Translation of "öder" in English

0.009 sec.

Examples of using "öder" in a sentence and their english translations:

Dürüstlük öder.

Honesty pays.

Tanrı size öder.

God pays you.

Tom vergilerini öder.

Tom pays his taxes.

Sami kirayı öder.

Sami pays the rent.

Peki bedelini kim öder?

And who pays the price?

Bu defa öder misiniz?

Would you mind paying this time?

Tom borçlarını zamanında öder.

Tom pays his debts promptly.

O, nazik olmak için öder.

It pays to be polite.

Bu iş çok iyi öder.

This job pays very well.

Benim işim oldukça iyi öder.

My job pays fairly well.

Bu iş oldukça iyi öder.

This job pays pretty well.

Tom her zaman kirasını zamanında öder.

Tom always pays his rent on time.

Üye olmayanlar fazladan 50 dolar öder.

Non-members pay an additional 50 dollars.

Tom kirasını her zaman erken öder.

Tom always pays his rent early.

Bu iş, bir günde 10,000 yen öder.

This job pays 10,000 yen a day.

Tom genellikle her şeyi nakit olarak öder.

Tom usually pays for everything in cash.

Tom her ayın ilk gününde kira öder.

Tom pays rent on the first day of every month.

Bilgiye yatırım her zaman en iyi faizi öder.

- An investment in knowledge pays the best interest.
- An investment in knowledge always pays the best interest.

Kırmızı spor arabalarının sahipleri daha yüksek sigorta oranları öder.

Owners of red sports cars pay higher insurance rates.

- Tom sana ne kadar öder?
- Tom size ne kadar öder?
- Tom sana ne kadar ödüyor?
- Tom size ne kadar ödüyor?

How much does Tom pay you?

Tom Mary'ye evini temizlemesi için haftada üç yüz dolar öder.

Tom pays Mary three hundred dollars a week to clean his house.

Önceden ücretsiz çalışan Boyarlara(macar taraflarındaki şövalyelere verilen ad) para öder

He enforces taxes on the boyars, who were previously all but free from taxation.

Her ne zaman birlikte akşam yemeğine çıksak Tom her zaman akşam yemeğini öder.

Tom always pays for dinner whenever we go out together.