Translation of "çelişkili" in English

0.003 sec.

Examples of using "çelişkili" in a sentence and their english translations:

çelişkili görünüyor.

could be something like a stand-up comedian.

Bu çelişkili görünüyor.

This seems contradictory.

Tom'un çelişkili duyguları vardı.

Tom had conflicting feelings.

Zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.

becomes inconsistent as time goes by.

Konuyla ilgili çelişkili görüşlerimiz var.

We have conflicting opinions on the matter.

Leyla'nın çelişkili ifadesi mahkemeyi şaşırttı.

Layla's conflicting testimony confused the court.

Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.

I have conflicting feelings about my childhood.

Trump bu iştirakler hakkında çelişkili söylemlerde bulundu.

Trump has said contradictory things about these commitments.

Bu da zihnimizin tüm çelişkili bilgileri kaçırmasına neden olur.

and that makes our mind miss all the contradicting information.

Bu çelişkili bilgi bir hatayı doğru bir yargıya dönüştürebilir.

this contradicting information could turn a wrong into a right judgment.

Kızıl Kmerler çelişkili eylemlerini meşrulaştırmak için genellikle meseller kullanır.

The Khmer Rouge often used parables to justify their contradictory actions.

- Çelişkili olmaktan hoşlanmam.
- Bana karşı gelinmesinden hoşlanmam.
- Zıtlaşmaktan hoşlanmam.

I don't like being contradicted.

Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.

Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language.

Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil.

My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions.

- Tom çelişkili olmaya katlanamaz.
- Tom kendisine karşı gelinmesine tahammül edemiyor.
- Tom'un kendisiyle ters düşülmesine tahammülü yok.

Tom can't stand being contradicted.