Translation of "Borçlarını" in English

0.014 sec.

Examples of using "Borçlarını" in a sentence and their english translations:

Borçlarını ödediler,

repaid their loans

Borçlarını ödemelisin.

You should pay back your debts.

Borçlarını ödemen gerekir.

You should pay your debts.

Borçlarını nasıl ödeyeceksin?

How will you pay your debts?

Borçlarını nasıl ödeyecek?

How will he repay his debts?

Ülke borçlarını ödeyemedi.

The country was unable to pay its debts.

Kumar borçlarını ödedi.

She paid off her gambling debts.

Tom borçlarını ödedi.

Tom has paid off his debts.

Ben oğlumun borçlarını ödemeyeceğim.

I won't pay my son's debts.

Borçlarını tamamıyla ödemek istiyor.

He wants to pay off his debts.

Yunanistan artık borçlarını ödeyemiyor.

Greece can no longer pay off its debts.

Tom borçlarını ödemek istiyor.

Tom wants to pay off his debts.

Dan kumar borçlarını ödedi.

Dan paid off his gambling debts.

Tom borçlarını zamanında öder.

Tom pays his debts promptly.

Tom borçlarını ödemek istedi.

Tom wanted to pay off his debts.

Dan bütün kumar borçlarını ödedi.

Dan paid up all his gambling debts.

Tom kumar borçlarını tamamen ödedi.

Tom paid off his gambling debts.

Tom'un kendi borçlarını ödemesi gerekir.

Tom needs to pay his own debts.

Tom kendi borçlarını ödemek zorundadır.

Tom has to pay his own debts.

Borçlarını onlara nasıl aldığını sormadan ödedim

I’ve paid off your debts, without asking how you got them

Julie bütün borçlarını tamamıyla ödeyemeyeceğini biliyor.

Julie thinks that she will not be able to pay off all of her debts.

Dan, borçlarını ödemek için başarısız oldu.

Dan failed to pay up his debts.

O, kendi borçlarını ödemek zorunda kaldı.

He had to pay his own debts.

Borçlarını ödemiş olan insanların isimlerini listeden silin.

Cross off the names of the people who have paid their dues.

Mary borçlarını ödemek için bankadan kredi çekti.

Mary took out a loan in order to pay her debts.

Tom sonunda bütün kumar borçlarını geri ödedi.

Tom has finally paid back all his gambling debts.

Tom bütün borçlarını tamamen ödemek için çalışıyor.

Tom is trying to pay off all his debts.

Tom işletme borçlarını ödemek için elinden geleni yaptı.

Tom did his best to pay off his business debts.

Tom Mary'ye borçlarını ödemesi için ihtiyacı olan parayı verdi.

- Tom gave Mary the money she needed to pay off her debts.
- Tom gave Mary the money that she needed to pay off her debts.

Dan Linda'ya borçlarını ödemek için ihtiyacı olan parayı verdi.

Dan gave Linda the money she needed to pay off her debts.

Tom borçlarını ödemeye yardımcı olması için arabasını satmak zorunda kaldı.

Tom had to sell his car to help pay his debts.

- Tom'un ödemelerinde aksama var.
- Tom ödemelerini aksatıyor.
- Tom borçlarını geciktiriyor.

Tom is behind in his payments.

Bu bir risk yüzünden hükümet şirketlerin borçlarını kısıtlamaya çalıştığını itiraf etti.

This is a risk and the government has admitted that it has tried to limit company loans.