Translation of "Alalım" in English

0.147 sec.

Examples of using "Alalım" in a sentence and their english translations:

Duş alalım.

Let's hit the showers.

Diğerlerini alalım.

Let's get the others.

Paltonu alalım.

Let's get your coat.

Şunu alalım.

Let's get that one.

Tom'u alalım.

- Let's pick Tom up.
- Let's pick up Tom.

Kahve alalım.

Let's get coffee.

Birini alalım.

Let's get one.

Onları alalım.

Let's get them.

Diğerini alalım.

Let's get the other one.

Bunu alalım.

Let's buy this one.

Onu alalım.

- Let's pick him up.
- Let's pick her up.

- Bu arabayı alalım.
- Bu arabayı satın alalım.

Let's buy this car.

Pekâlâ, pozisyon alalım.

Okay, let's get in position.

Önlemleri artık alalım

Let's take the measures now

Açık bilet alalım.

Let's get an open ticket.

İndirimli biletler alalım.

Let's get discount tickets.

Bir mola alalım.

Let's take a break.

Niçin risk alalım?

Why take the risk?

Bir içki alalım.

Let's get a drink.

Biraz yiyecek alalım.

Let's get some food.

Onu içeriye alalım.

Let's get it inside.

Tom'u geri alalım.

Let's get Tom back.

Gidip Tom'u alalım.

Let's go and get Tom.

Haydi siper alalım.

Come on, let's take shelter.

Bunu göze alalım.

Let's risk it.

Onu zirveden alalım.

Let's take it from the top.

Aperitif alalım mı?

Shall we have an aperitif?

Onu geri alalım.

Let's get her back.

Onları geri alalım.

Let's get them back.

Biraz dondurma alalım.

Let's get some ice cream.

Bir randevu alalım.

Let's make an appointment.

Şehirlerarası -Express alalım.

Let's take the Intercity-Express.

Biraz kahve alalım.

Let's have some coffee.

Yarım karpuz alalım.

Let's buy half a watermelon.

Bir karpuz alalım.

Let's buy a watermelon.

Birkaç gül alalım.

Let's buy some roses.

Bu radyoyu alalım.

Let's buy this radio.

Bunu satın alalım.

Let's buy it.

Tamam, şu ilaçları alalım.

Okay, let's get these medicines.

Batının medeniyetlerini alalım derken

saying let's take the civilizations of the west

Arjantini örnek olarak alalım,

In Argentina, for instance,

Bir şişe viski alalım.

Let's get a bottle of whiskey.

İkinci bir görüş alalım.

Let's get a second opinion.

Sana bir sandalye alalım.

Let's get you to a chair.

Tom'a bir içki alalım.

Let's buy Tom a drink.

Bir tatlı çörek alalım.

Let's get a doughnut.

Hadi biraz yardım alalım.

Let's get some help.

Yiyecek bir şey alalım.

Let's grab something to eat.

Önce Tom'un fikrini alalım.

Let's get Tom's opinion first.

Sadece bir saniye alalım.

Let's just take a sec.

Bir tane daha alalım.

Let's have another.

Haydi, birer içki alalım.

Come on, let's get a drink.

Başka bir şey alalım.

Let's buy something else.

Biraz temiz hava alalım.

Let's get some fresh air.

Bir oy daha alalım.

Let's take another vote.

Bir grup fotoğrafı alalım.

Let's get a group photo.

Haydi derin nefes alalım,

Let's inhale deeply,

Yiyecek bir lokma alalım.

Let's grab a bite to eat.

İçecek bir şeyler alalım.

Let's have something to drink.

Temel konuları ele alalım.

Let's address the fundamental issues.

Bir adım geri alalım.

Let's take a step back.

Daha ucuz olanı alalım.

Let's buy the cheaper one.

İçecek bir şey alalım.

Let's get something to drink.

Tom'a bir tane alalım.

Let's buy Tom one.

- On dakikalık bir mola alalım.
- 10 dakikalık bir mola alalım.

- Let's take a 10-minute break.
- Let's take a ten-minute break.

Mesela, el yıkamayı örnek alalım.

Take handwashing, for example.

Sevgili arkadaşım Louis'yi ele alalım.

Now, take my dear friend Louis for example.

''Eve gidelim ve yemek alalım.''

"Let's go home and get some food,"

Tamam, onu şu kaseye alalım.

Okay, let's get him into this pot.

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

Take that glacier, for instance.

Yeter ki biz önlemimizi alalım

as long as we take our precaution

Seyahat bürosundan bazı broşürler alalım.

Let's get some brochures from the travel bureau.

10 dakikalık bir mola alalım.

- Let's take a 10-minute break.
- Let's take a ten-minute break.

Önce biraz daha bilgi alalım.

Let's get some more information first.

Bütün takımın bir resmini alalım.

Let's get a picture of the whole team.

Hadi, bir sosisli sandviç alalım.

Come on, let's get a hot dog.

Sonraki istasyonda durup benzin alalım.

Let's stop at the next station and gas up.

Daha küçük bir araba alalım.

Let's get a smaller car.

Hepimiz derin bir nefes alalım.

Let's all take a deep breath.

İçecek soğuk bir şey alalım.

Let's get something cold to drink.

O para ile ne alalım?

What shall we buy with that money?

Önce ikinci soruyu ele alalım.

Let's tackle the second question first.

Önce bir fincan çay alalım.

Let's have a cup of tea first.

Tom'a bu şapkayı satın alalım.

- Let's buy Tom this cap.
- Let's buy this cap for Tom.

Gidip bir fincan kahve alalım.

Let's go get a cup of coffee.

- Tom'a hoş bir şey alalım.
- Haydi Tom için hoş bir şey alalım.

Let's buy something nice for Tom.

- Tom için bir beyzbol eldiveni satın alalım.
- Tom'a bir beyzbol eldiveni satın alalım.

- Let's buy Tom a baseball glove.
- Let's buy a baseball glove for Tom.

Korkunç kızları kaçırma haberini ele alalım.

and the terrorists that abducted the girls.

Bir kahve molası alalım, değil mi?

Let's take a coffee break, shall we?

Şimdi birkaç tane silah satın alalım.

Let's buy a few weapons.

Partide giymen için bir şey alalım.

Let's buy something for you to wear to the party.

Çıkalım ve yiyecek bir şeyler alalım.

Let's go out and get something to eat.

Geri dönelim ve biraz daha alalım.

Let's go back and get some more.

- Senin fikrini alalım.
- Senin görüşünü öğrenelim.

Let us hear your opinion.

Muhtemelen 'Pizza alalım,' 'Restorana gidelim,' 'Evde pişirelim'

Probably you come up with, "Let's buy some pizza,"

Küresel ısınmanın bir numaralı sebebini, ele alalım.

the number one driver for global warming.