Translation of "Iple" in English

0.011 sec.

Examples of using "Iple" in a sentence and their english translations:

Paketi iple bağladı.

She tied up the parcel with string.

Geziyi iple çekiyorum.

- I am looking forward to the trip.
- I'm looking forward to the trip.

Tatili iple çekiyor.

He's looking forward to the holiday.

Bir iple ağaca bağlıydı.

He was tied to the tree with a rope.

Kayak gezimizi iple çekiyorum.

I'm looking forward to our ski trip.

Doğum günümü iple çekiyorum.

I'm looking forward to my birthday.

Raporunu okumayı iple çekiyorum.

I look forward to reading your report.

Seninle çalışmayı iple çekiyorum.

I look forward to working with you.

Seninle görüşmeyi iple çekiyorum.

I've been looking forward to meeting you, Tom.

Gerçekten oyunu iple çekiyordum.

I was really looking forward to the game.

Eve gitmeyi iple çekiyorum.

I'm looking forward to going home.

Bunu gerçekten iple çekiyorum.

I'm really looking forward to it.

Önümüzdeki ayı iple çekiyorum.

I'm looking forward to the next month.

Tom'la tanışmayı iple çekiyorum.

I'm looking forward to meeting Tom.

Paketi sarıp iple bağladı.

She wrapped the package and tied it with strings.

Ve ortasından iple bağlanmış bir

with a sheet thrown over it

Öğrenciler yaz tatilini iple çekiyorlar.

The students were all looking forward to the summer vacation.

O paketi bir iple bağladı.

He bound the package with a string.

Bu geceki konseri iple çekiyorum.

I'm really looking forward to tonight's concert.

Cadılar bayramı partinizi iple çekiyorum.

I'm looking forward to your Halloween party.

Tom bunu gerçekten iple çekiyor.

Tom has really been looking forward to this.

Bu hafta sonunu iple çekiyorum.

I'm looking forward to this weekend.

Senden mektuplar almayı iple çekiyorum.

I'm looking forward to receiving letters from you.

Sadece eve gitmeyi iple çekiyorum.

I'm just looking forward to going home.

Gerçekten Tom'un ziyaretini iple çekiyorum.

I'm really looking forward to Tom's visit.

O, atın yükünü iple bağladı.

He fastened the horse's pack with a rope.

Tom bir iple Mary'yi boğdu.

Tom strangled Mary with a rope.

Hırsız ellerimi bir iple arkamdan bağladı.

The burglar tied my hands behind my back with a rope.

Ailemle birlikte zaman geçirmeyi iple çekiyorum.

I'm looking forward to spending time with my family.

Seni Japonya'da tekrar görmeyi iple çekiyorum.

I'm looking forward to seeing you again in Japan.

Tom sarı renkli naylon bir iple bağlandı.

Tom was tied with a yellow nylon rope.

Çocuklar kardan adam yapabilecekleri ilk karı iple çektiler.

The children looked forward to the first snow that they might build a snowman.

- Biz bunu iple çekiyoruz.
- Biz bunu dört gözle bekliyoruz.

We're looking forward to that.

- Tatili sabırsızlıkla bekliyoruz.
- Tatili dört gözle bekliyoruz.
- Tatili iple çekiyoruz.

- We are looking forward to the holidays.
- We're looking forward to the holidays.

- Kısa sürede seni görmeye can atıyorum.
- Yakında seni görmeyi iple çekiyorum.

- I'm looking forward to seeing you soon.
- I am looking forward to seeing you soon.

İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor.

After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.

- Yarını dört gözle bekliyorum.
- Yarın için sabırsızlanıyorum.
- Yarını iple çekiyorum.
- Yarını sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to tomorrow.

- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.

- I'm looking forward to going to the concert.
- I am looking forward to going to the concert.

- Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- Baharın gelişini iple çekiyorum.
- Baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to the return of spring.

- Çok geçmeden seni tekrar görmeyi iple çekiyorum.
- Çok geçmeden seni tekrar görmeye can atıyorum.

I'm looking forward to seeing you again before long.

Yeni Play Station 2'yi çıkardıkları zaman olan önümüzdeki mart ayını gerçekten iple çekiyorum.

I'm really looking forward to next March, when they roll out the new Play Station 2.

- Seninle yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi iple çekiyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi dört gözle bekliyorum.

I'm looking forward to going swimming with you.

- Annem bir parça ip ile üç kurşun kalemi bağladı.
- Anne, bir parça iple üç kurşun kalemi bağladı.

Mother tied up three pencils with a piece of string.

- Tom doğum günü partisini iple çekiyor.
- Tom doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.
- Tom doğum günü partisini dört gözle bekliyor.

Tom is looking forward to his birthday party.