Translation of "Duyguları" in English

0.005 sec.

Examples of using "Duyguları" in a sentence and their english translations:

- Tom'un duyguları kırgındı.
- Tom'un duyguları incindi.

Tom's feelings were hurt.

Tom'un duyguları incinmiş.

Tom's feelings are hurt.

Duyguları hissetmek iyidir.

It's okay to feel emotions.

Yani bu duyguları besliyor.

So cultivating those emotions.

Saldırganların dahi duyguları karışık.

Aggressors, even when emotion is involved.

Duyguları düzenlemeye yardımcı oluyor,

it helps regulate your emotions,

Duyguları araştırmak çok zordur

It's really hard to study feelings and emotions,

Müzik duyguları tahrik eder.

Music moves the feelings.

Bu adamın duyguları yok.

This man has no feelings.

Tom'un duyguları karşılıksız değillerdi.

- Tom's feelings were not reciprocated.
- Tom's feelings weren't reciprocated.

Tom'un karmaşık duyguları vardı.

Tom had mixed feelings.

Onun duyguları kolayca incinir.

Her feelings are easily hurt.

Tom'un çelişkili duyguları vardı.

Tom had conflicting feelings.

Fakat diğer duyguları da uyuşturuyordu.

But they also numbed other emotions too.

Olumlu duyguları tamire gerek yok.

No need to fix positive emotions.

Mantık gücü ve duyguları olan

to any sentient creature with the power of reason

Onun duyguları ile oyun oynama.

Don't toy with her affections.

Bazı duyguları tarif etmek zordur.

Some feelings are difficult to describe.

Tom duyguları ile temas halinde.

Tom is in touch with his feelings.

Bazen duyguları göstermemek elimde değil.

Sometimes I can't help showing emotions.

Başkalarının duyguları ile oynamak yanlıştır.

Playing with other's feelings is wrong.

Tom asla duyguları hakkında konuşmaz.

Tom never talks about his feelings.

Annen ve ben bu duyguları yaşadık.

Your mother and I had it.

Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık.

It's a devastating disease that takes an enormous emotional toll.

Tom'un Mary için yoğun duyguları vardı.

Tom had intense feelings for Mary.

Sadece insan yüzü duyguları ifade edebilir.

Only the human face can express feelings.

Tom duyguları hakkında konuşmakta iyi değildir.

Tom is not good at talking about his emotions.

Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.

Specifically, how does our brain give rise to emotion.

Güvensizlik ve utanma duyguları yeniden ortaya çıkar

we will be called down again to the fresh lowlands of insecurity and shame,

Duyguları alıp cinsiyet yerine yetenek yönüyle düşünebiliriz.

We can take emotions and think in terms of competence and not gender.

Tom'un hâlâ Mary'ye karşı duyguları var mı?

Does Tom still have feelings for Mary?

Onun bütün fikirleri ve duyguları o sınıfın içinde.

All his thoughts and feelings are in this classroom.

Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.

He looked confident but his inner feelings were quite different.

Riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek

may have the potential to change the already-vulnerable teenage brain

Mary her zaman Tom'un onun duyguları hakkında konuşmasını istiyor.

Mary always wants Tom to talk about his feelings.

Genellikle, erkekler duyguları hakkında konuşmayı kadınlardan daha zor bulurlar.

Generally speaking, men find it more difficult to talk about their feelings than women.

Erkekler duyguları ifade etmeyi bazen bir zayıflık işareti olarak algılarlar.

Men sometimes perceive expressing emotions as a sign of weakness.

Gizli kalmış ne varsa ortaya çıkar ve bu duyguları hissetmenizi ister.

whatever has been hidden emerges and demands you feel it.

Geçirdiği kazadan uzun yıllar sonra bazı hareket ve duyguları geri döndü.

he had regained some movement and feeling years after his accident.

En ideal olan, yemeğin lezzetli, ucuz, sağlıklı olması ve duyguları incitmemesidir.

Ideally, food should be tasty, cheap, healthy, and morally inoffensive.

- Tom'un bana karşı hisleri var mı?
- Tom'un benim için duyguları var mı?

Does Tom have feelings for me?

Muktedirliğin vizyonlarının yanı sıra aşağılık duyguları içeren kafasında bir patlayıcı karışımı vardı.

There was an explosive mixture in his head containing feelings of inferiority as well as visions of omnipotence.

- Sami'nin Leyla için güçlü hisleri vardı.
- Sami'nin Leyla için güçlü duyguları vardı.

Sami had strong feelings for Layla.

Bilgisayar programcıları her gün noktalı virgül kullanmalarına rağmen, bugünlerde birçok insan noktalı virgülleri sadece duyguları göstermek için kullanmaktadır.

Even though computer programmers may use semicolons every day, nowadays most people only use semicolons for emoticons.

Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.

All of his friends were body pillows, and all of hers were dolls; so they bonded over their fondness for animating the inanimate. However, because they were not inanimate objects but people with complex emotions, their relationship was sometimes strained.