Translation of "Kadının" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kadının" in a sentence and their english translations:

Kadının adı Sue.

The woman's name is Sue.

Kadının fotoğrafını çekiyorum.

I'm photographing the woman.

Kadının ateşi var.

The woman has a fever.

İdeal kadının nasıl?

What is your ideal woman?

- O kadının nesi var?
- O kadının sorunu ne?

What's wrong with that woman?

Bu bir Amazon kadının

This was not a vision of an Amazonian woman

Kadının gülümsediğini size söyleyebilir.

It can tell you that the woman is smiling.

Kadının savaşta yer alması

woman taking part in the war

Kadının saçı oldukça kısadır.

The woman's hair is quite short.

Yaşlı bir kadının sesi.

It's the voice of an old woman.

Hırsız, kadının çantasını çaldı.

The thief made off with the woman's handbag.

Bir kadının yeri evdedir.

A woman's place is in the home.

O kadının oğlu hasta.

That woman's son is sick.

Hangi kadının oğlu hasta?

Which woman's son is sick?

O kadının adı Mary.

That woman's name is Mary.

Bir kadının gözyaşları değersizdir.

A woman's tears are worthless.

Bir kadının ağlaması değersizdir.

A woman's crying is worthless.

Kadının isteği benim emrimdir.

The lady's wish is my command.

- Bu kadının adını biliyor musunuz?
- Bu kadının adını biliyor musun?

Do you know this woman's name?

- Antrea güzel bir kadının adıdır.
- Antrea güzel bir kadının ismidir.

Antea is a pretty woman's name.

- O kadının sürücü ehliyeti yok.
- O kadının sürücü belgesi yok.

- She doesn't have a driving licence.
- She doesn't have a driver's license.

- Tom telefonu bir kadının açtığını söyledi.
- Tom telefona bir kadının cevap verdiğini söyledi.
- Tom telefona bir kadının baktığını söyledi.
- Tom telefona bir kadının çıktığını söyledi.

- Tom said a woman answered the phone.
- Tom said that a woman answered the phone.

Kadının hayatının yönüne nasıl baktığınızda

It adds a different dynamic to the poem

Bir grup kadının koştuğunu söylüyorum.

about a group of women who're running.

Kadının malı varsa erkeğe aittir

If the woman has the property belongs to the man

Yine kadının yeri bizde aynıydı

the woman's place was the same with us again

Trump hemen kadının sözünü kesip

Trump immediately cut off the woman's word

O kadının iki çantası var.

That woman has two bags.

Bir kadının işi asla bitmez.

A woman's work is never done.

Birkaç kadının bisikletlerine bindiğini gördüm.

I saw several women riding their bicycles.

Sadece kadının gitmesine izin ver.

Just let the woman go.

Bir kadının gözyaşları çabuk kurur.

A woman's tears will dry quickly.

Bu kadının zihinsel sorunları var.

This woman is mentally challenged.

Bir kadının çığlık attığını duydum.

I heard a woman scream.

O kadının bir ağzı var.

That woman has a mouth.

Asla bir kadının sözünü kesme.

Never interrupt a woman.

Bir kadının sezgisini asla küçümseme.

Never underestimate a woman's intuition.

Zavallı yaşlı kadının parası çalındı.

The poor old woman was robbed of her money.

Ablamı öldüren kadının asılması gerekir.

The woman who killed my sister should be hanged.

Sami kadının bir resmini gördü.

Sami saw a picture of the woman.

O kadının adını biliyor musun?

Do you know that woman's name?

- İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
- İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

Iran balks at release of American woman.

Bir kadının da bunu anlaması olanaksızdır.

there's no way that a woman can understand the full import of that

Birçok kadının gücünü ve eylemini kaydeder.

many women of strength and action.

Binlerce kat fazla yüreği vardır kadının

woman has thousands of times more heart

Kadının sezgisi açıkça değerli bir özelliktir.

Woman's intuition is clearly a valuable trait.

Yaşlı kadının yardım edecek kimsesi yok.

The old woman has no one to help her.

Tom "Bu bir kadının işi" dedi.

"That's a woman's job," said Tom.

Bir kadının en duyarlı organı klitoristir.

The clitoris is the most sensitive organ of a woman.

Genç kadının yüzü daha da kızardı.

- The young man's face became even redder.
- The young woman's face became even redder.

Bu kadının iki tane çantası var.

This woman has two bags.

Tüm yaptığım bir kadının aşkı içindi.

All I did was for the love of a woman.

Yaşlı bir kadının caddeyi geçtiğini gördüm.

I saw an old woman cross the street.

Sadece o kadının beyaz olmadığını biliyorsun.

You know that woman is not just Caucasian.

Biz o kadının adına ihtiyaç duyuyoruz.

We need that woman's name.

Yabancı kadının bir İtalyan ismi yok.

- The foreigner does not have an Italian name.
- The foreign woman does not have an Italian name.

Bir erkeğin sesini duydum, kadının değil.

I heard the voice of a man, not a woman.

