Translation of "Alıp" in Dutch

0.014 sec.

Examples of using "Alıp" in a sentence and their dutch translations:

Ne alıp veremiyorsun onunla?

Wat is er mis tussen jou en hem?

Alıp almamak size kalmış.

Jij moet weten of je het koopt of niet.

Ne alıp veremeyeceği var?

Wat gaat het hem aan?

Nefes alıp verdiğinizi farkında olun.

bij het uiteinde van je neus.

Modern hayvanların anatomilerini ele alıp

Weten jullie nog dat we via fylogenetische classificatie

Ya da larvalardan biraz alıp

Of ik kan wat larven nemen...

Ya da bu larvalardan biraz alıp

Of ik kan wat larven nemen...

Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.

Snel dit touw pakken... ...en wegwezen.

Biraz su alıp bunu deliğin içine dökebilirim.

...om water te halen en het in het gat te gieten...

Duyguları alıp cinsiyet yerine yetenek yönüyle düşünebiliriz.

We kunnen emoties bekijken in termen van competentie in plaats van gender.

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alıp bir karar verin.

Pak je touchscreenapparaat en neem een beslissing.

Karbon, yeşil bitkilerin atmosferden karbondioksiti alıp bünyelerinde

Koolstof komt in de grond door fotosynthese,

Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.

Hij nam haar mee naar het mistige bos.

Yoksa larvaları alıp donmuş gölde balık mı avlayalım?

...of vangen we een vis met larven in het bevroren meer?

Ama biraz kum alıp bunu zımpara gibi kullanabilirsiniz.

Je kunt zand gebruiken... ...als gravel.

Kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.

hun vervuiling inperken en de strijd leiden -

Her iki fikri de alıp tek fikirde birleştirebilirim.

dat ik die twee ideeën met elkaar kan combineren tot dit ene idee.

Ya çürüyen etin bir kısmını alıp ormanda tuzak kurar

Ik kan een stuk rottend vlees afhakken, een val zetten in het bos...

Ya da larvalardan biraz alıp onları yem olarak kullanır

Of ik kan wat larven nemen... ...en die als lokaas gebruiken.

Yoksa larvaları alıp donmuş bir gölde balık mı avlayalım?

...of vangen we een vis met larven in het bevroren meer?

Tamam, bu ufaklığı alıp onu bu su şişesine koymalıyız.

We willen hem vangen en in deze waterfles stoppen.

Şu fotoğraf makinesini alıp bana ver, ki ona bakabileyim.

Neem dat fototoestel en geef het mij, dat ik er kan naar kijken.

Biri çok nazik sonra saçımı alıp başımın üstünde çekin ve

Een man knielt neer om onthoofd te worden, en hij zegt: "Ik maak me een beetje zorgen over mijn haar,

Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.

Ik pakte mijn camera weer... ...en begon datgene te doen waarvan ik hou.

Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

Je trekt de latexhandschoen... ...over het glas, je pakt de kop...

Lateks eldivenimizi alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

Je trekt de latexhandschoen over het glas, je pakt de kop...

Bana temiz bir tabak getir ve bu kirli tabağı alıp götür.

Breng mij een proper bord en neem het vuile bord weg.

Tupamaro Ulusal Kurtuluş Hareketi romantik bir kent gerillasıydı, zenginden alıp yoksula verirdi,

De Nationale Bevrijdingsbeweging Tupamaro veranderde... ...van een romantische, stedelijke guerrilla die van de rijken stal...