Translation of "üstüme" in English

0.004 sec.

Examples of using "üstüme" in a sentence and their english translations:

Üstüme alınmıyorum.

I don't take it personally.

Üstüme iyilik sağlık!

God beware me!

- Fazla üstüme gelme.
- Fazla yüklenme bana.
- Üstüme varma.

- Cut me some slack.
- Take it easy on me.

Üstüme bir ürperti geldi.

A shiver ran down my spine.

Suçu benim üstüme atma!

Don't put the blame on me!

Şimdi sorumluluğu üstüme alacağım.

I'll take charge now.

Suçu üstüme atmaya çalıştı.

He tried to put the blame on me.

- Üstüme iyilik sağlık!
- Aman Allah!

God beware me!

Şimdi burada sorumluluğu üstüme alacağım.

Now I'll be taking charge here.

Bilmiyordum, bu yüzden üstüme gelme.

I didn't know, so don't give me a hard time.

Üstüme bir bardak viski döktüm.

I poured myself a glass of whisky.

Üstüme başka bir şeyler giyeceğim.

I'll change into something else.

Bunun üstüme vazife olmadığını biliyorum.

- I know this is none of my business.
- I know that this is none of my business.

Tom suçu benim üstüme yıkmaya çalıştı.

Tom tried to put the blame on me.

Ev tutuştuğunda, berbat bir his üstüme geldi.

When the house caught fire, an awful feeling came over me.

- Ben üzerime düşeni yaptım.
- Ben üstüme düşeni yaptım.

I've done my part.

Ve o anda pars üstüme atladı ve beni yere yıktı.

and by that time the leopard had jumped at me and pulled me down.

Geçen bir araç bir su birikintisine çarptı ve üstüme su sıçrattı.

A passing car hit a puddle and splashed water all over me.

- Tüm başarıyı üstüme alamam.
- Tek başıma yaptım diyemem.
- Her şeyi ben yapmadım.

I can't take all the credit.

- Ben üzerime düşeni yaptım.
- Ben sözümü yerine getirdim.
- Ben verdiğim sözü tuttum.
- Ben üstüme düşeni yaptım.

I kept my end of the bargain.

- Daha rahat bir şey giyeyim.
- Üstüme daha rahat bir şeyler giyeyim.
- Müsaadenle üzerime daha rahat bir şeyler giyeyim.

Let me change into something more comfortable.