Translation of "çekiyorum" in English

0.006 sec.

Examples of using "çekiyorum" in a sentence and their english translations:

Acı çekiyorum.

- I am in pain.
- I'm in pain.

Fişi çekiyorum.

I'm pulling the plug.

Köprünün fotoğraflarını çekiyorum.

- I am taking pictures of the bridge.
- I'm taking pictures of the bridge.

Kadının fotoğrafını çekiyorum.

I'm photographing the woman.

Çok acı çekiyorum.

I'm in a lot of pain.

Uyumakta güçlük çekiyorum.

I've been having difficulty sleeping.

Ev hasreti çekiyorum.

- I am homesick.
- I'm homesick.

Arkadaşlık özlemi çekiyorum.

I long for company.

Sadece fotoğraf çekiyorum.

I'm just taking pictures.

Geziyi iple çekiyorum.

- I am looking forward to the trip.
- I'm looking forward to the trip.

Ben güçlük çekiyorum.

I'm having difficulties.

Aşırı acı çekiyorum.

I'm in extreme pain.

Meyve özlemi çekiyorum.

I'm craving fruit.

Yutkunmakta güçlük çekiyorum.

- I have trouble swallowing.
- I have difficulty swallowing.
- I can't swallow properly.

Konsantre olmada zorluk çekiyorum.

I have difficulty concentrating.

Nefes almada zorluk çekiyorum.

- I have difficulty breathing.
- I've been having trouble breathing.

Hapları yutmakta zorluk çekiyorum.

I have trouble swallowing pills.

Ben kendi saçımı çekiyorum!

I am pulling my own hair!

Kayak gezimizi iple çekiyorum.

I'm looking forward to our ski trip.

Onu anlamakta zorluk çekiyorum.

I have difficulty in understanding him.

Doğum günümü iple çekiyorum.

I'm looking forward to my birthday.

Raporunu okumayı iple çekiyorum.

I look forward to reading your report.

Seninle çalışmayı iple çekiyorum.

I look forward to working with you.

Seninle görüşmeyi iple çekiyorum.

I've been looking forward to meeting you, Tom.

Fransızca dilbilgisinden sıkıntı çekiyorum.

I'm having a hard time with French grammar.

Eve gitmeyi iple çekiyorum.

I'm looking forward to going home.

Bunu gerçekten iple çekiyorum.

I'm really looking forward to it.

Zaten yeterince acı çekiyorum.

I'm in enough pain already.

Golf oynamakta zorluk çekiyorum.

It isn't easy for me to play golf.

Ben okuma güçlüğü çekiyorum.

I'm dyslexic.

Önümüzdeki ayı iple çekiyorum.

I'm looking forward to the next month.

Çok sırt ağrısı çekiyorum.

I've been having a lot of back pain.

Tom'la tanışmayı iple çekiyorum.

I'm looking forward to meeting Tom.

Kiramı ödemede zorluk çekiyorum.

I have difficulty paying my rent.

Hâlâ uyku düzensizliği çekiyorum.

I'm still suffering from jet lag.

Biraz vatan hasreti çekiyorum.

I'm a little homesick.

Bu daha iyi. Bacağımı çekiyorum.

Ah, that's better. I'm pulling the leg out now.

Başım ağrıyor ve öksürük çekiyorum.

I have a headache and I am suffering from a cough.

Şu an nakit sıkıntısı çekiyorum.

I'm short of cash at the moment.

Bu geceki konseri iple çekiyorum.

I'm really looking forward to tonight's concert.

Cadılar bayramı partinizi iple çekiyorum.

I'm looking forward to your Halloween party.

Bu hafta sonunu iple çekiyorum.

I'm looking forward to this weekend.

Senden mektuplar almayı iple çekiyorum.

I'm looking forward to receiving letters from you.

Gerçekten onu görmeyi ipe çekiyorum.

I'm really looking forward to seeing it.

Sadece eve gitmeyi iple çekiyorum.

I'm just looking forward to going home.

Ben seni anlamakta güçlük çekiyorum.

I'm having trouble understanding you.

Gerçekten Tom'un ziyaretini iple çekiyorum.

I'm really looking forward to Tom's visit.

