Translation of "Sessiz" in Dutch

0.007 sec.

Examples of using "Sessiz" in a sentence and their dutch translations:

- Daha sessiz!
- Sessiz!

Zachter!

- Sessiz ol!
- Sessiz olun!

- Houd je mond.
- Hou je mond!
- Zwijg!
- Wees stil!
- Blijf stil.
- Kop dicht!

Hşşt! Sessiz...

Hé! Hou je stil…

Sessiz ol.

- Wees stil.
- Stilte.

Herkes sessiz.

Iedereen is stil.

Bu sessiz.

- Het is stil.
- Het is rustig.

Sessiz olun.

- Houd je mond.
- Hou je mond!
- Zwijg!
- Wees stil.
- Stil!
- Stilte!

Sessiz olmayacağım.

Ik zal niet stil zijn.

- Lütfen sessiz olun.
- Lütfen sessiz olalım.

- Stil blijven, alstublieft.
- Wees alstublieft stil!

Sessiz bir evren

Een universum dat stil is

Hşşt! Sessiz olun!

Hé! Stil!

Sen, sessiz ol!

Jij, wees stil!

Lütfen sessiz durun.

Houd je alsjeblieft rustig.

Bayan sessiz kaldı.

De dame bleef stil.

O sessiz kaldı.

Hij zweeg.

Burada sessiz olamazsın.

Hier mag je niet stil zijn.

Sadece sessiz ol.

Wees gewoon stil.

Sessiz olabilir misiniz?

Zou je stil kunnen zijn?

Bu oda sessiz.

Deze kamer is rustig.

Tom sessiz kaldı.

Tom bleef stil.

Sessiz biçimde konuş.

Spreek zachtjes.

Biz sessiz kaldık.

- We hielden ons stil.
- We hebben ons stil gehouden.
- We zwegen.
- We hebben gezwegen.

- Sessiz ol.
- Şıst!

- Sst!
- Ssst!

Tom sessiz oldu.

Tom zweeg.

Çok sessiz olmalıyız.

Jullie moeten heel stil zijn.

Onları sessiz tut.

- Houd hen stil.
- Hou hen stil.

Hepiniz sessiz olun.

Wees stil, allemaal.

Tom sessiz davranıyor.

- Tom is stil.
- Tom zwijgt.

- Sessiz kalma hakkına sahipsin.
- Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.

U hebt het recht om te zwijgen.

- Lütfen sessiz olun.
- Sessizlik, lütfen.
- Lütfen sessiz olalım.

Stilte graag.

Sessiz, öldürücü ve görünmez.

Stil en dodelijk en ondoorzichtbaar.

Birkaç gün sessiz kalmalısınız.

Ge moet u enkele dagen stil houden.

Sessiz ol, seni aptal!

Mond dicht, dommerik!

O sessiz bir kişi.

Zij is een stil persoon.

Biz onları sessiz tuttuk.

We hielden hen stil.

Planları hakkında sessiz kaldılar.

Ze zwegen over hun plannen.

- Sessiz ol.
- Kapa çeneni.

Wafel dicht.

Niçin o öyle sessiz?

Waarom is ze zo stil?

- Sakin ol.
- Sessiz ol.

- Wees stil!
- Blijf stil.

Sessiz ol ve dinle.

- Hou je mond en luister.
- Wees stil en luister.
- Zwijg en luister.

Gençler, kütüphanede sessiz olun.

Wees stil in de bibliotheek, jongens.

Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.

Wanhopig zoekt ze een rustige plek.

Karanlık, sessiz bir alan arıyor.

Ze zoekt een donker en stil stukje.

O çok sessiz bir oda.

Het is een zeer stille kamer.

O sessiz bir kış akşamıydı.

Het was een rustige winteravond.

O, toplantı sırasında sessiz kaldı.

Hij zweeg tijdens de vergadering.

Bazen sessiz kalmak daha iyidir.

Soms is het beter om te zwijgen.

Tom ve Mary sessiz kaldılar.

Tom en Maria hielden zich stil.

Burada kal ve sessiz kal.

Blijf hier en blijf kalm.

O,görüşme boyunca sessiz kaldı.

Hij zweeg tijdens de vergadering.

Sessiz olduğunuz sürece, burada kalabilirsiniz.

Je mag hier blijven zolang je rustig bent.

Keşke biraz daha sessiz olabilsen.

Ik zou willen dat je wat rustiger was!

- Biraz daha sessiz konuşur musun lütfen?
- Lütfen biraz daha sessiz konuşur musunuz?

Zou je alsjeblieft wat zachter kunnen praten?

Kendimle gizli ve sessiz bir yazışma.

Deze geheime, stille correspondentie met mezelf.

Evde yalnız olduğumda, ev çok sessiz.

Als ik alleen thuis ben, is het te stil in huis.

- Sakin olun.
- Sessiz ol.
- Sakin kal.

Blijf koel.

Bu sessiz, görünüşte soyut resme denk geldim

Ik kwam dit rustige, schijnbaar abstracte schilderij tegen

Bunun, benim üç sessiz devrim dediğim şeye

en ik kan jullie vertellen dat het leidde

Ne diyeceğini bilmiyordu, bu yüzden sessiz kaldı.

Hij wist niet wat te zeggen, en dus zweeg hij.

Yavaşça ve sessiz! Leşler hayatta kalmakta işe yarar.

Heel stilletjes. Een karkas is goed voor de overlever.

Acaba buna bakmaya değer mi? Yavaşça ve sessiz.

Misschien de moeite waard om te gaan kijken. Laten we gaan kijken.

Bütün yapman gereken burada oturmak ve sessiz olmak.

Je hoeft alleen maar hier te zitten en je rustig te houden.

Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,

Maar het is hoe langer hoe moeilijker om rustige plekken te vinden

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

Het kleine mannetje wint zijn partner. In een lawaaiige wereld loont het soms om stil te zijn.

- Ne söylemem gerektiğini bilmiyordum ve sustum.
- Ne söyleyeceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.

Ik wist niet wat te zeggen, en zweeg.

"Ne demek istiyorsun?" Dima sordu fakat geğirdi, zira o sessiz kalırsa, bu cümle çok basit olur.

"Wat bedoel je?" vroeg Dima, maar liet een boer, want als hij stil zou blijven, zou deze zin te eenvoudig zijn.