyon, insani sorunları çözdüğümüz işlemdir;

Innovation is the process by which we solve human problems,

Ve bu sorunları nasıl düzeltebileceğimizdi.

how could we imagine building back from that.

Kendi yolunuzdaki sorunları fark etmiyorsunuz

You don't recognize the issues that are standing in your way

Bu sorunları ivedilikle çözmeleri gerekiyor.

want to keep growing, they must solve these problems ASAP.

Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır.

The rich have troubles as well as the poor.

Evlerin bodrumlarının sorunları olması muhtemeldir.

The basements of the houses are likely to have problems.

Sağlık sorunları nedeniyle okulu bıraktı.

She quit school for health reasons.

Bütün sorunları tarafından depresyona girdi.

She was depressed by all her problems.

Bütün o sorunları kolaylıkla çözdü.

He solved all those problems with ease.

Viviana'nın tartışacak önemli sorunları var.

Viviana has important issues to discuss.

Tom'un yaşadığı aynı sorunları yaşıyoruz.

We're having the same problems that Tom is having.

Güzel insanların bile sorunları vardır.

Even beautiful people have problems.

Onların büyük sorunları olduğunu biliyorum.

- I know they've got big problems.
- I know that they've got big problems.

Bazı insanlar ayrılacak ve sorunları.

Some people will leave and cause problems.

- Onun sorunları var.
- Başı belada.

- He is in trouble.
- He's in trouble.