Günün her dakikasında ağrı çekiyorum.

I'm in pain every minute of every day.

Ben her gün acı çekiyorum.

I'm in pain every day.

Nefes almada biraz zorluk çekiyorum.

I have some difficulty breathing.

Berbat bir baş ağrısı çekiyorum.

I'm suffering from a bad headache.

Ben konsantre olmakta zorluk çekiyorum.

I'm having a hard time concentrating.

Bazen şeyleri hatırlamakta güçlük çekiyorum.

I sometimes have trouble remembering things.

Merdivenlerden yukarı çıkmakta güçlük çekiyorum.

I have trouble walking up stairs.

Seni artık tanımakta güçlük çekiyorum.

It's hard for me to know who you are anymore.

Çocuğu idare etmekte büyük zorluk çekiyorum.

I have great difficulty in handling the child.

Ailemle birlikte zaman geçirmeyi iple çekiyorum.

I'm looking forward to spending time with my family.

Seni Japonya'da tekrar görmeyi iple çekiyorum.

I'm looking forward to seeing you again in Japan.

Sahip olduğum her şeyin fotoğrafını çekiyorum.

I'm taking pictures of everything I own.

Ben kırık bir kalpten acı çekiyorum.

I'm suffering from a broken heart.

Ben kötü bir soğuk algınlığı çekiyorum.

- I am suffering from a bad cold.
- I'm suffering from a bad cold.

Bir haftadır kötü soğuk algınlığı çekiyorum.

I had a bad cold for a week.

- Vicdan azabı çekiyorum.
- Vicdanım rahat etmiyor.

I have a guilty conscience.

Eğer ailemi düşünürsem, vatan hasreti çekiyorum.

I feel homesick when I remember my family.

Bu büyük hapları yutmakta zorluk çekiyorum.

I have trouble swallowing these big pills.

Bir hafta oldu fakat uyku düzensizliğinden hâlâ çekiyorum.

It's been a week, but I'm still suffering from jet lag.

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.

I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

- Nefes almada zorluk çekiyorum.
- Zar zor nefes alıyorum.

I have difficulty breathing.

Ben artık asla kameramı kullanmıyorum. Sadece telefonumla fotoğraf çekiyorum.

I never use my camera anymore. I just take pictures with my phone.

Bir hafta önce döndüm ama hala jet uyumsuzluğundan çekiyorum.

I've been back for a week, but I'm still suffering from jet lag.

Eve döneli bir hafta oldu ama hala jet uyumsuzluğu çekiyorum.

I've been back home for a week, but I'm still suffering from jet lag.

- Kısa sürede seni görmeye can atıyorum.
- Yakında seni görmeyi iple çekiyorum.

- I'm looking forward to seeing you soon.
- I am looking forward to seeing you soon.

Köpeğimi hangi marka köpek yiyeceği ile besleyeceğime karar vermede güçlük çekiyorum.

I had trouble deciding which brand of dog food to feed my dog.

Benim şu an kullandığım kamerada ben saniyede 25 kare görüntü alarak video çekiyorum

In the camera I am using now, I take videos by taking 25 frames per second

Onun bu son kararının mantığını anlamada sıkıntı çekiyorum. O eskisi kadar zeki değil.

I have a hard time seeing the logic of this latest decision of his. He just isn't as sharp as he used to be.

- Yarını dört gözle bekliyorum.
- Yarın için sabırsızlanıyorum.
- Yarını iple çekiyorum.
- Yarını sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to tomorrow.

- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.

- I'm looking forward to going to the concert.
- I am looking forward to going to the concert.

- Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- Baharın gelişini iple çekiyorum.
- Baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to the return of spring.

- Çok geçmeden seni tekrar görmeyi iple çekiyorum.
- Çok geçmeden seni tekrar görmeye can atıyorum.

I'm looking forward to seeing you again before long.

Yeni Play Station 2'yi çıkardıkları zaman olan önümüzdeki mart ayını gerçekten iple çekiyorum.

I'm really looking forward to next March, when they roll out the new Play Station 2.

- Seninle yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi iple çekiyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi dört gözle bekliyorum.

I'm looking forward to going swimming with you.