Translation of "Işim" in English

0.010 sec.

Examples of using "Işim" in a sentence and their english translations:

- İşim bitti.
- Benim işim bitti.
- İşim görüldü.

- My work is finished.
- My work is done.

- Burada işim bitti.
- Buradaki işim hazır.
- Buradaki işim bitmiş.

- My work is finished here.
- My work here is done.

İşim sıkıcı.

My job is boring.

İşim, tutkumdur.

My work is my passion.

İşim bitti.

My work is finished.

Seninle işim bitti.

I'm through with you.

Yıkama benim işim.

Washing is my work.

İşim hakkında ciddiyim.

I'm serious about my job.

Sanırım işim anlamsız.

I think my job is pointless.

O benim işim.

That's my job.

Seninle işim bitmedi.

I'm not done with you.

Benim işim güvenli.

My job is safe.

Tom'la işim bitmedi.

I'm not finished with Tom.

Acil işim var.

I've got urgent business.

Buradaki işim tamam.

My business here is done.

Bir işim yok.

I don't have a job.

Tom'la işim bitti.

I'm through with Tom.

İşim başımdan aşkın.

- I am swamped with work.
- I'm swamped with work.

Bu benim işim.

- It's my job.
- This is my job.

Birkaç işim var.

I have a few errands.

Bir işim var.

- I have a job.
- I got a job.

Tom'la işim var.

I have business with Tom.

Önemli işim var.

I've got important business.

Başka işim var.

I have other business.

Yapacak işim var.

I've got work to do.

Hepsiyle işim bitti.

I'm done with all of that.

Burada işim bitti.

My work is finished here.

Henüz işim bitmedi.

- I'm not done yet.
- I'm not through yet.

Yapacak işim yok.

I've got time on my hands.

İşim karnımı ağrıtıyor.

- My job is giving me a stomach-ache.
- My job is giving me a stomachache.

Dün işim yoktu.

- I was free from work yesterday.
- I had no work yesterday.

İşim tekrar toparlanıyor.

My business is picking up again.

Onlarla işim bitmedi.

I'm not done with them.

İşim bittiğinde arayacağım.

I'll call when I'm done with work.

İşim bitmek üzere.

I'm just about done.

İki işim var.

I have two jobs.

Yarın işim var.

I have work tomorrow.

İşim çok önemlidir.

My work is very important.

İşim henüz başlıyor.

My work is just beginning.

Onlarla işim var.

I've got business with them.

Onunla işim var.

- I've got business with him.
- I've got business with her.

Burada işim bitmedi.

I'm not done here.

İşim var Tom.

I am working on something, Tom.

Benim işim seninle.

My business is with you.

Yapacak işim vardı.

I had work to do.

Hiç işim olmadı.

I've never had a job.

Artık işim bitti.

I'm out of work now.

İşim neredeyse bitti.

My work is as good as done.

Kendi işim var.

I have my own job.

İşim çok ilginç.

My job is very interesting.

İşim çok sıkıcı.

My job is very boring.

İşim bitsin, geliyorum.

- When I am finished with what I am doing, I will come.
- When I'm finished with what I'm doing, I'll come.

Benim işim bitti.

My work is done.

- Bu benim işim değil.
- O benim işim değil.

- That's not my job.
- It's not my job.
- This isn't my job.

- Burada bitirdim.
- Buradaki işim bitti.
- Burada işim kalmadı.

I'm done here.

- Burada hazırım.
- Buradaki işim bitti.
- Burada işim kalmadı.

- I'm done here.
- I'm finished here.

- Benim işim bulaşık yıkamaktır.
- Benim işim bulaşıkları yıkamaktır.

- My job is to wash dishes.
- My job is to wash the dishes.
- My job is washing dishes.

- Buradaki işim bitti sayılır.
- Burada işim bitmek üzere.
- Buradaki işim neredeyse bitti sayılır.

I'm almost done here.

- Yapacak epey işim var.
- Yapacak pek çok işim var.
- Yapacak bir hayli işim var.

I have a great deal of work to do.

- Zaten bir işim var.
- Hali hazırda bir işim var.

- I already have a job.
- I've got a job already.
- I have a job already.

- Burada işim bitmek üzere.
- Buradaki işim neredeyse bitti sayılır.

- I'm almost finished here.
- I'm almost done here.

- İşim üzerine konsantre olmak zorundayım.
- İşim üzerine yoğunlaşmak zorundayım.

I have to concentrate on my work.

Benim işim arabalar satmaktır.

- Selling motorcars is my business.
- Selling cars is my job.
- Selling cars is my business.

O benim kendi işim.

- That is my own affair.
- That's my own affair.

İşim hemen hemen bitti.

My work is almost finished.

İşim henüz tam değildir.

- My work is not complete yet.
- My work isn't complete yet.

Halledecek biraz işim var.

I have some work to clear up.

Çok iyi işim var.

We have very good business.

Tartışacak bir işim var.

We have some business to discuss.

İşim beni meşgul ediyor.

My work keeps me busy.

Henüz seninle işim bitmedi.

- I am not finished with you yet.
- I'm not finished with you yet.

Seninle henüz işim bitmedi.

I'm not done with you yet.

Bu benim işim değil.

- It's not my job.
- It isn't my job.

Henüz Tom'la işim bitmedi.

I'm not done with Tom yet.

Gerçekten yapacak işim var.

I've really got work to do.

Yapacak biraz işim var.

I've got some work to do.

Hey, bu benim işim.

- Hey, it's my job.
- Hey, that's my job.

Benim işim bebeğimize bakmaktır.

My job is taking care of our baby.

- İşim uzadı.
- İşlerim yoğundu.

I got tied up at work.

İlgilenmek için işim vardı.

I had business to take care of.

Harika bir işim var.

- I have a great job.
- I have a wonderful job.

Yapacak bir işim var.

- I have a job to do.
- I've got a job to do.

Bitirecek bir işim var.

I have a job to finish.

Boston'da bir işim var.

I've got a job in Boston.

Biraz daha işim var.

I've got a little more work.