Translation of "Halatı" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Halatı" in a sentence and their dutch translations:

Halatı tutun.

Pak het touw aan.

Pekâlâ, halatı çıkartalım.

We gooien het touw naar beneden.

Pekâlâ, şu halatı geçirelim.

We gooien het touw eroverheen.

Halatı çıkartıp ağaca bağlayalım.

Touw pakken, aan een boom binden.

Halatı çözdü, onu topluyorum.

Hij is los. Ik haal de lijn binnen.

Pekâlâ, halatı bağladım. Atlamaya hazırım!

Ik heb het touw vastgemaakt. Klaar.

Tamam, bu halatı bağlayıp hazırlanalım.

We maken het touw vast. Maak je klaar.

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

Ik moet proberen het touw over een van deze hoge takken te krijgen.

Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.

Snel dit touw pakken... ...en wegwezen.

Halatı aşağı çekelim ve nasıl göründüğüne bakalım.

We trekken 't touw aan, kijken hoe het eruitziet.

Tamam, bu halatı kayaya dolayıp aşağı ineceğim

We gebruiken dit touw om deze rots, dalen af...

Pekâlâ, bu halatı kullanıp şu kayaya bağlayacağım

Ik gebruik dit touw... ...maak het vast aan deze rots...

Ve halatı aldıktan sonra yola devam edeceğiz.

Ik haal het touw terug... ...en dan kunnen we gaan.

Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağı ineceğim

We gebruiken dit touw om deze rots, dalen af...

Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağıya ineceğim

We gebruiken dit touw om deze rots, dalen af...

Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağı ineceğim

We gebruiken dit touw om deze rots, dalen af...

Bu halatı kullanıp onu bağlayacak bir şey bulacağız

We gebruiken dit touw, vinden iets om het aan vast te maken,

Halatı atmaya yardımcı olması için paraşüt kordonunu da kullanacağız.

We gebruiken parachutekoord om het touw erover te krijgen.

Yetki sizde. Hadi bu halatı bağlayalım. Belki şunun çevresine.

Jij bent de baas. Laten we het touw vastmaken. Misschien hier omheen?

Ama halatı bağlamak için bulabildiğim en büyük kaya bu.

...maar dit is de grootste rots die ik kon vinden.

Bunu şu amaçla kullanacağım, halatı, sivri köşelerden korumak için.

En die kan ik gebruiken... ...om het touw te beschermen tegen de rand.

Tamam, şimdi halatı alalım. Sonra şu şeyin yerini belirlemeye çalışacağız.

Nu alleen nog het touw binnenhalen. En dan gaan we dat ding zoeken.

En güvenli yol bu olsa gerek. En azından bu halatı tanıyorum.

Dat is de veiligste optie. Ik ken dit touw.

Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.

Dus bij abseilen op deze manier moet je iets hebben... ...dat het touw beschermt tegen de scherpe rots.

Kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

...dat touw knapt. Dat is een dodenval.

Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.

Het probleem is dat deze scherpe rotsen zo door het touw snijden.

Ya da bu halatı kullanarak bağlayacak bir şey bulup onunla aşağı inebiliriz.

Of we gebruiken dit touw, maken het ergens aan vast... ...en gaan abseilen.

Halatı bu tarafa bağlayacağım ve karşıya geçmek için onu bir hat gibi kullanacağım.

Deze kant vastmaken en dan kan ik... ...naar de andere kant pendelen.

Demek karşıya geçmenin en iyi yolunun halatı kullanmak olduğunu düşünüyorsunuz. Tamam, hadi. İşte başlıyoruz.

Dus je denkt dat we er het beste met de lijn over kunnen komen. Oké, kom op. Daar gaan we.

Halatla inmek iyi olur, hemen oraya ineriz. Kötü yanı, halatı bağlayacak pek bir şeyin olmaması.

Abseilen brengt ons precies waar we moeten zijn. Het nadeel is dat er niks geschikt is om me aan vast te maken.