Translation of "Aşırı" in Polish

0.009 sec.

Examples of using "Aşırı" in a sentence and their polish translations:

Aşırı tetiktesin.

Byłem bardzo czujny.

- Aşırı tepki veriyorsun.
- Aşırı tepki gösteriyorsun.

Przesadzasz.

Aşırı iffetli davranırlar

zachowują się jak świętoszki

Bu aşırı riskli.

To wszystko jest bardzo chwiejne.

Aşırı yemek yiyordum.

Obżarstwo i wymioty.

Aşırı susuz durumdayım.

Jestem bardzo odwodniony.

Antibiyotikler aşırı kullanılıyor.

Antybiotyków się nadużywa.

Sen aşırı duygusalsın.

Jesteś przewrażliwiony.

Sen aşırı kilolusun.

Masz nadwagę.

Ben aşırı kiloluyum.

Mam nadwagę.

Aşırı yemekten kaçınmalısın.

Musisz unikać objadania się.

Tedavisi aşırı zor şeyler.

bardzo trudno leczyć.

Aşırı sığ bir suda.

W bardzo płytkiej wodzie.

O, soğuğa aşırı duyarlıdır.

Jest nadzwyczaj wrażliwa na zimno.

Bu aşırı bir durum.

To skrajny przypadek.

Aşırı tepki göstermeyi bırak.

Przestań przesadzać.

O aşırı para harcıyor.

On ma mnóstwo pieniędzy.

Sen kendine aşırı güvenensin.

Jesteś pewny siebie.

Polis aşırı hızdan onu tutukladı.

Policjant zatrzymał go za przekroczenie prędkości.

Aşırı derecede yağmur yağmaya başladı.

- Zaczęło lać.
- Strasznie się rozpadało.
- Zaczęło okropnie lać.
- Zaczęło strasznie padać.

O aşırı dozda kokain aldı.

Przedawkował kokainę.

Tom aşırı dozda uyuşturucudan öldü.

Tom zmarł z przedawkowania narkotyków.

Şimdi sadece aşırı tepki gösteriyorsun.

Teraz po prostu przesadzasz.

- Alaska'nın aşırı soğuğundan hoşlanıyorum.
- Alaska'nın aşırı soğuğunu severim.
- Alaska'nın ekstrem soğuğunu severim.

Lubię ekstremalne zimno Alaski.

Kimsenin aşırı stresli olduğumu bilmesini istemiyorum.

Nie chcesz rozgłaszać, ile stresu ci to przysparza.

Yunusların gözleri mavi ışığa aşırı hassastır.

Oczy delfinów są wyczulone na niebieskie światło.

Aşırı sigara içmek sağlığa zarar verir.

Przesadnie palenie zaszkodzi twojemu zdrowiu.

Onun fikirleri benim için çok aşırı.

Jego pomysły są dla mnie zbyt ekstremalne.

Aşırı hız çoğunlukla kazalara neden olur.

Wypadki często są spowodowane przez szybką jazdę.

Kayalar da aşırı kaygan. Buraya düşmek istemem.

Bardzo śliskie skały. Nie chcę tam wpaść.

Aşırı yoksulluk mağduru dünya nüfusunun %10'u

10% populacji żyło w skrajnej nędzy

Aşırı yoksulluk mağduru dünya nüfusunun %37'si

37% populacji świata żyło w skrajnej nędzy,

Aşırı büyük kulaklarıyla kovuğun içindeki titreşimleri dinler.

Przerośnięte uszy nasłuchują wibracji w pustym drewnie.

Aşırı yüksek sesli müzik onların sohbetini böldü.

Bardzo głośna muzyka przerwała ich konwersację.

Bu kayalar aşırı kaygan! Buraya tutunurken gücüm tükeniyor.

Ta skała jest bardzo śliska! Mam coraz mniej siły, by się tu utrzymać.

Aşırı hassas antenleri en ufak hareketi algılamaya ayarlı.

Czułki wychwycą najmniejszy ruch.

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

Doceniam to, że mogę teraz odbywać tę niewiarygodną podróż,

Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.

Bill nie znosi tego, że jego ojciec intensywnie pali.

Aşırı kıskançlık beraberinde sahip olma isteği ve güvensizlik getirir.

Chorobliwa zazdrość może obudzić instynkt posiadania i braku zaufania,

...ahtapot gibi düşünüyordum. Ve bunlar bir açıdan aşırı yorucuydu.

myślałem jak ośmiornica. To było bardzo męczące.

- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.

On ma dużo pieniędzy.

- Biz önceki gece çok fazla yedik.
- Dün gece çok aşırı yedik.

Zjedliśmy wczorajszej nocy stanowczo zbyt dużo.

Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.

Musielibyśmy być bardzo ostrożni, bo jest tu dużo odsłoniętego metalu, który jest ostry i zardzewiały.

- Tom korkunç derecede kısa.
- Tom'un boyu çok kısa.
- Tom aşırı kısa boylu.

Tom jest strasznie niski.

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek

Ale na ekstremalnych pustynnych terenach może być trudno je znaleźć. Jest jeszcze trochę luźno,

Ailen ve çocuğun için endişeleniyorsun. Daha öncesinde hayvanlara karşı aşırı duygusal davranan biri değildim.

martwisz się o rodzinę i dziecko. Wcześniej nie byłem zbyt sentymentalny wobec zwierząt.

Günümüzde Avrupa ülkelerinin çoğunluğu sosyal demokratlar tarafından yönetilir ama aşırı sağda gözle görülür bir yükseliş var.

Obecnie w większości krajów europejskich władzę sprawują socjaldemokraci, ale zauważalny jest wzrost prawicowego ekstremizmu.

- Her an aşırı yağmur başlayacak gibi görünüyor. Şemsiye alsan iyi olur.
- Her an yağmaya başlayacak gibi. En iyisi şemsiye almak.

Pogoda jest taka, jakby za chwilę miało lunąć jak z cebra. Lepiej zabrać ze sobą parasol.