Bir kadının arzusunu nasıl harekete geçirirsin?

How to arouse a woman's desire?

Kitap, hapishanedeki bir kadının hayatı hakkındadır.

The book is about the life of a woman in prison.

O kadının iki tane çantası var.

That woman's got two bags.

Bir koca bir kadının hayatını tamamlayabilir.

A husband can complete a woman's life.

Tom gördüğü kadının Mary olduğunu düşündü.

- Tom thought the woman he saw was Mary.
- Tom thought that the woman he saw was Mary.

Birlikte olduğu kadının kocası tarafından öldürüldü.

He was killed by the husband of the woman he had been hanging out with.

- Hemşire sandığım kadının doktor olduğunu şimdi öğrendim.
- Hemşire sandığım kadının doktor olduğunu şimdi anlıyorum.

I now understand that the woman I thought was a nurse is a doctor.

Tercih edilen versiyona inanıyorum, bilirsiniz, kadının Vietnam'daki

I believe in the preferred version, it does a much better job of, you know,

Gıcık gülüşlü bir kadının resmedildiği bu tablo

This picture depicting a woman with a lazy smile

Yaşlı bir kadının caddeyi geçmesine yardım ettim.

I helped an old woman across the street.

Tom çok çekici bir kadının yanında oturuyordu.

Tom was sitting near a very attractive woman.

Bu, bir kadının yapabileceği bir iş değil.

- This is not a job that a woman can do.
- This isn't a job that a woman can do.

Bir çok kadının beğenmeyeceği yerdeki kumaşı esnetirdi.

jeans, for example, would stretch out the fabric in unflattering places for many women

Allende bir kadının adı ve bir soyadı.

Allende is a woman's name and a last name.

Dün tanıştığım kadının Tom'un annesi olduğunu düşündüm.

- I thought the woman I met yesterday was Tom's mother.
- I thought that the woman I met yesterday was Tom's mother.
- I thought that the woman that I met yesterday was Tom's mother.
- I thought the woman that I met yesterday was Tom's mother.

Bunlar sadece bir kadının bilebileceği türden şeyler.

These are the kind of things only a woman can know.

Neden bu kadının hamile olduğunu bana söylemedin?

Why didn't you tell me that this woman was pregnant?

Virginia, bir kadının kocasından gizlisi saklısı olmamalıdır.

Virginia, a wife should have no secrets from her husband.

Hiç fotoğraftaki kadının kim olduğunu buldun mu?

Did you ever find who was the woman in the photo.

O kadının kim olduğunu bilmek istiyor musun?

Do you want to know who that woman is?

O kadının kim olduğunu bilmek istemiyor musun?

Don't you want to know who that woman is?

Tom'u öpen kadının kim olduğunu merak ediyorum.

I wonder who that woman kissing Tom is.

Bu kadının kim olduğunu bilen var mı?

Does anybody know who this woman is?

Ve özellikle de bir pozitif potansiyeli: Kadının seçimini.

And in particular a potential positive: that of female choice.

Ben çoğu kız ve kadının yapmayı öğrendiğini yaptım.

I did what many girls and women learn to do.

Bir kadının istedikten sonra yapamayacağı şey yoktur zaten

There is nothing a woman cannot do after she wants

O, yaşlı kadının elini tuttu ve kiliseye götürdü.

- She led the old woman to the church by the hand.
- She took the old woman's hand and led her to the church.

Bir tebessüm bir kadının vücudunda en güzel kıvrımdır.

A smile is the most beautiful curve on a woman's body.

Kucağında çocukla oturan şu kadının fotoğrafik hafızası var.

That woman who has a child on her knee has a photographic memory.

Tom size bir kadının adı gibi görünüyor mu?

Does Tom sound like a woman's name to you?

Bir kadının dili, bir kuzunun kuyruğu gibi sallanır.

A woman's tongue wags like a lamb's tail.

O kadının bir yelpazesi var çünkü hava sıcak.

That lady has a fan because it is hot.

Tom'un nişanlandığı kadının bir erkek olduğu ortaya çıktı!

The woman Tom was engaged to turned out to be a man!

Bir kadının gerçekten mutlu olup olmadığını söylemek zordur.

It's hard to tell if a woman is really happy.

Bir kadının tek başına seyahat etmesi günümüzde normaldir.

- Nowadays it is not unusual for a woman to travel alone.
- Nowadays it isn't unusual for a woman to travel alone.

Hemşire olduğunu düşündüğüm kadının aslında doktor olduğunu öğrendim.

I found out that the woman I thought was a nurse was actually a doctor.

Bir kadının saçı uzun, diliyse daha da uzundur.

A woman's hair is long; her tongue is longer.

Tom birlikte zaman geçirdiği kadının kocası tarafından öldürüldü.

Tom was killed by the husband of the woman he had been hanging out with.

Tom, o kadının kim olduğunu biliyor gibi görünüyor.

Tom seems to know who that woman is.

On bir kadının hepsi sihirbazın tohumuyla hamile kalmıştı.

All eleven females were pregnant with the magician's seed.